Abdürreşid İbrahim, Ömer Efendi isimli Buhara kökenli bir baba ile, vaktini kız çocuklarına okuma-yazma öğretmekle değerlendiren Başkurt Türklerinden Afife Hanım'ın oğlu olarak 23 Nisan 1857'de Sibirya'da, Tobolsk vilayetinin Tara kazasında doğmuştur. 25 Ekim 1913 tarihli irade ile de, ailesi ile birlikte Osmanlı tabiyyetine girmiştir. Burada önemli olan Abdürreşid İbrahim'in seyahatleridir. Nisan 1897'de İstanbul'dan başlayan ve üç yıl süren bir seyahate çıkmıştır. Mısır, Hicaz, Filistin, İtalya, Avusturya, Fransa, Bulgaristan, Sırbistan, Batı Rusya üzerinden Çin Türkistan'ına oradan da Sibirya üzerinden Tara'ya dönmüştür (1900).
1907 sonlarında ikinci büyük seyahatine çıkmıştır. Batı Türkistan, Buhara, Semerkant, Yedisu ve civarını kapsayan bir yıllık bir geziden sonra tekrar Tara'ya gelerek ailesini almış ve Kazan'a yerleştirmiştir. 1908'in Eylül ayında da buradan hareket ederek Sibirya, Moğolistan, Mançurya, Japonya, Kore, Çin, Hindistan, Hicaz ve Ortadoğu üzerinden İstanbul'da son bulan seyahatini 1910'da tamamlamıştır.
Abdürreşid İbrahim'in 1900'de Tara'da bir müddet kaldıktan sonra Japonya'ya gittiği ve burada bazı temaslarda bulunduktan sonra Petersburg'a geldiği de belirtilmektedir. Ancak bu seyahatin sebebi ve Abdürreşid İbrahim'in Japonya'daki faaliyetleri hakkında herhangi bir bilgi de yoktur. Ayrıca 1902-1903 yılları arasında tekrar Japonya'ya giderek anti Rusya propagandasına katılmıştır. Rus elçiliğinin Japon hükumetinden ricası üzerine de Japonya'dan ayrılması istenmiştir. Abdürreşid İbrahim 1901 ve 1903 yılları arasındaki Japonya seyahatleri hakkında herhangi bir şey yazmamıştır. Üstelik Alem-i İslam adlı eserinde 1908 yılında Japonya'ya yaptığı seyahatini ilk Japonya seyahati olarak belirtmiştir. Bunun sebebi 1901'de Japonya'da kurulan “Kara Ejderler Örgütü” ile ilişkisi olması ve bunun duyulmasını istememesidir. Abdürreşid İbrahim'in Japonya seyahati 17 Kasım 1908-19 Haziran 1909 tarihleri arasındadır. Japonya'da yedi ay kalmıştır.
Abdürreşid İbrahim'in Japonya gezisi, dönemin radikal milliyetçi gizli bir örgütü olan “Kara Ejderler” tarafından ayarlanmıştır. Abdürreşid İbrahim, Kara Ejderler örgütünün üyeleri ile birlikte “Asya-Gı-Kay” (Asya Savunma Gücü) adında bir örgütün kurulmasını sağlamıştır. Prof. Salih Mehdi Samarai ile yapılan görüşmede, Abdürreşid İbrahim'den sonra Japonya'ya üç Türk gencinin ilim tahsili için gittiği anlaşılmaktadır. Bunlardan biri Abdürreşid İbrahim'in oğlu Münir, diğeri de Ahmet Fehmi'dir. Üçüncüsünün adını hatırlayamamıştır.
Abdürreşid İbrahim, Kara Ejderler'le devam eden ilişkileri sayesinde 1933'de Japonya'ya tekrar gelmiş, İslam'ı öğretme ve yayma faaliyetleri ile uğraşmıştır. Tokyo camiinin inşasında önayak olmuş ve bu caminin imamlığını da yapmıştır (1937). Japonya'da İslam dininin resmen tanınmasını sağlamıştır (1939). 17 Ağustos 1944'te Tokyo'da vefat etmiştir. Abdürreşid İbrahim'in vefatı Japon radyosundan ilan edilmiş, cenazeye katılmak isteyenler için dört gün beklenilmiş ve Tokyo'da toprağa verilmiştir. Abdürreşid İbrahim, Tokyo'ya üç saatlik mesafede bulunan mezarlıkta Müslüman mezarlığı ile Japon mezarlığının arasında ebedi istirahatgahında yatmaktadır.
Abdürreşid İbrahim'in hikayesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun, Japonya'nın ve belki bir ölçüde Almanya'nın ondokuzuncu yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın ilk yarısındaki siyasi tarihiyle örtüşmüş gibidir. Özellikle II. Abdülhamid'in, Osmanlı İmparatorluğu'nu, güneye inmek isteyen Rusya'dan, İmparatorluğun yaşama şansının kalmadığına inanan Fransa ve özellikle de İngiltere'den korumak amacıyla, dahilde ve Ortaasya, Afrika, Hindistan gibi Avrupalı sömürgecilerin zulmü altında bulunan Müslümanları hilafet makamı altında toplamak girişiminin önde gelen uygulamacılarından biri de Abdürreşid İbrahim olmuştur. Aynı dönemde Uzakdoğu'da Japonya'nın Rusya ve batılı sömürgecilerle mücadelesi, İttihad-ı İslam ve İttihad-ı Şark siyasetinin uygulanması işini de Abdürreşid İbrahim'e yüklemiştir. Müsbet anlamdaki Japon imajının Türkiye'de oluşmasının da baş mimarı Abdürreşid İbrahim olmuştur.