Ödünç

Kısaca: Ödünç Bir kimseye, çarşıda benzeri bulunan her şeyi, belli veya belirsiz bir zaman sonra geri almak üzere vermek. Daha çok para başta olmak üzere, ihtiyaç duyulan her cins mal ödüncün konusudur. Ödünçte esas olan, karşılıksız olmasıdır. Bununla beraber, ödünç vermenin menfaati düşünüldüğünde bir karşılık da sözkonusu edilmektedir. Ticari hayattaki, menkul ve gayrimenkul kredisi, inşaat kredisi, her türlü banka kredileri ve anonim şirketlerin çıkardığı tahviller ödünç sözleşmesi niteliği t ...devamı ☟

Ödünç Bir kimseye, çarşıda benzeri bulunan her şeyi, belli veya belirsiz bir zaman sonra geri almak üzere vermek. Daha çok para başta olmak üzere, ihtiyaç duyulan her cins mal ödüncün konusudur. Ödünçte esas olan, karşılıksız olmasıdır. Bununla beraber, ödünç vermenin menfaati düşünüldüğünde bir karşılık da sözkonusu edilmektedir. Ticari hayattaki, menkul ve gayrimenkul kredisi, inşaat kredisi, her türlü banka kredileri ve anonim şirketlerin çıkardığı tahviller ödünç sözleşmesi niteliği taşımaktadır.

Ödünç, iki taraflı bir sözleşmedir. İnsanların, hayatta birbirine yardımcı, faydalı olmak düşüncesinden doğmuştur. İnsan birbirine muhtaç yaratılmıştır. Herhangi bir ihtiyacını, kendi emeğiyle karşılayamayınca, başkasından satın alarak veya ödünç isteyerek gidermeye çalışmaktadır. Satın alma gücü olmayan kimse çok kere ihtiyacını ödünç alarak giderir. Ödünç vermek ve almak, ekonomik hayatın devamını sağlayan önemli bir husustur.

İnsanların muhtaç olduğu maddi ve manevi ihtiyaçları, onları birlikte yaşamaya zorlar. Yaratılan varlıklar içerisinde, en muhtaç olan, hayatını devam ettirebilmek için fazla şeye ihtiyaç duyan, yine insandır. İnsanın ihtiyaçları sonsuz, fakat ihtiyaçlarını elde edecek gücü sınırlıdır. Bu durum, insanı cemiyet halinde yaşamaya ve cemiyet hayatında iş bölümü yapmaya sevk etmiştir. İnsanlar kendi menfaatları için birbirinden faydalanmaya, iyilik duygusu ile birbirlerine faydalı olmaya çalışmışlardır. Cemiyet hayatındaki bu karşılıklı yardımlaşmayı sağlayan en etkili faktör, din olmuştur. İlahi dinlerin hepsinde, bu tür yardımların karşılıksız olması, ödünç verenin bir menfaat beklememesi emredilmiştir. Bu ise, cemiyet hayatında fertler arasında sevgi, hürmet ve karşılıklı saygının doğmasına sebep olmuştur. İnsanların, bir menfaat düşünülmeksizin birbirine yaklaşması ve yardımlaşması sağlanmıştır. Fertlerinin birbirine hürmet ve saygı duyduğu toplumlar sağlam temeller üzerine kurulmuş ve uzun ömürlü olmuştur. Menfaata dayanan toplumlar, çabuk yıkılmış, yok olmuşlardır.

Dine bağlılığın zayıfladığı ve yok olduğu toplumlarda ödünç veren, ödünç alandan menfaatlanmak istemiş ve bundan da faiz müessesesi doğmuştur (Bkz. Faiz). Halbuki faiz, yardıma muhtaç olup ödünç alanı daha zor durumlara sokmakta, ekonomik hayatını felce uğratmaktadır. Bu durum ise, cemiyet hayatındaki sosyal dengeyi sarsmaktadır. Bu zararların gözönünde tutularak günümüzdeki ticari faaliyetlerde, ödünç verene, faiz yerine kar verilerek ekonomik işletmenin ortakları arasında yer alması çalışması yaygınlaşmaktadır.

Bugünkü Türk hukukunda ödünç: Çeşitli özel kanunlarda düzenlenmiş olan ödünç verme işleri, faiz sistemi esas alınarak uygulanmaktadır.

Borçlar Kanunu'nun 306-312'nci maddelerinde düzenlenmiştir. BK. 306'ya göre “Karz (ödünç) bir akittir ki, onunla ödünç veren, bir miktar paranın veya diğer bir misli (benzeri bulunan) şeyin mülkiyetini ödünç alan kimseye nakil ve bu kimse dahi buna karşı miktar ve vasıfta müsavi (eşit) aynı neviden şeyleri geri vermekle mükellef olur” diye tarif edilmektedir. Ödünç verilen şeyin ne zaman geri verileceği tayin edilmemişse, ödünç verenin ilk talebinden sonra altı hafta içinde geri vermek lazımdır.

Deniz ticareti kanununda: “Deniz ödüncü, bir sözleşmedir ki, onunla kaptan, kanununun kendisine verdiği yetkilere dayanarak gemiyi, navlunu ve yükü rehnetmek (rehin vermek) suretiyle ödünç alır” diye tarif edilmektedir.

Para verme hakkında kanuna göre: Ödünç para verme işleriyle uğraşmak için hükümetten izin almak gerekir. Bankaların izin almaları gerekmez. Çünkü özel kanunlarında bu işi yapabilecekleri hükme bağlanmıştır. İzin alarak bu tür işlerle uğraşan şahıslar (bankerler), her türlü işlemlerini belgelemek mecburiyetindedirler. Ödünç işleriyle uğraşan bankerlerin durumu, 1982 ve 1983 yıllarındaki bankerler krizinden sonra yeni esaslara bağlanmıştır.

İslam hukukunda ödünç vermek: Karz-ı hasen yani ödünç vermek İslamda bir ibadet olarak kabul edilmiş olup, çok sevap olduğu bildirilmiştir. Çarşıda misli, yani benzeri bulunan herşeyi, belirsiz bir zaman sonra, misli geri verilmek üzere vermeye, Karz-ı hasen denir. Ödünç vermek, icab ve kabul ile, “aldım, verdim” gibi sözleşme ile geçerli olur. Bir altın ödünç alan, bir altını öder. Değeri değişti diyerek önceki veya sonraki değerde gümüş veya kağıt lira veremez. Bunlar yerine altın da veremez. Bir kimse gücü varken borcunu ödemezse, alacaklı veya başkası, mahkemeye başvurarak bundan zorla alabilir. Borç ödenince, senet, borç verenin mülkü ise, ödendiğini bildiren vesika verir. Ölüm hastasının çok alacaklısı varsa, hepsine taksim eder. Ev, dükkan, hayvan, elbise gibi kıyemi olan, yani misli bulunmayan şeyleri ödünç vermek fasittir, geçersizdir ve hemen geri vermek lazımdır. Kullanılması haram olur. Ödünç alınan kıyemi şeyin kıymetini ödemek lazımdır. Ödünç verirken, zaman tayin edilmez. Çünkü zaman tayin ederse, malı, misli ile veresiye satmış olur. Bu ise faiz olur. Sened'e ödeme tarihi koymamakla, ödünç veren verdiğini geri almak hakkına her zaman malik olmakta, belli bir zamanı beklemek zorunda kalmamaktadır. Zaman tayin etmeksizin ödünç verilir ve arzu edilen zaman da isteyip geri alınır.

Ödünç, verirken bir menfaat şart koymak faiz olur. Haram olur. Şart koymadığı halde, öderken ayrıca bir şey fazla verilebilir.

Ödünç istemek ancak lazım olunca caiz olur. Lazım olmak üç türlüdür.

1. Lüzum-i icabi: Nafakası olmayanın nafaka almak için, ödünç istemesidir. Sertr-i avret için çamaşır parası da böyledir.

2. Lüzum-i akli: Evi olmayan kimsenin, memleketin adetine göre, kira veya satın almak için ödünç istemesidir. Soğuktan korunmak için, elbise parası da böyledir.

3. Lüzum-i istihsani: Mevki, vazifesi sebebiyle, adete uygun giyinmek için, ödünç istemektir. Bu üç lüzum için, faizsiz ödünç istemek caiz olur. Yalnız bunlara ödünç verilir. Başkalarına zulmeden zalimlere, fasıklara ödünç verilmez. İhtiyacı olana ödünç verilir. İhtiyacı olmayana, malını lüzumsuz yerlere, harama harcayana verilmez. Başkasına ödünç vererek kendini sıkıntıya düşürmek doğru değildir. Nisaba malik olmayan kimsenin, kurban kesmek için ödünç istemesi caiz değildir.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

ödünç

Türkçe ödünç kelimesinin İngilizce karşılığı.
adj. as a loan, on loan, loaned

ödünç

ileride geri verilmek ya da alınmak koşuluyla (alınan ya da verilen), borç .

ödünç

Türkçe ödünç kelimesinin Fransızca karşılığı.
prêt [le], emprunt [le]

ödünç

Türkçe ödünç kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Anleihe, Darlehen

pluto credits - 6 yıl önce

Merhaba beyefendi / hanımefendi,
İşe başlamak için acil bir krediye ihtiyacınız var mı, yoksa yeniden finanse edilmek için bir krediye ihtiyacınız var, Borcunu ödemek için bir krediye ihtiyacınız var mı? Bir araba ya da ev satın almak için bir krediye mi ihtiyacınız var? Evet, daha fazla endişe etmeyecek olursak, kredi kontrolü olmadan her türlü krediyi uygun bir faiz oranıyla sunuyoruz! E-posta ile bugün bize ulaşın.
Email: [email protected]

Teşekkür ederim.
Pluto Kredi Financier.


pluto credits - 6 yıl önce

Merhaba beyefendi / hanımefendi,
İşe başlamak için acil bir krediye ihtiyacınız var mı, yoksa yeniden finanse edilmek için bir krediye ihtiyacınız var, Borcunu ödemek için bir krediye ihtiyacınız var mı? Bir araba ya da ev satın almak için bir krediye mi ihtiyacınız var? Evet, daha fazla endişe etmeyecek olursak, kredi kontrolü olmadan her türlü krediyi uygun bir faiz oranıyla sunuyoruz! E-posta ile bugün bize ulaşın.
Email: [email protected]

Teşekkür ederim.
Pluto Kredi Financier..


ERIC FINACEE - 5 yıl önce

İyi günler,

Finansal yardım mı arıyorsunuz? Faturalarınızı veya borçlarınızı ödemek için acil bir krediye mi ihtiyacınız var? Borç ne olursa olsun, bugün bizimle e-posta yoluyla iletişime geçmelisiniz: [email protected].


Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Mortgage
3 yıl önce

kurumlar ödünç verdikleri tutar (kredi) geri ödenene dek, taşınmaz mala el koyabilme yetkisini ellerinde tutarlar. Bu tutu, parasal kurumların ödünç verdikleri...

Tutulu satış, Kredi, Tutu, Tüzel kişi, Vergi, İœlke, Parasal kurum, HPÇD, Riziko, Hemen Paraya Çevrilebilir Değeri, Taşınmaz mal
Metinlerarasılık
3 yıl önce

metinler tarafından şekillendirilmesidir. Bir yazarın önceki bir metni ödünç alması ve dönüştürmesi için kullanılabildiği gibi bir metni okuyan bir okurun...

Metinlerarasılık, Felsefe, Julia Kristeva, Postyapısalcılık, Taslak, Etki, Anıştırma, Metin
Pop müzik
3 yıl önce

getiren bazı öğeler urban, dans, rock, Latin ve country gibi türlerden ödünç alınsa da bu müzik türünü tanımlayan temel öğeler de vardır: Pop müzik parçaları...

Pop Müzik, 1945, Arabesk, Arabesk-Pop Müzik, Elektronik müzik, Göksel, Hip Hop, Melih Kibar, Müzik, Neco, Nil Karaibrahimgil
Jartiyer
3 yıl önce

ülkelerde gelinlerin, düğün gününde, üzerlerinde bir eski, bir yeni, bir ödünç alınmış ve bir de mavi eşya bulundurması geleneğine rastlanır. Pek çok gelin...

Jartiyer, Amerikan Bezi, Atkı, Atlas (kumaş), Atlet, Ayakkabı, Balaklava, Basma, Baston, Baş örtüsü, Blüz
Pembe dizi
3 yıl önce

olmasından kaynaklanır. Opera sözcüğü ise "horse opera" (kovboy filmi) türünden ödünç alınmıştır. Pembe diziler İtalya'da çıkmış, daha sonra Fransa'da yaygınlaşmış[kaynak...

Ma'un Suresi
6 yıl önce

olup suren ismini son ayetinde yer alan “zekât; komşular arasında sıkça ödünç alınıp verilen çeşitli ev eşyası” anlamına gelen "Ma'un" kelimesinden alır...

Ma`un Suresi, A`la Suresi, A`raf Suresi, Abese Suresi, Adiyat Suresi, Ahkaf Suresi, Ahzab Suresi, Al-i imran Suresi, Alak Suresi, Ankebut Suresi, Asr Suresi
Dil
3 yıl önce

Kelimesel olarak ödünç almalar dar anlamda ödünç kelimeler ve yabancı kelimelerdir. Görünüş olarak ödünç alma gibi anlamsal olarak ödünç almalar ise çoğunlukla...

Dil, Altay dil ailesi, Avrupa, Diller, Dil aileleri, Doğan Aksan, Esperanto, Ferdinand de Saussure, Fonoloji, Japonya, Kökenbilim
Lend-lease
6 yıl önce

Lend-Lease (Public Law 77-11)(Türkçe: Ödünç Verme ve Kiralama Yasası) ABD tarafından, Birleşik Krallık, SSCB, Çin, Fransa ve müttefik ülkelere 1941 ile...

Lend-lease, 1941, 1945, ABD, Birleşik Krallık, Franklin D. Roosevelt, Fransa, Japon, Müttefik, Pearl Harbor saldırısı, SSCB