Bütün nesneler bu öğelerin çeşitli birleşimleriyle oluşuyorlardı. Daha sonra Yi King (Değişmeler Kitabı)le bu öğeler sekize çıkarılmıştır. Bu öğelerle birlikte özdeksel karşılıklı etki anlayışı, yang (etkin) ve yin (edilgin) kavramlarıyla dilegetirilen karşıt güçler ikiciliği, yuan (başlangıç) düşüncesi geliştirilmiştir. Çin felsefesi İ.Ö. VI. yüzyıldan beri bu temeller üstünde üç koldan gelişmiştir: Tao Kiao (Tao öğretisi), Ju Kiao (Konfüçyüs öğretisi), Şe Kiao (Buda öğretisi) Çin Budacılığı özel bir nitelik taşımakla beraber temelde Hint felsefesinin malı olduğundan Çine özgü düşünsel yaşam Taoculukla Konfüçyüscülükte biçimlenir.
Eski doğa felsefesini özümleyen bu okullardan Taoculuk, felsefe açısından önemli bir kavram getirmektedir: Tao (yasa) ve Wuwei (eylemsizlik). Antikçağ Yunanlılarıyla karşılaştırılırsa tao Herakleitosun logosuna, wuwei de stoacıların apatheia ve Epikurosun ataraksiasına uygun düşer. Bu karşılaştırmalar sürdürülürse çıkmazlar ileri süren ve kavramların gerçek varlıklar olduğunu savunan Kungsun Luna adlı bir Çin Zenon-Platonuna da rastlanır. Konfüçyüs de, kuşkusuz, bir Çin Sokratesidir. Antikçağ Yunan felsefesiyle aynı koşutluk Hint felsefesinde de izlenebilir.
İ.Ö. IV. yüzyılda Konfüçyüsçülüğe karşı Mo Tzunun kurduğu Moizm öğretisi, tıpkı Platon gibi, toplumun bilgelerce yönetilmesi gerektiğini savunmuştur. Avrupalılarca törebilimin simgesi sayılan Çinli bilge tipi, bu öğretinin meydana çıkardığı bir tiptir. Bu arada, Kungsun Lunaya karşı, kavramların nesnelerin yansısı olduklarını ve başkaca hiç bir gerçeklik taşımayıp birer addan ibaret bulunduklarını ileri süren Hsün Tzuyu bir Çin Roscelini saymak gerekir. "Evren benim düşüncemdir" diyen Vang Yangming kuşkusuz bir Çin tekbencisidir.
Görüldüğü gibi dünyanın öbür bölgelerinde gerçekleşen kurgul felsefe, aşağı yukarı aynı süreçle kapalı Çin ülkesinde de olup bitmiştir. En eski doğa felsefesinden sürüp gelmiş bulunan özdekçi eğilimlerse, Taoculukla Konfüçyüsçülükün ve özellikle de Çin Budacılığının bütün gizemciliklerine karşın, güçlü bir gelişmeyle Maoculuğa kadar gelmiş ve Çin ülkesinin toplumcu özgürlüğünü sağlamıştır. Özdekçi eğilimi geliştirenler arasında özellikle Vang Çüngu, Ho Çentieni, Fan Çeni, Li Çin, Vang Fu-Çih, Tai Çen ve en sonunda da Tan Su Tung ve Sun Yatsen gibi özdekçi düşünürleri anmak gerekir.
Yeni belgeler Çin uygarlığının sanıldığı kadar eski olmadığını, İ.Ö. 1000 yıllarında başladığını göstermiştir. İ.Ö.4500 yıllarında Çin topraklarında Moğol tipinde ve neolitik uygarlıkta bir halk yaşıyordu. Bu halkın Tibet, Türk ve Tai karışımı olduğu sanılmaktadır. İ.Ö. 2000 yıllarına doğru bu halkın iki ayrı kültün düzeyinde gelişmeye başladığı ve bu kültürlerden birine Yang-Şao öbürüne Long-Şan adı verildiği saptanmıştır. İ.Ö 1450 yılında Şang devleti kurulmuştur. Doğa güçlerine bağlanmayla başlayan bir din anlayışı, ilkel bir doğa felsefesine dönüşmüştür. Bu doğa felsefesi, evrenin ve evrendeki her şeyin Chi-Hava-Ruhtan oluştuğunu ileri sürer. Antikçağda Anaximenes’te havayı ruh olarak ele almıştır. Daha sonra, su,ateş,hava,toprak ve maden de eklenerek bu ilk ögelere; tahtayı da katmışlar ve sayı altıya çıkarılmıştır. Bütün nesneler bu öğelerin çeşitli birleşimleriyle oluşuyorlardı. Daha sonra Yi King-Değişimler Kitabıyla bu ögeler sekize çıkarılmıştır. Bu ögelerle birlikte maddesel karşılıklı etki anlayışı, Yang (etkin) ve Yin (edilgin) kavramlarıyla dile getirilen karşıt güçler ikiciliği, Yuan (başlangıç) düşüncesi geliştirilmiştir.
* Chi
* Su
* Ateş
* Hava
* Toprak
* Maden
* Tahta / Bütün nesneler bu ögelerin birleşiminden oluşur.
* Yi-King/ değişimler kitabı da eklenir ve Yang-Yin-karşıt güçler iticiliği ile Yuan başlangıç düşüncesi temel alınır Çin felsefesinin özünde; bu bir evren modelidir.
Çin felsefesi İ.Ö. 6 Y.Y.’den beri bu temeller üstünde üç koldan gelişmiştir:
* Tao Kiao-Tao Öğretisi
* Ju Kiao-Konfüçyüs öğretisi
* Şe Kiao-Buda Öğretisi
Çin Budacılığı özel bir nitelik taşımakla birlikte temelde Hint felsefesinin malı olduğundan, Çin’e özgü düşünsel yaşam Taoculukla ve Konfüçyüsçülükte biçimlenir. Eski doğa felsefesini özümseyen bu okullardan Taoculuk, felsefe açısından önemli bir kavram getirir; Tao-Yasa ve Wu-wei-eylemsizlik Antikçağ Yunanlılarıyla karşılaştırılırsa Tao Herakleitos’un logos’una, wu-wei stoacıların apatheia ve Epikuros’un ataraksiasına uygun düşer. Konfüçyüs de kuşkusuz, bir Çin Sokrates’idir. Antikçağ Yunan felsefesiyle aynı koşutluk Hint felsefesinde de izlenebilir. İ.Ö 4 Y.Y’da Konfüçyüsçülüğe karşı Mo-Tzu’nun kurduğu Moizm öğretisi, tıpkı Platon gibi, toplumun bilgelerce yönetilmesi gerekliliğini savunmuştur. Avrupalılarca törebilimin simgesi sayılan Çinli bilge tipi, bu öğretinin oluşturduğu bir tiptir. Görüldüğü gibi dünyanın öbür bölgelerinde gerçekleşen kurgul felsefe, aşağı yukarı aynı süreçte kapalı Çin’de de olagelmiştir.
Çin felsefesi
* Ying Yang
* Konfüçyus felsefesi
* Daoizm
* Çin Budizmi
* Zen
* Zen Budizmi
* Feng Shui