Kütahya ili Tavşanlı ilçesine bağlı yaklaşık 500 nüfustan oluşan köy. Tavşanlı nın 20 km batısında yer alır. Eskiden başlıca geçim kaynağı Linyit Kömürü olan köy, linyitin değerini kaybetmesi ve civardaki rezervlerin tükenmesi ile başta Tavşanlı`ya olmak üzere büyük ölçüde göç vermiştir.
TARİHÇE : Köy ile ilgili en somut bilgiler Başbakanlık Osmanlı Devlet Arşivlerinde bulunan 1530 tarihli Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defterinde mevcuttur. 1500 lü yıllarda Diyarbakır dolaylarında göçebe olarak yaşayan Şabcı (Şabcılar) Cemaatinin Eğrigöz kazasına (Emet) iskan ettirilmesi ile kurulduğu sanılan Türkmen köyüdür. 1530 tarihli kayıtlarda Köprücek Şaphanesi adıyla kayıtlıdır. Cumhuriyet Döneminde Tavşanlı`ya bağlanmıştır.
Köyün yakın çevresinde bulunan çeşitli tarihi bulgular dikkate alındığında bu bölgenin çok eski bir yerleşim yeri olduğu görülmektedir. Asarlık tepesi denilen mevkide bulunan pişmiş topraktan yapılmış kap parçaları bu görüşü desteklemektedir. Asarlık tepesi, muhtemelen Hititler (M.Ö. 2000- M.Ö. 6. yy) veya Frigyalılar (M.Ö. 1200 - M.Ö. 676) döneminde kale olarak kullanılmıştır. Asarlık tepesinin yüksekçe bir yer olması, bölgeye hakim bir konumda bulunması ve tepenin yamaçlarında gizli bir geçide benzeyen kuyunun bulunması buranın bir kale olduğu görüşünü desteklemektedir.
Bugün, köyde eski caminin avlusunda şadırvanın yanında bulunan ve üzerinde haç işaretleri olan mermer sütun parçaları, bölgenin Roma İmparatorluğu Dönemi (M.Ö. 129- M.S. 395) ve Bizans İmparatorluğu (M.S. 395 - 1176) Döneminde de bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir.
Malazgirt Meydan Muharebesi (1071) sonrası Anadolu`nun orta ve batı bölgeleri, Anadolu Selçuklu Devleti tarafından Bizans İmparatorluğunun elinden alınmıştı. 1087 tarihinden itibaren Orta ve Batı Anadolu bölgeleri hızla Türkleşmeye başladı. Orta Asya`dan gelen Türk boyları, Anadolu Selçukluları tarafından bölgeye yerleştirilmeye başlandı. Selçukluların 1243 yılında Moğollarla yaptıkları Kösedağ Savaşı sonrası yıkılmaları üzerine Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav bölgeleri Germiyanoğulları Beyliğinin hakimiyetine girdi. Germiyanoğlu, kızı Devlet Hatun`u Yıldırım Bayezid ile evlendirirken Tavşanlı, Emet ve Simav bölgeleri de çeyiz olarak Osmanlı Devletine verildi. 14. yy.lın ikinci yarısından itibaren bölgede Osmanlı hakimiyeti başladı.
Konar - göçer yörük taifelerinin manevi dinamikleri ve yol göstericileri, halkın “DEDE” diye bildiği ve “Horasan Erenleri” olarak tanımladıkları dervişler olmuştur. Vaktiyle yerleşik düzene geçmiş ve Yörükler tarafından kurulan hemen hemen her köyde bu “DEDE” yatırlarına rastlamak mümkündür.
Şapçı Köyünde de iki tane dede yatırı mevcuttur. Adamlar Dedesi ve Kadınlar Dedesi olarak adlandırılan bu iki yatırın bulunduğu yerde gerçekten bir mezarın olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, köyde Dede yanı olarak isimlendirilen ve kadınlar dedesi olarak bilinen yerde mezar taşına benzer büyükçe taşların bulunduğu bir gerçektir. Köyde yaşayan insanlar, eski bir inanç gereği dede yatırlarının olduğu yerlerden kesinlikle dal kesmezler, kozalak toplamazlar. Zira muhakkak bir zararın geleceğine inanılır.
Köyde, dede yatırlarına eski bir Türk inancı olan çaput bağlama ve dilekte bulunma uygulaması yapılmışsa da günümüzde bu gibi adetler tamamen ortadan kalkmıştır.
1870 tarihli ve aslı Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzesinde bulunan Osmanlıca bir haritada “Şapçı ve Yeni Şapçı” isimli birbirine yakın iki köy ismi mevcuttur. Köydeki yaşlıların anlattığına göre yeniçeri baskılarından kaçan köylülerin Yeni Şapçı` yı oluşturdukları söylenmektedir. Osmanlı Devletinde, özellikle 18. yy. da Yeniçeri ocağının bozulmasına paralel olarak Anadolu`da asayiş sorununun yaşandığı bir gerçektir. Yeniçeri Ocağının 1826 (Vaka-i Hayriye) tarihinde kaldırıldığı göz önünde bulundurulduğunda, köyün bu tarihten önce yer değiştirdiği kuvvetle muhtemeldir. Eski köyün bulunduğu Köy Üstü denilen mevkide köye ait günümüze ulaşan kalıntı mevcut değildir. Ancak bu mevkide köye ait eski bir mezarlık mevcuttur.
I.Dünya Savaşı sonrası Yunanlılar İzmir`den işgale başlamışlardı. Yunan kuvvetleri Tavşanlı bölgesini de işgal etmişler, işgalden Şapçı Köyü de nasibini almıştı. Fakat bölgede faaliyet gösteren Şapçılı Şükrü Efe ve Alabardalı Kabakçı Salih Efe` nin de içinde bulunduğu Kuvay-ı Milliyeciler Yunanlılara bölgeyi dar etmişler ve köy işgalden fazla etkilenmemiştir.
Şapçı Köyün`de tarihi kalıntılar arasında sayılabilecek ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alınan eski caminin tahtadan yapılmış bir minaresi mevcuttur.
Bursa`nın Kemalpaşa ve Balıkesir`in Sındırgı ilçelerine bağlı Şapçı isimli iki köy mevcuttur. Bu köylerin yukarıda sözü edilen yer değiştirme sırasında bölgeden gidenler tarafından kurulup kurulmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Zira Balıkesir`in Sındırgı ilçesine bağlı Şapçı Köyü`ne ait tarihi belgeler incelendiğinde 1530 tarihli kayıtlarda bu köyün zaten Sındırgı bölgesinde mevcut olduğu görülür.