Adriana Mater``, yer ve zaman belirtilmemiş ama 20. yüzyıl sonlarında Balkanlar`ın durumunu çağrıştıran, iç savaşın yaşandığı bir ülkede geçiyor. Genç bir kadın olan Adriana tecavüze uğrar ve hamile kalır, ama çocuğunu aldırmayı kabul etmez: "``Onun çocuğu değil bu Refka, benim çocuğum ve bana benzeyecek.``", diye cevap verir kız kardeşine. Bu varlık iki kanı birlikte taşıyacaktır: Kurbanınki ve celladınki. Oğlu Yonas büyüdüğünde, bir gün, şehri terk etmiş olan doğurucusunun şehre geri geldiğini öğrenir ve onu öldürmeye yemin eder. "``O adam ölmeyi hak ediyordu, ama sen, oğlum, öldürmeyi hak etmiyordun.``", diye cevap verir Adriana, Yonas`a.
Amin Maalouf, bize sık sık Ortadoğu`yu ya da Balkanlar`ı anımsatan bir coğrafyada, savaşın yaşandığı bir ülkede, düşmanlığın ve yabancılığın eşiğinde, tükenmekte olan bir dünyanın eğretilemesini sunuyor. Maalouf`un "``Uzaktan Aşk``"tan sonra ikinci librettosu olan "``Adriana Mater``" (``Ana Adriana``), bir yandan insanoğlunun unutulmaz trajedilerine ışık tutarken, öte yandan insanoğlunun bilmeyen soru(n)larını ortaya koyuyor: "``Kıyam çağında yaşama tutunabilir miyiz? Her ne olursa olsun bağışlamak, cesaret midir yoksa korkaklık mı?``"
kitap-taslak