Kitap_adı = Çalıkuşu|
Resim = |
isbn_id = ISBN 975-10-0012-2|
Yazarı = Reşat Nuri Güntekin|
Basım_tarihi = 1989|
Yayınevi = İnkılap Kitabevi|
Dili = Türkçe|
Türü = Roman|
Çalıkuşu, Reşat Nuri Güntekin tarafından 1922 yılında yazılmış bir romandır. Türk edebiyatının en çok sevilen klasik eserleri arasında yer alır. Ağırlıklı olarak Anadolu`da geçen ve arka planda Osmanlı`nın son yıllarını anlatan bir romandır. Romanın ana kahramanı Feride`nin hatıra defteri şeklinde yazılmıştır.
Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu`nu önce İstanbul Kızı adıyla dört perdelik bir oyun olarak yazmıştır. Yapıtı, 1922`de Vakit Gazetesi`nde Çalıkuşu adıyla roman olarak yayınlanınca büyük ilgi çekmiştir.
Çalıkuşu, duygusal bir olayı anlatmakla birlikte dönemin toplumsal sorunlarının eleştirel olarak da ortaya koymaktadır. Çalıkuşu, Türkiye`de yeni ve modern bir dönemin başlamasını özendiren bir roman olarak kabul edilmektedir. düzenle|Mayıs 2007
Konusu
Romanın kahramanı Feride, küçük yaşta annesini ve babasını kaybetmiş,Erenköy Kozyatağı`ndaki Besime teyzesinin himayesi altında büyümüştür. Feride, Dame de Sion`da okumuş, içli, iradeli, kültürlü ve güzel genç bir kızdır. O kadar güzeldir ki gittiği yerlerde ya "Gülbeşeker" diye çağrılacak ya da hiç makyaj yapmadığı halde "aşırı boyanmakla" suçlanacaktır.
Besime Teyzenin genç ve yakışıklı oğlu Kamran ciddi ve ağırbaşlı biridir. Feride`nin çekindiği ve tatsız şakalarına muhatap edemediği Kamran, çalıkuşuna benzeyen bu canlı, cıvıl cıvıl haşarı kızı çok sever. Onu sık sık okulunda ziyaret eder. Feride`nin yaÂramazlıkları tarifsizdir. Herkes ondan yaka silker ama yine de ondan kimse vazgeçemez. Çalıkuşu adı onun bu yaraÂmaz hallerinden dolayı takılmıştır.
Kamran, Feride`yle evlenmeyi aklına koymuştur, önce nişanlanırlar. Kamran dört yıl için AvruÂpa`ya gider. Bu arada Feride okulunu bitirir. Düğünden üç gün önce çarşaflı bir genç hanım, Feride`yi ziyaret ederek, İsviçre`de bulunduğu sırada Kamran`ın Münevver adında hasta bir genç kaÂdına evlenme vadinde bulunduğunu söyler. Kamran`ın Münevver`e yazdığı mektupları verir. Bunun üzerine Feride köşkten kaçar.
Herkes onun yeni bir delilik icat ettiğini zanneder. Emektar bir dadının evine sığınan Feride, lise diplomasından cesaret alarak Anadolu`da bir öğretmenlik isÂter. B.. (Bursa) vilayetinde bir okula tayin edilir. O günden sonra da başından geçenleri bir mektup defterine not etmeğe başlar. Kasabada boş yer olmadığı için, Feride`yi Zeyniler Köyü denilen, hiç bir öğretmenin gitmeyi kabul etmediği kuş uçÂmaz kervan geçmez bir köye verirler.
Zeyniler`de, öğrencilerinden bir kaçı, küçük Vehbi ve bilhassa Munise, Feride`nin neşe kaynağı olur. Bütün kız çocuklarının Ayşe ya da Zehra diye adlandırıldığı bu köyde Munise adı Feride`ye çok cana yakın gelmiştir. Kızı evlat edinmek ister. Munise, köylülerin sevmediği "kötü kadın" olarak adlandırılan birinin kızıÂdır. Kadın, kocasından başka bir erkeği sevdiği için, Munise`nin babası, köyden başka bir kadınla evlenmiş ve anasını boşamıştır. Ara sıra gelip, kaçamak olarak kızını görmektedir. Çalıkuşu birçok zorluğu yenerek Munise`yi yanına almayı başarır.
İkisi keyifli zaman geçirmeye başlarlar. O günlerde bir posta soygunu olur. Eşkıya ile jandarma arasında çıkan çatışmada yaralanan bir zabiti köy odasına getirirler. Feride orada yaşlı bir askeri doktorla tanışır. Hayrullah Bey adındaki bu doktor, Zeyniler Köyü`nde böyle bir öğretmen bulmuş olmaktan dolayı şaşkındır. İşin içinde bir gizem olduğunu anlar ve Feride`nin daha iyi bir yere nakledilmesi için el altından gerekli teÂşebbüslere girişir. Bir teftiş sonunda Feride`nin okulu kapatılır. Ve Çalıkuşu, Zeyniler`den ayrılmak zorunda kalır.
Vilayet merkezinÂdeki Darülmuallimat`a Fransızca öğretmeni tayin edilir. Burada Şeyh Yusuf`u tanır. Veremli, hassas bir insandır Şeyh Yusuf. Şeyh Yusuf, Feride`yi ölesiye sever. Zaten veremli olan Yusuf Efendi bu ümitsiz aşkın acılarına dayanamaz ve ölür. Bu ölümden kendisini sorumlu tutan Feride, artık orada kalamayacağını anlar, yeni bir yere nakledilmesini ister. Bu sefer onu Ç.-(Çanakkale) Rüştiyesi`ne tayin ederler.
Ç., de geçirdiği günlerden sonra, bir vapurla İzmir`e gelir. İzmir`de Reşit Bey adında zengin birisinin çocuklarına mürebbiyelik eder. Bunlar da sıkıntılı ve acı günlerdir. Bir tesadüf eseri, ReÂşit Bey`in uzaktan akrabası olduğunu öğrenir. Bir albümde Kamran`ın resmini görmüştür. Reşit Bey`in kızı Sabahat, Kamran`ın Münevver Teyzesinin kocası olduğunu söyler. Kamran, uzun zaÂman kendi "Çalıkuşu"nu beklemiş, o dönmeyince Münevver`le evlenmiştir. Feride`nin, her gittiği yerde güzelliği bir takım olaylara sebep olduğundan burada da barınması güçleşmiştir. Böylece birÂkaç yer dolaşıp birkaç evlenme teklifini reddederek nihayet Kuşadası`na gelir. Doktor Hayrullah Bey de emekliye ayrılmış, orada yerleşmiştir. Yaşlı dost, kızın elinden tutar. Ona yardım eder, onu korur. Munise bu arada iyice büyümüş, süsüne düşkün bir kız olÂmuştur. Doktorun bir uzak köye hastaya gittiği sırada hastalanır. Nezle zannedilen hastalık giderek şiddetlenir ve Munise kuşpalazından ölür.
Kader, Feride`yi sanki bütün sevdiklerinden ayırmaya ahÂdetmiştir. Munise`den sonra çevrenin baskısı, dedikodusu o kadar artar ki Hayrullah Bey hiç olmazsa görünüşü kurtarmak maksaÂdıyla Feride`yi alır, onunla kağıt üzerinde evlenir. Bir müddet geÂçince Hayrullah Bey de zaten yaşlı olduğundan, ölür. Yalnız, ölmeden önce Feride`nin ailesinin yanına döneceğine dair söz alÂmıştır. Onun defterini okumuş, başına gelenlerin sebeplerini öğÂrenmiştir. Feride`nin kaybolduğunu sandığı defteri, Hayrullah Bey tarafından bir zarfa konularak, Kamran`a mahsus bir emanet haliÂne getirilmiştir. Feride, rahmetli kocasının vasiyetini yerine getirÂmek için verdiğinin ne olduğunu bilmeden bu emaneti Kamran`a teslim eder.
Feride`nin dönüşünden en çok memnun olan eniştesi Aziz Bey`dir. O, bu dönüşte hayırlı bir alamet görür. Feride birkaç günlüğüne izinli olarak gelmiştir. Kendisine kalırsa, mutlaka yine görevine gidecektir. Kamran, vaktiyle verdiği söze bağlı kalÂmış, Münevverle evlenmiştir. Ama kadın zaten hasta olduğundan kısa bir süre sonra ölmüştür.
Feride bu son istek üzerine İstanbul`a gittiğinde Kamran`ı ne kadar sevdiğini bir kez daha anlar. Kamran`da evlendiği kadını kaybetmiştir. Ayrıca Kamran evlense bile yalnızca Feride`yi sevmiştir. Kamran bu günlüğü okuyunca Feride`nin de kendisini sevdiğini anlar. Bunu amcasına anlattığında amcası ve Kamran, Feride`nin haberi olmadan kadıya giderler ve nikah kıydırırlar. Böylece Feride bu kadar acıdan sonra haberi olmadan hayatta en çok istediği kişiyle evlenir ve en sonunda mutluluğu bulur.
misafir - 9 yıl önce