Daha sonra Pí©pin, Aquitania`yı geri aldı. Oğlu Charlemagne bu yayılma politikasını sürdürdü ve 774`te Pavia`nın alınmasından sonra Lombardların kralı oldu. Saksonya`yı Elbe`ye kadar fethetti (772-805), 788`de Bavyera`yı ele geçirdi ve İspanyol Hristiyanlarının çağrısıyla, Roncesvalles yenilgisine rağmen, Barcelona da dahil Doğu Pireneler`in güney bölgelerine kadar egemenliğini genişletti; böylelikle Müslümanlar, Ebro Irmağı`na kadar geriletildi. Bu başarılar Charlemangne`ı Batı Avrupa`nın en büyük hükümdarı yaptı.
25 Aralık 800`de, Vatikan`daki San Pietro Bazilikası`nda Papa`nın elinden imparatorlu tacını giyen Charlemagne, bunu Konstantinopolis`in de tanımasını sağladı. 813`te oğlu I.Louis`ye Aachen`da taç giydirdi. İmparatorluğun genişlemesi 825`e dek sürdü. I.Louis imparatorluk unvanını büyük oğlu Lothar`a vermeye hazırlanıyor, kral naipliklerini de diğer oğullarına vermeyi düşünüyordu. Ne var ki bu düşünce 823`te ileride II.Charles adıyla anılacak dördüncü oğlunun doğumuyla suya düştü. Diğer kardeşler, Charles ile babalarına karşı birleştiler ve aralarında birçok savaş oldu. 840`ta I.Louis istediği çözümü oğullarına kabul ettiremeden öldü ve oğulları 843`te, Verdun`de imparatorluk topraklarını üç krallığa böldüler. İmparator sıfatını önce I.Lothar (840-855), sonra I.Ludwig aldı; ülke toprakları İtalya`yla sınırlı kalırken, diğer tüm bölgelerde Viking akınları baş gösterdi. Vikingleri Sarazenler izledi. Bir diğer sorun da krallık görevlilerinin bağımsızlıklarını ilan etmeleri idi. Bu koşullarda Papalar imparatorluk tacını önce II.Charles`a (875-877), sonra da III.Karl`a (881-887) verdilerse de, imparatorluğun gücü sıfıra inmişti. Sonunda imparatorluk unvanı hiç verilmez oldu. 888, genel bir parçalanma yılıydı ve feodal toplum diye adlandırılan toplum yapısı bu aşamada gelişti; bu, iktidar gücünün derebeylerinin eline geçmesiydi.
İmparatorlukta gerileme dönemi başlarken bir yandan da düşünce ve sanat alanında Charlemagne`ın başlattığı Karolenj Rönesansı gelişmekteydi.