Volkanik orijinli jeolojik bir yapıya sahip olan Ürgüp, yağmur ve rüzgar erozyonunun meydana getirdiği ve peri bacası olarak tanımlanan ilginç doğal oluşumların sıkça ve tipik örneklerinin yoğun olarak yer aldığı bir bölgeye kurulmuştur. Vadi yamaçlarından akan yağmur sularının ve daha sonra rüzgarların aşındırması sonucu oluşan yarıklar arasında yükselen peribacaları bu bölgeye has çok ilginç bir peyzaj görüntüsü oluşturmuştur.
Bizans Döneminde de önemli bir dini merkez olan Ürgüp, köy, kasaba ve vadilerindeki kaya kiliselerin ve manastırların piskoposluk merkeziydi.
XI. yüzyılda Ürgüp, Selçuklular`ın önemli kentleri Konya`ya ve Niğde`ye açılan önemli bir kale konumundaydı. Bu döneme ait iki yapı kentin merkezindeki Altıkapılı ve Temenni Tepesi Türbeleri`dir. Bir anne ve iki kızına ait olan ve XIII. yüzyılda yaptırılan “Altı Kapılı Türbe”, altı cepheli, her cephesinde kemerli pencereli ve üstü açıktır. Ürgüp`ün Temenni Tepesi`nde bulunan iki türbeden birinin, 1268 yılında Vecihi Paşa tarafından yaptırılan ve halk arasında “Kılıçarslan Türbesi” olarak da anılan Selçuklu Sultanı IV. Rüknettin Kılıçarslan`a, diğerinin ise III. Alaaddin Keykubat`a ait olabileceği düşünülmektedir. Ancak araştırmacılara göre bu olasılıklar oldukça zayıftır.
1515 yılında Osmanlı topraklarına katılan Ürgüp, XVIII.. yüzyılda Osmanlı Sadrazamı Damat İbrahim Paşa`nın kadılık makamını doğduğu kent olan Nevşehir`e (Muşkara) bağlaması nedeniyle ilk kez ikinci planda kalır. Ancak Paşa da Ürgüplüleri mağdur etmemek için Nevşehir yakınlarındaki Kavak köyünden yaklaşık 20 km bir yeraltı yolu ile su getirtir. Sokak ve meydanlara mermerden çeşmeler yaptırarak şiirlerini dönemin meşhur şairlerine yazdırmış, kitabelerini de en iyi ustalara kazıtmıştır. Bu kitabeli çeşmelerin sadece birkaçı orijinal yerindedir.
Ürgüp`teki bir diğer önemli yapı da Rum Hamamı`dır. Rumca kitabesinden temelinin 1900`de atıldığı tüm halkın ortak çalışması sonucunda 1909`da tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Şemsettin Sami 1888-1900 yıllarında yazdığı Kamus-ül Alem adlı tarih ve coğrafya ile ilgili eserinde Ürgüp`te 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphane olduğunu belirtir.
Ürgüp civarındaki Pancarlık, Üzengi ve Keşlik vadisi hem tarihi, hem de doğal değerleri olan vadilerdir.
Ürgüp Müzesi
1971 yılında açılan müze, Ürgüp ve civarından ele geçen fosil örneklerinin dışında Prehistorik, Eski Tunç Çağı, Hitit, Frig, Pers, Hellenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi eseri mevcuttur. Müze de ayrıca yörenin mahalli kıyafetlerinin, eşyalarının ve silahların bulunduğu etnoğrafik seksiyon da bulunmaktadır. Ürgüp Müzesi`ne bağlı ören yerleri Mustafapaşa (Sinasos) Aios Vasilios Kilisesi, Manastır Vadisi Kiliseleri, Yeşilöz (AzizTheodor) Kilisesi ve Pancarlık Kilisesi`dir.
Linkler
}