Timur Hanın 1405’te ölümünden sonra zayıflayan Timur İmparatorluğu parçalanmaya başladı. Bu sırada Aral Gölünün ve Seyhun Irmağının kuzeyindeki bölgede dağınık olarak yaşayan Özbekler, Ebü’l-Hayr’ın idaresinde toplanarak, 1428’de onu kendilerine han ilan ettiler. Özbeklerden ayrılan Kırgız Kazaklarını yeniden hakimiyeti altına almaya çalışan Ebü’l-Hayr, 1468’de bir savaşta vefat etti. Ebü’l-Hayr’ın vefatından sonra, Özbekler, Çağatay Moğol hükümdarı Yunus Hana yenilerek dağıldılar. Yunus Han, Ebü’l-Hayr’ın oğlu Şah Budak’ı öldürttü. Dağınık halde bulunan Özbekler, bu hadise üzerine Şah Budak’ın oğlu Muhammed Şeybek (Şeybani)in etrafında tekrar toplanarak güneye doğru inmeye başladılar.
Bu hadiseden sonra, Şeybaniler adını alan Özbekler, ilk zamanlar Çağatay Hanı Mahmud Hanın himayesine girerek Türkistan’a yerleştiler. Bu sırada Timuroğulları Devletindeki iç karışıklıktan istifade ederek, 1500’de Buhara’yı zaptedip, Timur Hanedanına son verdiler. Maveraünnehr tahtına Muhammed Şeybek geçti. Harezm, Hive, Belh ve Herat’ı ele geçirdiler. Çağatayların elinde bulunan Taşkent’i de zapteden Özbekler, Çağatay Hanı Mahmud Hanla kardeşi Ahmed Hanı esir aldılar. Böylece Türkistan, Maveraünnehr, Fergana ve Horasan bölgelerine hakim olup, Orta Asya’nın en güçlü devleti haline geldiler.
İran’da bulunan Akkoyunlu Devletini yıkarak, hakimiyeti ele alan ve koyu Eshab-ı kiram düşmanı olan Safeviler, sünni itikadda olan Özbeklere karşı Horasan’ı ele geçirmek üzere harekete geçtiler. Ehl-i sünnet Müslümanların hamisi durumunda olan Muhammed Şeybek, Şah İsmail’in Ehl-i sünnet itikadını kabul etmesini ve kendisine boyun eğmesini istedi. İsteklerinin yerine getirilmemesi halinde bütün Âzerbaycan ve İran topraklarını elinden alacağını bildirdi. Bu sırada Osmanlıların da desteğini alan Özbekler, Safevilere karşı mücadeleye başladılar. İkinci Bayezid Han, Muhammed Şeybek’i, Şah İsmail’e savaş açması için destekledi. Muhammed Şeybek’in oğlu Muhammed’in, Kırgızların saldırısına uğramasını fırsat bilen Safeviler, harekete geçerek Horasan’ı zaptedip Meşhed’e girdiler. Merv yakınlarında Özbekleri mağlup ederek Muhammed Şeybek’i şehit ettiler (1510).
Yeniden bir araya gelen Özbekler, 1512’de Şii-Safevi kumandanı Necmi Sani ile Babür’ü Goncdevan’da büyük mağlubiyete uğrattılar. Böylece Buhara, Semerkand ve Maveraünnehr bölgeleri tekrar Özbeklerin hakimiyetine girdi. Yeniden iktidarı ele alan Şeybaniler Hanedanı, 16. yüzyıl boyunca, Maveraünnehr bölgesinde hüküm sürdü. Semerkand’ı devlet merkezi olarak seçen Özbekler, Muhammed Şeybek’in amcası Köçküncü Han devrinde Horasan’ın bir bölümünü, Meşhed ve Esterabad’ı Safevilerden aldılar. Fakat Meşhed ve Herat yakınlarındaki Türbe-i Şeyh-i Cem denilen yerde yapılan savaşta Şah Tahmasb’a yenilince, buralar yeniden ellerinden çıktı. Bu sırada Hindistan’da bir Müslüman-Türk devleti kuran Babür, Özbeklerin mağlubiyetinden istifade ederek, Maveraünnehr bölgesini ele geçirmek istedi. Oğlu Hümayun Şahı, Semerkand üzerine gönderdi. Fakat Özbeklerin güçlü olması ve Babür’ün Hindistan’daki işleri sebebiyle bir sonuç alamadı.
Muhammed Şeybek’ten sonraki Özbek hanlarının en güçlüsü olan İkinci Abdullah Han, dağılan Özbek boylarını toplayıp güçlü bir hale getirdi. 1557’de Buhara’yı tekrar ele geçirerek başşehir yaptı. Babası İskender’i bütün Özbeklerin hanı ilan etti. Belh, Semerkand ve Taşkent ile Siriderya (Ceyhun)nın kuzeyindeki bölgeyi ve Fergana’yı tekrar hakimiyeti altına aldı. Babası adına hüküm sürdü. 1582’de Sarı su ve Turgay arasındaki Uludağ’a kadar uzanan bir sefer düzenleyip, Bedehşan, Horasan, Gilan ve Harezm’i ele geçirdi. 1583’ten itibaren ülkeyi kendisi idare etti. İran Şahı Abbas, 1597’de Herat’ta Özbekleri yenerek Horasan’ı ele geçirdi. İkinci Abdullah Hanın oğlu Abdülmü’min, Belh’i idare etmekteyken babasına isyan etti. Bunu fırsat bilen Kırgızlar, Taşkent bölgesini işgal ettiler. 1598’de İkinci Abdullah Hanın vefat etmesinden altı ay sonra oğlu Abdülmü’min de öldürülünce, Özbekler ülkesinde hakimiyet Şeybanilere akraba olan Canoğullarına (Astırhan Hanları) geçti.
Şeybaniler, 16. yüzyıl boyunca İran’daki Şii-Safevilerle devamlı olarak savaştılar. Ehl-i sünnet olan Osmanlılar ve Hindistan’daki Babürlülerle iyi münasebetler kurmaya çalıştılar. Maveraünnehr’de ziraat, ticaret, güzel sanatlar ve kültürü geliştirdiler. Ülkede huzur ve emniyeti sağlayıp, iktisadi refah seviyesini yükselttiler. Ticaret yolları üzerinde kervansaray ve köprü inşa ettirip, kıymetli madenlerden, alım gücü yüksek para kestirdiler. Sulama kanalları açarak, zirai verimi yükselttiler. Şeybani hanları kültürlü kimseler olup, alim ve sanatkarları himaye ederlerdi.
Şeybani Hükümdarları
Ebü’l-Hayr (1428-1468)Muhammed Şeybani (1500-1510)
Köçküncü (1510-1531)
Muzafereddin Ebu Said (1531-1534)
Ebü’l-Gazi (1534-1539)
Abdullah-I (1539-1540)
Abdüllatif (1540-1552)
Nevruz Ahmed (1552-1556)
Pir Muhammed-I(1556-1561)
İskender (1561-1583)
Abdullah-II (1583-1598)
Abdülmü’min (1598)
Pir Muhammed-II (1598)
bkz. Özbekler
misafir - 9 yıl önce