Zeyd Bin Harise
Kısaca: Zeyd bin Harise Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin azadlı kölesi. Yemenli olup, tahminen miladi 575 yılında doğmuştur. Künyesi, oğluna nispetle, Ebu Üsame'dir. Yemen'in muhterem ve şerefli bilinen Kudas kabilesine mensuptur. Annesi ise Tay kabilesi kollarından Maanoğullarına mensup Su'da binti Sa'lebe'dir. 629 (H.8) senesinde Mute Gazasında şehit oldu. Zeyd bin Harise radıyallahü anh çocuk yaşlarında annesi ile akrabalarını ziyarete giderken başka bir kabilenin baskının ...devamı ☟
Zeyd bin Harise radıyallahü anh çocuk yaşlarında annesi ile akrabalarını ziyarete giderken başka bir kabilenin baskınına uğradı. Esir alınan Zeyd, Mekke'ye Suk-ı Ukaz denilen panayıra getirilerek satılığa çıkarıldı. Hakim bin Hizam, Zeyd'i 400 dirheme satın aldı ve halası hazret-i Hadice'ye hediye etti. O da Peygamber efendimize hediye etti. Peygamber efendimiz onu azad ederek yanında alıkoydu. Zira azad olan Zeyd bin Harise'nin gidecek yeri olmadığı gibi, Resulullah efendimizden daha iyi ona bakacak kimsesi de yoktu. O da seve seve Resulullah efendimizin yanında kalarak hizmet etti. Anne ve babası, oğullarının nereye götürüldüğünü, ne yapıldığını bilmiyorlardı. Zeyd'in babası Harise, evlat ateşiyle yanıp tutuşuyor, diyar diyar dolaşarak oğlunu arıyordu.
Neticede, İslamiyetin gelmesinden bir süre önce Beni Kelb kabilesinden bazıları Kabe'yi ziyarete gelmişler ve Zeyd'i görmüşlerdi. Dönüşte ailesine haber verdiler. Bu habere çok sevinen Harise derhal, kardeşi Ka'b ile birlikte yanına fazla miktarda para alarak Mekke'ye geldi ve Peygamber efendimizin huzurlarına çıktı. Sonra:
“Ey Kureyş kavminin efendisi! Ey Abdülmuttalib'in torunu! Ey Beni Haşim soyunun oğlu! Siz Harem-i şerifin komşususunuz. Misafirlere ikram, esirlere ihsan eder, onları esaretten kurtarırsınız. Oğlum kölenizdir. Kurtulması için ne kadar para isterseniz verelim, serbest bırak ve dileğimizi geri çevirme!” dedi. Peygamber efendimiz; “Zeyd'i çağırıp durumu kendisine bildirelim. Onu serbest bırakalım. Şayet sizle gelmeyi tercih ederse sizden herhangi bir para almam. Onu alıp gidersiniz. Eğer beni tercih eder, yanımda kalmayı isterse, Allah'a yemin ederim ki, beni tercih edeni kimseye terk etmem, yanımda kalır.” buyurdular. Peygamber efendimiz Zeyd'i çağırıp babasıyla gitmek isteyip istemediğini sordu. Zeyd radıyallahü anh; “Ben hiç kimseyi size tercih etmem. Siz benim hem amcam, hem de babam makamındasınız. Sizin yanınızda kalmak istiyorum.” dedi. Zeyd'i almak için gelmiş olan babası ve amcası üzülüp, bu duruma kızdılar.
Peygamber efendimiz Zeyd'i çok severdi. Kendisine olan bu bağlılığını ve sevgisini görünce, onu Kabe-i muazzamanın duvarında bulunan Hacer-i Esved taşının yanına götürüp oradakilere hitab ederek; “Şahit olunuz, Zeyd benim oğlumdur. O bana varis, ben ona varisim.” buyurdu. Babası ve amcası bu durumu görünce kızgınlıkları geçti. Sevinç içinde memleketlerine döndüler. Bundan sonra Zeyd'e, Zeyd bin Muhammed (Muhammed'in oğlu Zeyd) denilmeye başlandı. Bu hadiseler olduğunda henüz İslamiyet gelmemişti. Daha sonra Allahü tealanın, Ahzab suresinin 5. ve 40. ayetlerindeki; “Evlatlarınızı babalarının ismiyle çağırın, böylesi Allah katında daha doğrudur.” “Muhammed (aleyhisselam) sizden hiçbir erkeğin (Zeyd gibi) babası değildir.” emirleriyle evlat edinmek de kaldırılınca, hazret-i Zeyd babasının ismiyle, yani “Harise'nin oğlu Zeyd” (Zeyd bin Harise) diye çağrılmaya başlandı.
Zeyd bin Harise ilk iman edenlerdendir. Hazret-i Hadice, hazret-i Ebu Bekr ve hazret-i Ali'den sonra dördüncü, azad olmuş köleler içinde ise ilk Müslüman olmakla şereflendi. Peygamber efendimiz, Zeyd'i Mekke'de Ümmü Eymen'le radıyallahü anha evlendirdi. Bundan, Eshabın büyüklerinden hazret-i Üsame doğdu. Peygamber efendimiz daha sonra kendi halasının kızı Zeyneb binti Cahş'la evlendirdi. Bu evlilikleri kısa sürdü ve ayrıldılar.
Zeyd bin Harise radıyallahü anh, Mekke'deyken pekçok eza ve cefalara katlandı. Peygamber efendimizle birlikte Taif'e gittiklerinde hiç kimse iman etmedi. Geri dönerlerken yolda Taifliler taşa tuttular. Zeyd bin Harise, Peygamberimizi atılan taşlardan korumak için, önüne, arkasına, sağına, soluna geçerek siper olmuş, böylece pekçok yerinden yaralanmıştı. Hicret izni çıkınca Medine'ye hicret ederek, Ensar'dan Gülsüm bin Hidm'in evinde misafir kaldı. Üseyd bin Hafız'la din kardeşi oldu.
Zeyd bin Harise, Bedr'den Mute Harbine kadar Peygamber efendimizin bulunduğu bütün gazvelere katıldı. Yalnız Müreysi Gazasında Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Zeyd bin Harise'yi, Medine'de yerine vekil bıraktığı için bulunamadı. Bunun dışında pekçok seriyyede de (Peygamber efendimizin katılmadığı savaşlarda) bulunmuş, bir çoğunda kumandanlık ederek, şecaati, kahramanlığı ile örnek olmuştur.
Peygamber efendimiz de, Zeyd'i ve oğlu Üsame'yi çok severdi. Bir hadis-i şerifte; “Bana insanlar arasında en sevimli gelen kişi, benim ve Allah'ın ihsanına mazhar olan kişidir. Bu zat Zeyd'dir.” buyurmuştur.
Allah'ın ihsanı; Müslüman olmasını nasip etmesi, Peygamberimizin ihsanı ise onu hürriyetine kavuşturmasıdır.
Kur'an-ı kerimde Eshab-ı kiram içinde Zeyd'den başka hiçbir kimsenin ismi açıkça zikredilmedi. Sadece Zeyd'in ismi geçmektedir. Bu, onun için büyük şeref olmuştur.
Hicretin sekizinci senesinde Peygamber efendimizin Busra Valisine elçi olarak gönderdiği Haris bin Umeyr radıyallahü anh şehit edilmişti. Bu habere pek üzülen Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Zeyd bin Harise'nin idaresinde bir ordu hazırlatarak: “Cihada çıkacak olan şu insanlara, Zeyd bin Harise'yi kumandan tayin ettim! Zeyd bin Harise şehit olursa yerine Cafer bin Ebi Talib geçsin. Cafer bin Ebi Talib şehit olursa, Abdullah bin Revaha geçsin. Abdullah bin Revaha da şehit olursa, Müslümanlar aralarında münasip birini seçsin ve onu kendilerine kumandan yapsın!” buyurdu. Bunun üzerine Eshab-ı kiram, isimleri sayılan kahramanların şehit olacağını anlayarak ağlamaya başladılar; “Ya Resulallah! Keşke sağ kalsalar da kendilerinden istifade etseydik!” dediler. Peygamber efendimiz onlara cevap vermeyip sustular.
Mücahidler hazırlıklarını bitirmişler, kumandanlarını bekliyorlardı. Sevgili Peygamberimiz, beyaz İslam sancağını Zeyd bin Harise hazretlerine teslim etti. Ona, Haris bin Ümeyr'in şehit edildiği yere kadar gitmesini veİslamı tebliğ etmesini, kabul etmedikleri takdirde düşmanla çarpışmasını emir buyurdular.
Üç bin kişilik İslam ordusu; “Allahü ekber! Allahü ekber!” sesleri arasında yürümeye başladı. Sevgili Peygamberimiz Medine'de kalan sahabiler, mücahid ve gazileri VedaYokuşuna kadar takip ettiler.
Peygamber efendimiz, orada bir hutbe irad ederek, mücahidlerle vedalaştıktan sonra yolcu etti. Zeyd bin Harise kumandasındaki İslam ordusu Suriye'de bulunan Mute isimli köye geldiklerinde, 100.000 kişilik Rum ordusuyla karşılaştılar. Dağ taş düşman askeriyle dolmuştu.
Her iki taraf da harp düzenine girdiler. Bu sırada, Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem emri gereği İslam ordusundan bir heyetin, Rum ordugahına doğru ilerlediği görüldü. Bunlar Rum ordusuna, İslama gelmelerini, yoksa cizye vermelerini teklif ettiler. Fakat onlar, bu daveti reddettiler. Artık kaybedilecek zaman yoktu. Kumandan Zeyd bin Harise hazretleri, elinde mukaddes İslam sancağı olduğu halde, ordusuna hücum emrini verdi. Bu anı bekleyen mücahidler, “Allahü ekber! Allahü ekber!” nidaları ile ileri fırladılar. Tekbir sadaları ve vurulanların feryadları ayyuka çıkıyor, daha harbin başında, meydan, kan gölü haline geliyordu. Elinde Resulullah'ın beyaz sancağı olan hazret-i Zeyd düşmanın ortalarında görülüyordu. Kumandanlarını bu şekilde gören sahabiler, ondan geri kalmıyor ve bütün gayretleri ile düşmana saldırıyorlardı. Bir ara, birkaç mızrağın, kumandanları hazret-i Zeyd'in mübarek göğsüne saplandığı görüldü. Arkasından diğer mızraklar, onu takip etti. Şanlı sahabinin vücudu, delik deşik olmuştu. Zeyd bin Harise özlediği şehadete kavuşmuştu.
Hazret-i Zeyd bin Harise'den sonra, hazret-i Cafer ve hazret-i Abdullah bin Revaha da şehit oldular. Neticede hazret-i Halid bin Velid'i kumandan seçtiler ve Mute'de 100.000 kişilik bir orduya karşı galip geldiler.
Resulullah efendimiz Mute'ye orduyu gönderdikten epey sonra bir gün minberde konuşma yapıyorlardı. Birden bire efendimizin gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı ve konuşmalarını keserek:
“İşte Zeyd şehit oldu. Bayrağı Cafer aldı. O da şehit oldu. Bayrağı Abdullah aldı. O da şehit oldu. Şimdi bayrağı Halid bin Velid aldı. Cenab-ı Hak zaferi Halid'e müyesser kıldı.” buyurdular.
Zeyd bin Harise radıyallahü anh orta boylu ve güzeldi. Onun fazileti hakkında bildirilen bazı hadis-i şerifler şunlardır: Üsame bin Zeyd'den gelen rivayette Peygamber efendimiz; “Zeyd bana kavmimin en sevgilisidir.” buyurmuştur.
Yine diğer bir hadis-i şerifte; “Cennet'e baktım. Bir de gördüm ki, Cennet narlarının herbiri deve derisinden yapılmış şişirilen tulum gibi, kuşları, büyük develer gibi iri. Bunların arasındaki bir gence gözüm ilişti. “Sen kimsin?” diye sordum. O da Zeyd bin Harise olduğunu söyledi. Sonra baktım ki, Cennet'te gözlerin görmediği kulakların duymadığı, hatır ve hayale gelmeyen şeyler vardır.”
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
629
7 yıl önceMuharebesi gerçekleşti. Hayber Muharebesi gerçekleşti. Abdullah bin Revaha, sahabe Zeyd bin Harise, sahabe Zeyneb bint Muhammed, İslam peygamberi Muhammed ile...
629, 6. yüzyıl, 624, 625, 626, 627, 628, 630, 631, 632, 633575
3 yıl önceSeboht, piskopos (ö. 667) Wen Yanbo, Tang Hanedanı şansölyesi (ö. 637) Zeyd bin Harise, sahabe (ö. 629) I. Sigebert, Avustralya kralı Áed mac Echach, Connacht...
575, 5. yüzyıl, 570, 571, 572, 573, 574, 576, 577, 578, 579Abdullah bin Revaha
3 yıl öncesırasında Muhammed'in "Zeyd bin Harise’yi kumandan tayin ettim. Zeyd bin Harise şehit olursa yerine Cafer bin Ebu Talib geçsin. Cafer bin Ebu Talib şehit olursa...
Mute Muharebesi
3 yıl önceşekilde talimat verdi: "Zeyd bin Harise’yi kumandan tayin ettim. Zeyd bin Harise şehit olursa yerine Cafer bin Ebu Talib geçsin. Cafer bin Ebu Talib şehit olursa...
593
7 yıl önceveraset düzenine göre 34. imparatoru (ö. 641) Lübabe bint Haris, sahabe (ö. 655) Said bin Zeyd, sahabe (ö. 670 / 671) Ino Anastasia, Bizans imparatoru II...
593, 5. yüzyıl, 588, 589, 590, 591, 592, 594, 595, 596, 597Halid bin velid
3 yıl önceMuhammed, Zeyd bin Harise'yi ordunun başına atamıştı. Zeyd ölürse, komuta Cafer bin Ebu Talip'e ve eğer o da ölürse, komuta Abdullah bin Ebu Revaha'ya...
Fatıma bint Esed
7 yıl öncetarafından Zeyd bin Harise’nin ardından ikinci komutan olarak görevlendirilen Cafer bin Ebu Talib diğerleri ise Talib bin Ebu Talib ve Akil bin Ebu Talib'dir...
Ridde Savaşları
3 yıl öncehazırlıkların yapılmasını ister. Toplanan birliklerin başına Zeyd bin Harise'nin genç oğlu Usame bin Zeyd getirilir. Ancak ordu henüz sefere çıkarken Muhammed'in...