Bilimsel Çalışmaları: M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış olan Thales felsefi faaliyetleri yanında bilimsel çalışmalarıyla da seçkinleşmiştir. Bu çalışmalar arasında ise, her şeyden önce, ona Yunan dünyasında abartılı bir ün kazandıran M.Ö. 585 yılındaki güneş tutulmasıyla ilgili doğru tahmini dolayısıyla astronomi çalışmaları gelir. Matematik alanında ise Thales’in, Yunanlının eşsiz genelleme yeteneğini çok canlı bir biçimde kanıtlayan, oldukça güçlü bir uzmanlık bilgisi olduğu kabul edilmektedir. Geometriyi Mısır’dan Yunanistan’a getiren Thales, denizdeki gemilerin aralarındaki mesafeden başka, insan varlığının gölgesinin büyüklüğü kendisi kadar olduğu zamanı bekleyerek, piramidleri de gölgelerinden ölçmüştür.
Felsefi Görüşleri
Thales’te, felsefe bakımından esas önem taşıyan husus, onun “Neyin var olduğu” “Neyin gerçek olduğu” ya da “Neyin gerçekten var olduğu” sorusu üzerinde düşünmüş olmasından kaynaklanır. O bu çerçeve içinde, doğada var olan şeylerin tüketici bir listesini yapmayı amaçlamamış, fakat şeylerin varlığa gelmeleri ve daha sonra da yok olup gitmeleri olgusundan etkilenmiştir. “Neyin var olduğu” sorusunu yanıtlamanın en önemli yolu, onun gözünde birlik ile çokluk ya da görünüş ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi doyurucu bir biçimde ifade edebilmekten geçmiştir. O, buna göre, gözle görünen bireysel varlıkların ve değişmelerin oluşturduğu kaosun, çokluğun gerisinde akılla anlaşılabilir, kalıcı ve sürekli bir gerçekliğin var olduğuna inanmıştır. Thales, çokluğun kendisinden türediği, çokluğun gerisindeki bu birliğin “su” olduğunu öne sürmüştürThales’i arkhe olarak suyu seçmeye götüren nedenlerin bir kısmı mitik, bir kısmı da rasyonel nedenlerdir. Buna göre, suyun sadece Yunan değil, fakat Doğu mitolojisinde de işgal etmiş olduğu istisnai konum, onu suyun varolan her şeyin ilk nedeni olduğunu öne sürmeye sevketmiş olabilir. Sonra, su ile hayat düşüncesi arasındaki doğrudan bağlantının bizatihi kendisi Thales’e ilk neden olarak suyu önermiş olmalıdır. Hepsinden önemlisi, suyun hiçbir gözlem aracı olmadan, ısısına bağlı olarak, katı, sıvı ve hava haline dönüştüğü gözlemlenen biricik madde olması, onun arkhe olarak su tercihinde etkili olmuştur. Nitekim buharlaşma fenomeni suyun buhar ya da hava olabilmesini, donma fenomeni ise, suyun toprak olabilmesini akla getirmiştir.
Dahası Thales, suyu kendi hareket ilkesini kendisinde ihtiva eden, canlı bir madde olarak tasarlamıştır. O işte bundan dolayı organik bir evren anlayışı içinde ve ilkel canlıcılığa epey yakın olarak, her şeyin tanrılarla dolu olduğunu dahi söylemiştir.