Çocukların bilgi seviyeleri, psikolojik özellikleri, yetişkinlerden ayrı kitaplar okumalarını gerektirir. Bu kitaplar, dil, üslup, konu, fikir ve tez bakımından çocuğun okuma, anlama, kavrama, zevk alma derecesine uygun olmalıdır. Daha çok basit bir konu, açık ve anlaşılır bir dil, akıcı bir üslup ve çocuğun yaşına uygun bir fikir örgüsü, bu eserlerin belli başlı özelliklerindendir. Her yaşta olağanüstü konular, anlatımda hareket çocuklar tarafından sevilir. Manzumelerin verimli ve kafiyeli olması onlar için çok mühimdir. Bilhassa küçük yaşlarda manayı hiç düşünmeden tamamen uydurma, anlamsız kelimelerden meydana gelen, fakat kafiye ve ses benzeşmeleri yönüyle tekerlemeleri zevkle dinleyip söylerler.
Mesela; çocuklar 10 yaşlarına kadar masal dinlemek ve okumaktan çok hoşlanırlar. Çünkü eşyaları canlandırmaya ve olmayacak işlere meraklıdırlar. Bu yaştan itibaren maceralı, esrarengiz ve sürükleyici hikayeler, romanlar, bilgi verecek kitaplar, teknik eserler dikkatlerini çekmeye başlar. Kız çocukları ev, çocuk bakımı, mutfak, örgü gibi yayınlara da ilgi göstermeye başlarlar.
Eskiden yalnız çocuklar için bir edebiyat yapılması düşünülmezdi. Büyükler için yazılan kitapları çocuklar da okurdu. Hatta dünyada çocuk edebiyatının malı olan; Robinson Cruose, Gulliver’in Gezileri, Alis Harikalar Diyarında gibi eserler bile aslında çocuklar için yazılmış değildi. Halk arasında anlatılan masallar da yalnız çocuklar düşünülerek ortaya konmamıştır.
Dünya edebiyatında çocuklar için yazılmış eserlerde eskiden yalnız öğretici ve yetiştirici olması düşünülürdü. Bunların yanısıra eğlendiricilik18. yüzyıldan sonra dikkate alınmaya başlandı ve bu hususa çocuk eserlerinde yer verildi.Tertiplenişi, resimleri ve eğlendiriciliği çocuklara göre olan ilk kitap John Newbery (1713-1767) tarafından yayınlandı.
Dünya edebiyatında çocuklar için yazılmış meşhur kitaplar arasında Charles Perrault’un Geçmiş Günlerin Masalları, La Fontaine’nin Fablleri, Fénelon’un Telemak’ı, Grimm Kardeşlerin Çocuk ve Âile Masalları, Andersen’in Çocuklara Masallar’ı, Collodi’nin Pinokyo’su, Arapların Binbir Gece Masalları hatırlanabilir. Bunlara yukarıda sayılan ve çocuklar tarafından olağanüstü bir ilgi gösterilen Robinson Cruose, Gulliver’in Gezileri, Alis Harikalar Diyarında eserlerini de ilave etmek gerekir.
Dünya çocuk edebiyatı yazarları arasında da yukarıdaki isimlerden başka; Charles Dickens, Charles Camb, Christoph Sehmid, Jules Verne, D. Defoe, J.Swift, L.Carroll, Rudvard Kipling, Comtesse de Ségur Mark Twain, Louisa May Alcott, Marcel Aymé’yi hatırlamak yerinde olur.
Türk çocuk edebiyatı:Bizde çocuk edebiyatının sınırları içine giren gerek halk, gerekse divan edebiyatında eserler ve sayısız halk masalları vardır. Bunlar, Türk cemiyetinin çeşitli konulardaki anlayışlarını, değer hükümlerini ifade eden eserlerdir. Mesela, Karacaoğlan’ın “Dinle sana bir nasihat edeyim” mısraı ile başlayan koşması, Nabi’ Efendinin Hayriyye-i Nabi’si, Vehbi’nin Lütfiye’si bunlardandır. Ayrıca Arapça ve Farsçadan çevrilmiş içlerinde bazı didaktik (öğretici) hikayeler ve fıkralar yer alan kitaplar (Tutiname, Kabusname, Gülistan ve Bostan)uzun zaman okunmuştur.
Tanzimattan sonraki yıllarda batı dünyasından çocuk edebiyatı eserleri tercüme edilmeye başlanmıştır. İlk defa La Fontaine’den, Jules Verne’den kitaplar, Gulliver’in Gezileri gibi kitaplar çocuk edebiyatımıza girmiştir. Daha sonraları telif çocuk eserleri de verilmeye başlanmıştır. Tevfik Fikret Şermin, İbrahim Alaeddin Gövse Çocuk Şiirleri, Faruk Nafız Çamlıbel Numaralar, Bir Demette Beş Çiçek, Yusuf Ziya Ortaç Kuş Cıvıltıları adlı şiir ve tiyatro kitapları yazmışlardır. Masal dalında ise Eflatun Cem Güney Dertli Kaval, En Güzel Türk Masalları, Bir Varmış Bir Yokmuş, Evvel Zaman İçinde, Gökten Üç Elma Düştü gibi eserleriyle büyük bir başarı sağlamıştır. Ziya Gökalp, Ahmed Cevad Emre, Ömer Seyfeddin, Aka Gündüz, M. Fuad Köprülü gibi şair ve yazarların yanısıra Orhan Seyfi Orhun, Enis Behiç Koryürek, Nihal Atsız, Enver Naci Gökşen, Ceyhun Âtıf Kansu gibi edebiyatçı ve yazarlar da çocuk edebiyatı sahasında çeşitli türlerde çalışmalar yaptılar ve eserler verdiler. Bu arada Kemaleddin Tuğcu, Abdullah Ziya Kozanoğlu, Yavuz Bahadıroğlu gibi yazarlar da çocuk romanları sahasında son yıllarda başarılı oldular.
Çocuklar için ilk devamlı yayın İngiltere’de (1788) çıkarılmış, bunu Fransa ve diğer ülkelerdeki örnekleri takib etmiştir. Türkiye’de ilk çocuk yayını olarak Mümeyyiz Gazetesi’nin aynı adla yayınladığı haftalık nüshası gösterilir (1870). 1875’te Sadakat Gazetesi, 1878-1922 arası Tercüman-ı Ahval Gazetesi çocuklar için haftalık ekler çıkardılar. 1880’de çocuklar için Bahçe Gazetesi çıkarıldı. Aynı yıllarda on beş günlük; Çocuklara Kıraat, Vasıta-i Terakki, Çocuklara Arkadaş dergileri yayınlandı.
İkinci Meşrutiyete kadar İstanbul’da Çocuklara Talim, Çocuklara Mahsus Gazete, Çocuklara Rehber gibi gazeteler ve daha sonra da Tedrisat-ı İbtidaiye Mecmuası, Çocuk Bahçesi, Çocuk Duygusu, Çocuk Yurdu, Çocuk Dünyası, Çocuk Dostu gibi haftalık, on beş günlük, aylık dergiler çıkarıldı. 1923-43 arası yirmi yıl boyunca Türkiye’de çıkıp kapanmış olan çocuk-öğrenci-gençlik dergi ve gazetelerinin sayısı 90’a yakındır. Doğan Kardeş dergisi 1945 yılından itibaren yayınlanmaya başlanmış, önce aylıkken 15 günlük ve sonra haftalık olmuş, günümüzde aylık olarak çıkmaktadır.
Çocuk yayınları, çocukların beden, zihin ve ruh sağlıkları bakımından çok çok önemlidir. Bu yayınların denetlenmesi gayesiyle 1927 yılında “Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu” adıyla 1117 sayılı kanun çıkarılmıştır.
15 Kasım 1981 tarihinde yayına başlayan Türkiye Gazetesi Çocuk Dergisi milli düşünce, ahlak, örf ve adetlere değer veren, taklitten, yapmacılıktan uzak, çağın yeniliklerine ve gelişmelere açık yayın politikası ile sahasında büyük başarı sağlamıştır. Ülkemizin en çok satılan çocuk dergisi olan Türkiye Gazetesi Çocuk Dergisi de dahil olmak üzere İstanbul’da bugün 30’dan fazla çocuk dergisi yayınlanmaktadır. Çeşitli gazeteler, bankalar, yayınevleri, kişiler ve kuruluşlar bu sahada neşriyat yapmaktadırlar.
Çocuk Esirgeme Kurumu
Hayır kurumlarından. 1921 senesinde Himaye-i Etfal Cemiyeti olarak kuruldu. Sonra Çocuk Esirgeme Kurumu olarak ismi değiştirildi. Milli Mücadele sırasında, harbe katılanların çocuklarına bakmak için kuruldu. Babaları savaşta ölen çocukların eğitim ve bakımlarını yürütüyordu. TBMM tarafından da desteklenerek, çeşitli gelir kaynakları sağlandı. Bunlar, bağışlar, devlet yardımı, üye aidatları, pul satışları, zarf dağıtarak toplanan paralar, kurumun taşınmaz mallarından alınan kiralar, Bartın içme suyu, Kavacık içme suyu gelirleri, piyango ve benzerleridir.Yaptığı işler; çocuk sağlığı ile ilgili yayın yapmak, doğumevleri kurmak, fakir, hasta ve kimsesiz çocuklara bakmak, yardım etmek. Fakir çocuklara, okul için araç-gereç sağlamak. Çocuk yuvaları kurmak.
İl ve ilçelerde birer şubesi olup, bu şubeler kanalıyla yardım ve hizmet vermektedir.
24 Mayıs 1983’te Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlanarak, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü adı altında yeniden teşkilatlanmıştır. 18 Mart 1989’da Başbakanlık tarafından yapılan bir düzenlemeyle Çocuk Esirgeme Kurumu, Devlet Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermeye başladı (Aralık 1992).