Ahmet Hamdi Martonaltı

Kısaca: Telgrafçı Hamdi Martonaltı 1891 yılında Manastır`da dünyaya geldi. Hamdi Martonaltı`nın babasının ismi Ahmet Efendi, annesinin ismi ise Habibe Hanım`dır. Ahmet Efendi Manastır`da varlıklı bir ailenin çocuğudur. Manastır`da “Ağalar” diye anılırlardı. Hamdi Bey, ilk eğitimini annesinden aldı. 1911 yılında Dere-i Bala Kasabası`nda telgrafçılığa başladı. Sırp işgal ve zulmünün artması üzerine babası Ahmet Efendi ailesi birlikte İstanbul`a göçtü. Manastırlı Hamdi Bey, 1919`da İstanbul Mer ...devamı ☟

Ahmet Hamdi Martonaltı
Ahmet Hamdi Martonaltı

Telgrafçı Hamdi Martonaltı 1891 yılında Manastır`da dünyaya geldi. Hamdi Martonaltı`nın babasının ismi Ahmet Efendi, annesinin ismi ise Habibe Hanım`dır. Ahmet Efendi Manastır`da varlıklı bir ailenin çocuğudur. Manastır`da “Ağalar” diye anılırlardı. Hamdi Bey, ilk eğitimini annesinden aldı. 1911 yılında Dere-i Bala Kasabası`nda telgrafçılığa başladı. Sırp işgal ve zulmünün artması üzerine babası Ahmet Efendi ailesi birlikte İstanbul`a göçtü. Manastırlı Hamdi Bey, 1919`da İstanbul Merkez Postanesi`nde telgraf memuru olarak göreve başladı.

16 Mart 1920 günü, “Bu sabah Şehzadebaşı`ndaki Mızıka Karakolu`nu İngilizler bastı. Oradaki askerlerle çarpışarak neticede şimdi İstanbul`u işgal altına alıyorlar. Bilgi için arz olunur. Manastırlı Hamdi.” mesajı ile İstanbul`un İngilizlerce işgalini Ankara`ya bildirmeye başlamıştır. Zaman zaman ara vererek işgali naklen Ankara`ya ve Mustafa Kemal Paşa`ya bildirmiştir. Hayatı pahasına büyük bir fedakarlıkla, telgrafhanenin de basılmasına kadar işgal ile ilgili edindiği her türlü ayrıntıyı bildirmeye çalışmıştır. Bu büyük fedakarlığının önemini Gazi, 1927`deki büyük nutkunda şu sözleri belirtmiş ve kendisini onurlandırmıştır: ``“Bu hamiyetli ve cesur Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı İstanbul`da geçen bu acı olayları öğrenmek için, kim bilir ne zamana kadar bekleyip duracaktık. İstanbul`da bulunan nazır, milletvekili, komutan ve teşkilatımız adamları içinden, bir kişinin çıkıp da, zamanında bize haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki hepsini heyecan ve çarpıntı kaplamıştı. Bir ucu Ankara`da bulunan telin İstanbul`da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir duruma gelmiş oldukları yargısına varmak, bilmem ki doğru olur mu? Telgraf memuru Hamdi Efendi sonradan Ankara`ya gelerek karargahımız telgraf memurluğu yapmıştır. Kendisine borçlu olduğum teşekkürü, burada açıkça söylemeyi milli ve vatan görevlerinden sayarım.”``

İşgalden sonra, yer yer kiraz küfelerinin arasında da devam eden tehlikeli bir yolculuktan sonra Ankara`ya ulaşmayı başarmış ve Gazi`nin talimatı ile Ziraat Okulu`ndaki Heyet-i Temsiliye Karargahı`na kendisi için kurulan telgrafhanede milli mücadeleye katılmıştır. Daha sonra Batı Cephesi Komutanlığı`na atanan İsmet Paşa`nın yanına, telgrafçı olarak atandı. Bu görevi sırasında I. ve II. İnönü zaferlerini, top sesleri arasında, karargahtan Ankara`ya ulaştıran, Manastırlı Hamdi Bey olmuştur.

Cumhuriyetin ilanından sonra, terfi ettirilerek, Akşehir telgraf memurluğuna atanmıştır. Orada iki yıl görev yaptıktan sonra, Ankara Yenişehir Postanesi Müdürü olmuştur. Bu arada sağlığının bozulması üzerine, bir süre tedavi gördükten sonra, kendi isteğiyle Konya İstasyonu`na birinci sınıf memur olarak atanmış ve bu görevdeyken de emekli olmuştur.

Soyadı yasası çıktıktan sonra Gazi, İstanbul`un işgali sırasında gösterdiği yararlılığın hatırasına Manastırlı Hamdi Bey`e, a€˜Martonaltı` soyadını vermiştir.

Milli Mücadele`nin cesur telgrafçılardan, İstiklal Madalyası ile onurlandırılmış Manastırlı Ahmet Hamdi Martonaltı 9 Aralık 1945 günü Konya`da vefat etmiştir. Mezarı Konya`dadır.

Kaynaklar

Vikipedi

Cemil Dönmez - 5 yıl önce

Yukarıda bahsi geçen olayların gerçek seyri Dr. Halil Özcan'ın kitabında ayrıntılarıyla anlatılıyor. Doğru bilgiye ulaşmak için okumanızı tavsiye ederim.


Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.