Tek tanrılı bir inanç sistemi getirdiği için kimilerince peygamber olarak kabul edilen Zerdüşt'ün hayatıyla ilgili bilgiler daha çok efsanelere dayanır. Zerdüştçülerin inanışına göre Zerdüşt, Büyük İskender'den 258 yıl önce ortaya çıkmıştır. Büyük İskender, Ahameniş hanedanının (M.ö. 559-330) merkezi Parsa'yı (Persepolis) M.ö. 330'da ele geçirdiğine göre Zerdüşt, Harezm'in kralı olduğu sanılan Vistaspa'ya inançlarını M.ö. 588'de kabul ettirmiş olmalıdır. O sırada 40 yaşında olduğu inancı doğru kabul edilirse, doğum tarihinin M.ö. 628 olması gerekir.
Spitamalar adıyla bilinen soylu bir aileye mensub olan Zerdüşt, "Bilge Tanrı Ahura Mazda'dan vahiy aldığını" öne sürerek eski İran dinini yeniden biçimlendirmeye çalıştı. İnanç sisteminin temelini tapınılacak tek tanrı, en yüce tanrı Ahura Mazda oluşturur. Ahura Mazda, göklerin ve yerin, diğer bir deyişle maddi ve manevi dünyaların yaratıcısıdır. Birbirini izleyen karanlıkla aydınlığın kaynağı, evrensel adaletin yaratıcısı, doğanın merkezi, ahlaki düzeninin kurucusu ve tüm dünyaların yargıcıdır.
Ahura Mazda, başlıca altı niteliğe sahiptir. Bunlar doğruluk ya da kusursuz düşen (aşa vahishta), iyi akıl (vohu monah), iyiliksever bağlılık (spenta armaiti), yararlı egemenlik (kshathra vairya), bütünlük ya da kusursuzluk (haurvatat) ve ölümsüzlüktür (ameratat). Bu nitelikler kutsal ölümsüzler (ameşa spenta) denilen altı göksel varlık ya da melek olarak da düşünülür. Kutsal ölümsüzlerin simgelediği iyi nitelikleri Ahura Mazda'ya inananlar da edinebilirler. Bu nitelikler ilahi düzenin işleyişini yansıttıkları ve Bilge Tanrı'yı izleyenleri birbirine bağlayan düzeni oluşturdukları için, Ahura Mazda'nın dünyasıyla ona inananların dünyası birbirine yaklaşmış olur.
Zerdüşçülük'ün kutsal kitabı, hikmet ve bilgi anlamına gelen Avesta'dır. Avesta, üç ana bölümden oluşur. Yasna adını taşıyap ilk bölümde dini törenlerde okunan ilahiler yer alır. Zerdüşt'e ait olduğu kabul edilen Gatha'lar da bu bölümdedir. Toplam 896 mısradan oluşan Gatha'l-ar, Gat denilen beş manzumedir. Manzumeler Esnud Gat, Uştad Gat, Spentmend Gat, Vaşnu Hişter Gat ve Vehiştvet Gat adlarını taşır. Çeşitli ilahilerin oluşturduğu ikinci bölüm Yuşt adını taşır. Videvdat denilen üçüncü bölüm de "şeytanlara karşı kanun" biçiminde adlandırılır. Bu bölümde şeytanlara karşı tılsımlar ve temizlenme kuralları yer alır.
Zerdüşt inançlarına göre, ölümsüzlüğün ve sonsuz mutluluğun geçerli olduğu hak ve doğruluk ülkesinin mutlak hakimi olan Bilge Tanrı Ahura Mazda'nın karşısında, kötülüğü simgeleyen Ehrimen yer alır. Bu inanış Zerdüştçülük'ün ikici (dualist) yönünü oluşturur. Ehrimen'in peşinden gidenler, özgür iradeleriyle onu seçtikleri için kötü olurlar. Bu ahlaki ikicilik Zerdüşt'ün kozmoloji anlayışından kaynaklanır. Bu anlayışa göre başlangıçta "hayat ile hayat olmayan" arasında seçim yapma özgürlüğü bulunan iki ruh karşı karşıya gelmiştir. Bu ilk seçim, iyilik ve kötülük ilkelerinin kaynağıdır. "Adalet ve Hakikatin Egemenliği" iyilik ilkesiyle, "Yalanın (Druc) Egemenliği" ise kötülük ilkesiyle bağlantılıdır. Yalanın ülkesi daeva denilen kötü cinlerle doludur. Kendi iradeleri ve kararlarıyla iki karşıt ilkeye dönüşen iki ruhu da Ahura Mazda'nın yaratmış olması, kozmoğonik ve ahlaki ikiciliğine karşın Zerdüşt dininin tek tanrıcı niteliğini korumasını sağlamıştır.
Bilge Tanrı, kutsal ölümsüzlerin de yardımıyla sonunda kötülüğün simgesi Ehrimen'i yok edecektir. Bu inanç, kozmik ve ahlaki düzlemlerde ikiciliğin ortadan kalkacağı anlamına gelir. Ama bu ikici anlayış Zerdüşt'ten sonraki dönemlerde yeniden önem kazanmış, artık Hürmüz (Yaratıcı) ya da Ormazd olarak anılan Ahura Mazda'nın Ehrimen'l-e eşit konumda görülmesine neden olmuştur. Buna göre zamanın başlangıcında dünya, biri iyinin, diğeri kötünün egemenliği altında bulunan iki alana bölünmüştür. Her insan bunlar arasında seçim yapmak zorundadır; kendi iradesi doğrultusunda ya Bilge Tanrı'yı ve onun egemenliğini ya da Yalan ülkesinde hüküm süren Ehrimen'i seçecektir. İnsanın karar verme özgürlüğü, kendi kaderini belirlemesi ve ondan sorumlu olması sonucunu doğurmuştur. Doğru insanın ödülü, sonsuz dürüstlük ve ölümsüzlüktür. Yalanın yanında yer alanlarsa, yalnız Bilge Tanrı tarafından yargılanıp cezalandırılmakla kalmayacak, kendi vicdanlarınca da mahkum edilecektir. Bu insanların ölümden sonra sürdüreceği hayat, İslam'daki Cehennem hayatına benzer, insan bir kere seçimini yaptıktan sonra geri dönüş yoktur. Bu nedenle dünya, birbiriyle savaş durumundaki iki topluluğun oluşturduğu iki zıt kutup ,olarak algılanır.
Günah insanı kötü güçlerin esiri kılar. Erdemler iyiliğin nihai üstünlüğüne yardım eder. Doğru yaşama, ahlaki emirlere uyma başlıca esaslardır. Ahlaki emirler iyi düşünce, iyi söz ve iyi iş diye özetlenir. Yoksullara cömert davranma, misafirperverlik, bütün kötülüklerden uzak kalma, toprağı sürme, sığırlara bakma, sıkıcı şeyleri ortadan kaldırma da başlıca erdemlerdir. Temiz hayvanları, özellikle köpekleri öldürme büyük günahtır. Zina yasaktır. Bazı cinsel konular ve ölü bedenine dokunma kirlenmeye yolaçar ve arınmak için özel ayinler gerektir.
Gathalarda Zerdüşt'ün kıyamet ve ahiret hayatıyla ilgili inançları da açıklanır. Bu ilahilerin hemen her satırında ölümden sonra insanı nelerin beklediğinden söz edilir. Bu dünyadaki hayat, ölümden sonraki hayatın uzantısıdır. Bilge Tanrı tüm iyi davranış, söz ve düşünceleri ödüllendirip kötülerini cezalandıracaktır. Ölülerin ruhları, herkeste korku ve kaygı uyandıran Karşılık Köprüsü'nden (Cinvat Peretu) geçecektir. Ahura Mazda'nın yargısından sonra iyi ruhlar sonsuz mutluluk ve ışık ülkesine, kötü ruhlar da korku ve karanlık ülkesine gönderilecektir.
Daha sonraları, Zerdüştçülük çevresinde gelişen kozmolojinin dramatik bir akış olarak gördüğü dünya tarihi her biri 3 bin yıl süren 4 dönemden oluşur. Ezeli, öncesiz zamanda, aydınlıkta duran Hürmüz ile onun altında karanlıkta duran Ehrimen vardır. İlk 3 bin yılın sonunda, Ehrimen, kendisini Hürmüz'den ayıran Boşluk'u geçerek ona saldırır. Ehrimen'l-e mücadelesinin sonlu ölçülerle gerçekleştirilmediği sürece sonsuza kadar süreceğini gören Hürmüz, onunla mücadelesinin süresini sınırlayan bir anlaşma yapar. Arkasından, Zerdüşt inançlarının özünü içerdiğine ve duaların en kutsalı olduğuna inanılan Ahuna Vainya'yı okur. Büyük bir korkuya kapılan Ehrimen, Cehennem çukuruna yuvarlanır ve ikinci 3 bin yılı orada geçirir. Bu dönemde Hürmüz, evreni yaratmaya girişir. Önce, kutsal ölümsüzlerin de içinde bulunduğu ruhlar alemini, ardından onun maddi karşılıkları olan gökyüzü, yeryüzü, bitkiler, İlk Öküz ve İlk İnsan Gayomart'ı yaratır. Sonra da insan ruhlarına iki seçenek sunar: Sonsuza kadar doğum öncesi durumlarında kalmak ya da bir bedene bürünüp dünyaya gelerek Ehrimen'l-e mücadelesinde Hürmüz'e yardım etmek. Ruhlar doğmayı ve Hürmüz'l-e birlikte mücadele etmeyi seçerler. Bu arada Ehrimen de altı kötü cin ve Hürmüz'ünkine karşıt yapıda bir maddi alem yaratır.
İkinci 3 binin sonunda Ehrimen, İlk Kadın olan Fahişe'nin kışkırtmasıyla gökyüzüne saldırıp Hürmüz'ün yarattığı dünyaya kötülüğü yayar. Onun öldürdüğü Gayomart'ın cesedinden insan soyu ile ilk metaller, İlk Öküz'ün cesedinden de hayvanlarla bitkiler türer. Üçüncü dönemde Ehrimen, maddi dünyaya egemen olursa da, ondan kaçmayı başaramaz. Onu bu tuzağa düşüren Hürmüz'dür ve Ehrimen, kendi felaketini kendi eliyle hazırlamıştır. Son 3 bin yıllık dönem, yeryüzüne dinin gelişiyle, yani Zerdüşt'ün doğumuyla başlar. Bu dönemi oluşturan her bin yılın sonunda Zerdüşt'ün ölümünden sonra doğan oğullarından biri onun halifesi olarak ortaya çıkacak ve dünyayı kurtarma görevini üstlenecektir. Üçüncü ve son kurtarıcı Saoşyans, son yargıyı gerçekleştirecek, ölümsüzlük içkisini dağıtacak ve yeni dünyanın yolunu gösterecektir. Saoşyans, Kansava Gölünde yıkanan bir bakirenin, o gölde bulunan Zerdüşt'ün tohumuyla gebe kalması sonucu doğacaktır. Böylece ölülerin dirilmesi başlayacaktır. İlk İnsan Gayomart'ın kemikleri hayat kazanacak, bütün ölüler tekrar vücutlarına kavuşacak ve bir yerde toplanacaklardır. İyilerle kötüler ayrılacak, iyiler Cennet'e, kötüler Cehennem'e gidecektir. Üç gün kalındıktan sonra bütün yaratıkları Ateş Irmağı'ndan geçecek, ateş kötüleri temizleyecek, şeytanlarla bütünleşenler dışında herkes Ahura Mazda'nın ülkesine geçecektir. Böylece sonlu zaman, 12 bin yıllık aradan sonra, içinden koptuğu ezeli, öncesiz zamanla yeniden birleşecektir.
Zerdüşt'ün kurduğu inanç sistemi, onun ölümünden sonra bugün Afganistan'ı oluşturan topraklara doğru güneye ve batıda Medlerle Persler arasında yayıldı. Bu arada eski dinlere özgü öğeler de canlandı, eski tanrılarla tanrıçalara yeniden tapınılmaya başlandı. Bu dönemde Zerdüşt rahipler dini temizlik idealini ateşle simgelediler. Bu rahipler "ateş yakıcılar" olarak anılmaya başladılar. Müslümanların İranlıları "ateşe tapıcılar" olarak nitelendirmelerine neden olan ateş kültü, İran dini yapısının en göze çarpan niteliği halini aldı. Ateş tapınakları, güneş ışığının bile sızmasına izin vermeyecek şekilde yapılıyor, buradaki kutsal ateşe insan eli değdirilmiyor, nefesle kirletilmiyordu. Ateşi maşa ve kürekle besleyen rahipler ellerine eldiven giyiyor, ağızlarını örtüyorlardı. Ayinle temizlenmiş odunlarla beslenen ateşten evlere götürülmesi durumunda kesinlikle söndürülmüyordu.
İslam'ın İran'da yayılmasından sonra, Zerdüştçülük sınırlı biçimde daha 3 yüzyıl varlığını sürdürdü. 8-10. yüzyıllarda ise artık yaşama şansını tümüyle yitirdi. Bunun üzerine son Zerdüştçüler İran'ı terkederek Hindistan'a göçtüler. Hindistan'da varlıklarını hala sürdüren Zerdüştçülere Parsiler denilmektedir.
Günümüzde Parsilik olarak adlandırılan Zerdüştçülük, güçlü monoteist bir karakter taşımaktadır. Ateş, yine tanrıyı simgelemektedir. Eskiden olduğu gibi içinde sürekli ateş yapan tapınakları vardır. Bu tapınaklara Parsi olmayanlar alınmaz. Günde beş kez, ateşin temizliğini korumak için temizleme ayini yapılır. Rahipler denetiminde yapılan ayinlerde Avesta'dan ilahiler okunur. Sunu ve kurbanlara büyük önem verilir. Ölüler, kentten uzak "dakhma" denilen ölü kulelerine bırakılır. Necis sayılan bu kuleler 4-5 metre yüksekliğinde silindirik yapılardır. Terasına çıplak biçimde yatırılan ölülerin etleri akbabalar tarafından yenilir, kemikleri güneşte kurur. Daha sonra bu kemikler kule içinde depolanır. Böylece toprağın kirletilmediğine inanılır. Ahmet ÖZALP
ZERDÜŞTİLİK (Mazdaizm)
İran dinleri içerisinde, tek tanrı inanışına yer vermesi bakımından, en dikkat çekicisi Zerdüştilik 'tir. Bu din, adını kurucusundan alır. Bu dine, dayandığı tek tanrı Ahura Mazdah 'a nispeten “Mazdeizm” de denir.1. Zerdüşt'ün Hayatı
Zerdüşt kelimesi (Zoroaster), Zarathustra 'nın Yunanca karşılığıdır (Zarath: güzel, doğru; üstra: develer demektir. Güzel develere sahip olan anlamını ifade eder. Halk dilinde zerdüşt, yaşayan yıldız olarak nitelendirilir). Zerdüşt 'ün doğumu, M.Ö. 570 olarak tahmin edilmektedir. Zerdüşt, İran dinleri üzerinde önemli bir etki bırakmıştır. Tektanrılı bir inanç telkin ettiği için onu bir peygamber olarak kabul edenler bulunduğu gibi, ona bir hakim veya şaman olarak bakanlar da vardır. Gatha 'lar diye adlandırılan kutsal metinler ona dayandırılır.
Zerdüşt, Yüce Tanrı olarak telkin ettiği Ahura Mazdah ile yakın irtibatı bulunduğunu ilan etti. Ona göre alemlerde mücadele eden, İyilik ve Kötülük diye adlandırılan iki asli ruh (ilkine “Spenta Mainyu”, ikincisine “Angra Mainyu” denilir) var idi. Ahura Mazdah 'ın bu iki ruhla alakasını bugün pek iyi bilemesek de O, iyilikle beraberdir. İnsanoğlu, bu iki ruh arasından birini seçmeye mecburdur ve seçimi onun kaderini etkileyecektir.
Zerdüşt 'ün ölümünden sonra insanlar, onun karşı çıktığı Mitra, Anahita gibi tanrılara tekrar tapınmaya başladılar.
2. Kutsal Kitapları ; Gathalar - Avesta
Zerdüşt 'ten sonra çoktanrılı inançlar yayılmışsa da ona nispet edilen kutsal Gatha 'lar, İran 'da etkisini sürdürmüştür. Avesta, eski İran 'ın ve bugün Hindistan 'da yaşayan İran asıllı Parsi lerin ve diğer Zerdüşt inancını kabul edenlerin kutsal kitabıdır. Dili Pehlevice (Eski Farsça) ve Kürtce 'dir.. Avesta (Hikmet, bilgi anlamında), şu bölümden oluşur:
2.1. Yasna: Dini törenlerde okunan ilahiler. Zerdüşt 'ün Gatha 'ları bu bölümdedir. Gatha 'lar, Avesta 'nın eski metinleri ve kısımlarıdır. Gatha 'lar, Zerdüşt 'ün sözleri sayılır ve hususi bir saygı görür. Pehlevi dilinde Gatha 'nın her şiirine “Gas” denir. Gatah 'ların tamamının 17 fasıl, 338 kıta, 896 mısra ve 5560 kelimeden ibaret olduğu belirtilir. Avesta 'daki Gatah 'lar; Eşnut Gat, Eştut Gat, Spentmend Gat, Vonu Hişter Gat ve Vehiştvet Gat olmak üzere beş tanedir.
2.2. Yast: Çeşitli tanrılara yöneltilen ilahiler.Güneş tanrısı Mitra,Ahura Mazda ile ölmez azizleri ve diğer tanrısal olgular için yapılacak kurban şarkıları olup yirmibir söylevi kapsamaktadır.
2.3. Videvdat: “Şeytanlara karşı kanun” diye de adlandırılır; şeytanlara karşı tılsımlar ve temizlenme kaideleri bu bölümde yer alır. Toplam yirmi iki söylevi kapsamaktadır.
2.4. Vispered : Tüm kutsananlar anlamında olup, ibadetlerde anılması gerekli olan kutsallar ve onlara yapılan ibadetleri ve bazı edebi bölümleri içermektedir.
2.5.Horda (Xorda) Avesta : Genç avesta anlamına gelmekte olan bu bölümde günlük ve yaşam sürecinde yapılması gerekli ibadet zamanlarını gösteren bir zaman takvimi niteliğindedir. Bu da dört bölüm halindedir.
2.5.1.Nijis : Mitra Tanrısı,umut,aydınlık,su ve ateş hakkındadır 2.5.2.Kataha : Beş umudu kapsamaktadır. 2.5.3.Sihroje : Günlük yaşamda iyi ve kötü anların varlığı hakkında bilgileri kapsar 2.5.4.Aferinkan : İnsanların iyiliklerle mutlu anlarından eğlence ve kutsamalarından bahsetmektedir.
2.6.Nirangastan : Bu bölümde de ölenlerin ruhlarının göğe çıkışları anlatılmaktadır.
Bu Avesta bölümlerinden eksik -kayıp- olanlarının tamamlanması amacıyla MS yapılan çalışmalarda halkın ve din adamlarının sözlerini ve eski kaynaklar esas alınarak (zaman zaman değişikliklere uğramış) hazırlanan bölümlerde şu alt bölümlerden meydana gelmektedir.
a.Bundahişn : Temel veya yaratılış anlamında olup uzay ve dünyanın yaratılışı sürecini ve sonucunu eski kaynaklara bağlı olarak anlatmaktadır.
b.Denkart : Dini eser anlamına gelmekte olan Avesta 'nın kayıp olan yirmibir bölümü ve onların içerikleri hakkında bilgi verirken, karmaşık bir ansiklopedi durumundadır.
c. Brahman Yaşt : Sassaniler zamanında yazılmış olduğu belli olan bölüm, Avesta 'nın son kayıp olan bölümleri hakkında bilgi vermektedir.
d. Ayatkar-i Zamaspik : Zerdüştlüğün ortaya çıktığı bölgenin ilginç mitolojik ve kahramanlık hikayelerini anlatır.
e. Menok-i Xrat : İyilik ruhu ve bilgelik anlamına gelmekte olup,Menok-i Xrat ile bir Zerdüşt dini bilgini arasında geçen ve Zerdüşt dini inancı konusunda 62 sorulu cevaplı bir bölümdür.
f. Pank Namak-i Zerdüşt : Zerdüşt 'ün fikir kitabı anlamında olan bu kitap da Sassaniler zamanında Zerdüşt 'ün fikirleri konusunda yazılmıştır.
g. Ardai Viraz Namak : Bu kitap Arda i Viraz 'ın göğe ve cehenneme seyahatini anlatmaktadır.
h. Viçitakihai Zatspram : Zatspram 'ın seçilen yazıları anlamında olup, Zerdüşt 'ün var oluş veya dünyanın yaratılışı konusundaki görüşünün Zervanist düşüncesi ile yazılmasıdır.
ı. Şayast na Şayast : Müsaadeli ve müsaadesiz anlamında olan bu bölüm dini inançları gereği soru ve cevaplı kuralları içeren bir bölümdür.
i. Pahlavi Rivayat Zu Datesstan-i Denik : Dini kuralları içeren Pehlevi rivayetleridir. Bu bölümde dini, mitolojik ve kahramanlık konularında bilgiler verilmektedir.
Avesta 'nın büyük bir kısmının dili pek güç anlaşılır. Avesta, Şapur II (309-380) zamanında bir araya getirilmiştir.
3.Zerdüşt 'ün Getirdiği Dini Prensipler
Zerdüşt, eski İran 'a tevhid inancını getirmiştir.Onu getirdiği din,tek tanrıya inanmakta idi.Ondan önce İranlılar.bir kısım tanrılara tapınmakta ve rahiplerin hazırladığı uyuşturucu bir kutsal içkiyi içmekle uygulanan Haoma kültürünü devam ettirmekte idiler (Haoma,bütün alemi sıvı şekilde doldurduğuna inanılan hayat tanrısı idi).
Zerdüşt,daha sonraları Ormazd şekline dönüşmüş ve islam kaynaklarında da “Hürmüz” olarak yer almış Ahura Mazdah (Hakim Rab anlamında), Daryus (tahminen M.Ö. 500 'ler) ve takipçileri tarafından Batı Asya 'ya getirilen ve birkaç yüzyıl içinde Turfan ' dan Habeşistan 'a,İndus nehrinden Ege Denizine kadar yayılan bir yüce Tanrı idi.O,alemin tanrısı idi.Alemin gayesi;yalanın,kötülüğün hakikat tarafından yenilmesidir.Alemdeki maddi ve manevi nizamı yaratan,tabiat kanunlarını koyan, Ahura Mazdah 'dır.Kötülüklerin kaynağı,Ehrimen 'dir.
Ahura Mazdah önce manevi bir varlık olarak kabul edilirken sonraları, Zerdüşt 'ten önce olduğu gibi,onu nuru ateşin ihtiva ettiği,yaratılmamış bir ışık olarak düşünüldü ve böylece ateş kültürü gelişti (Mecusilik). Ahura Mazdah 'ın yanında altı baş melek bulunur.Bunlara Ameşa Spenta 'lar (Kutsal Ölümsüzler) denilir. Bunlar; İyi Akıl, Adalet (veya Hakikat), İlahi İrade Ülkesi, Tevazu (veya Dindarlık), Mükemmeliyet ve Ölümsüzlük şeklinde, Ahura Mazdah 'ın sıfatları, çeşitli vecheleri ve fonksiyonları olarak telakki edilir.
Zerdüşt 'e göre bir taraftan sağduyu, iyilik ve aydınlıktan oluşan “Aşa” (alem nizamı), öteki tarafta da suç, kötülük ve karanlığı içinde bulunduran “Drug” (yalan, anarşi, fesat) vardır. İnsanın iyilik tarafını seçmesi gerekir. İnsanın bu seçimi öteki dünyada sonuç verecektir.
Zerdüşt 'ün ölümden sonraki muhakeme ile ilgili telkinleri vardır. Ahura Mazdah 'a inananların ruhu, ölümden sonra dördüncü gün muhakeme edilir. O, önce Cinvat Köprüsünden geçecektir. Bu köprü, bu alemden ötekine götürür. Dinsiz bu köprüden geçemeyip cehenneme düşer. Dindar kişi ise bu köprüden geçip cennete ulaşır ( ona altı Ameşa Spenta 'ya sonradan katılan “itaat” yol gösterir). Cinvat Köprüsü 'nün ortası kılıç yüzü gibi olur ve dinsiz cehenneme düşer;ancak iyi insanın ruhu geçerken geniş tarafı döner ve oda geçme imkanı bulur.
Zerdüşt gelecek bir alemşümül muhakemeden de bahsetti. Kendinden 3.000 yıl sonra Ehrimen 'in gücü zeval bulacak ve hakikat-adalet evi kurulacaktır. Böylece itaat ruhu zafere ulaşacaktır.Muhakeme ,ateş ve erimiş maden ile olacaktır. Bütün bu işler; “Saoşyant” denilen kurtarıcının doğmasıyla gerçekleşecektir. O Kansava Gölü 'nde yıkanan bir bakirenin o gölde bulunana Zerdüşt 'ün tohumuyla gebe kalması sonucu doğacaktır. Böylece ölülerin doğması başlayacaktır.(dirilme).İlk insan “Gayomart”ın kemikleri hayat kazanacak,bütün ölüler tekrar vücutlarına kavuşacak ve bir yerde toplanacaktır. İyiler,kötüler ayrılacak; iyiler cennete kötüler cehenneme gidecektir. Üç gün kalınacak, sonra bütün yaratıklar ateş ırmağından geçecek, ateş kötüleri temizleyecek ve şeytanlarla bütünleşenler hariç, herkes AHURA MAZDAH 'ın ülkesine girecektir.
Zerdüşt 'ten önce “deva” denilen ve Ehrimen 'in avenesi olan şeytanlara, onları yatıştırmak üzere, kurban kesilirdi. Onların kurbanlardan çıkan buğu ile beslendiklerine inanılırdı. Böylece onlara ibadet edilmiş olunurdu. Zerdüşt,ün kurban kesimi ile mücadelesi bu sebebe dayanır. Zerdüşt, sığır eti yemeyi de yasakladı.( Hindistan 'da da bu yasak vardır. İslam ile Yahudilikte ise domuz eti yasaklanmıştır)
Günah, insanı kötü güçlerin esiri kılar; fazilet iyiliğin nihai galebesine yardım eder. Zerdüştilikte, doğru yaşama,ahlaki emirlere uyma esastır. Ahlaki emirler; iyi düşünce iyi söz, iyi iş diye özetlenir. Fakirlere,cömert davranma,yabancılara misafirperverlik,bütün lekelerden uzak kalma ,toprağı sürme,sığırlara bakma, sıkıcı şeyleri imha da faziletli işlerden sayılır. Temiz hayvanları, özellikle köpekleri öldürme büyük günahtır. Zina yasaktır. Bazı cinsi konular ve ölü bedenine temas, kirlenmeye yol açar; özel ayinler gerektirir.
Zerdüşt “iyi hayvanların içinde olduğu bir ev ve dişilerin içinde bulunduğu bir sürü ile yayılacağı bir yaylak olduğunda orada mutluluk ve şanslılık doğar.Orada tam güzel bir hayat doğar”diye belirtmektedir.Zerdüşt her alanda tarım ve hayvancılıkla uğraşılıp bol üretimin sağlanmasını ve zararlı bitkilerle hayvanlarında kökünün kesilmesini tavsiye etmektedir. Temiz hayvanlarda sayılan köpek ve kedinin öldürülmesini büyük günah saymaktadır.Döllenmeyi ve çiftleşmeyi önleme kesin olarak yasaklanmıştır.
Bu dini inançta söz konusu edilen şarap içkisi,dini ibadetle ilgili olup,dini düşüncelerin geliştirilip derinleştirilmesi ve ruh gözünün açılması amacıyla içilmekte olduğu vurgulanır. Avesta 'nın Gatha bölümünde belirtildiğine göre dini inanç alanında şarkı ve şiirlerin önemli bir yeri olduğu görülür. Cenneti şarkılı bir yer olarak değerlendirdiği dikkate alınırsa bunun önemi daha iyi kavranır.
Zerdüşt intihar etmeyi tanrı Ahura Mazda ‘ya düşmanlık olarak niteler ve çok günahkarca bulur. Kendini ve eşini her alanda korumakla yükümlü olan insanın intihar etmesi veya kendilerini koruyan askerlerine kötülük etmesini büyük günah saymasının yanında, Tanrı Ahura Mazda 'ya düşmanlık olarak belirler.
Zerdüşt dini inancına göre tanrı kadın ve erkeği bir arada ve birbirine arkadaş yaratmıştır. Arkadaşlar arasında eşitliği temel alan bu inançta kadın ve erkek eşit olarak kabul edilmektedir. Zerdüşt inancını gelişip yayıldığı bölgelerde çok eşliliğin azaldığı ve tek eşliliğin arttığı görülmüştür. Zerdüşt, kadınların evlerinde çocukların anası olması, çocuklarını yetiştirmede ve onlara iyilikler ile yurtseverlikleri aşılamada en etkin kimse olduğunu belirtir.Erkek çocukların anaları olarak, kötü düşmanlara karşı ülkelerini savunmaları ile mal,can ve namuslarını korumalarında kadınların, eğitip yetişmelerinde büyük rol oynayacaklarını belirler.
Zerdüşt, kim kardeşlerine doğru ve dürüst olur ve fakirlere yardım ederse, tanrı Ahura Mazda yolunda çalıştığı için, tanrı da onu destekler ve korur,derken inananlarına doğru olana yapmayı, buna inanç göstermelerini ve bunu yaymaya çalışmalarını tavsiye eder, zayıf ve fakir olanların da yardım edilerek korunmasını belirtir.
4.Zerdüşt Dini İnancında Kutsal Ateş
Ateş Zerdüşt dini inancı tarafından kutsal olarak kabul edilmektedir.Ateş Zerdüştizm 'de çok önemli bir yere sahiptir. Avesta 'ya göre ateş tanrı Ahura Mazda 'nın ruhu ve oğludur.
Esas olarak ateşe üç anlam veriliyordu veya bu anlamlarda ateş kutsanıyordu. Ateşin başlangıcı olarak ev ateşi yani ocak ateşi kabul ediliyordu. İkincisi kurbat ateşi olup, bu ateş devamlı yanan ve kötülükleri uzaklaştırandır. Üçüncüsü ise halk topluluklarınca meydanlarda yakılan ve etrafında eğlenilen,aynı zamanda ateşle temasa gelerek veya bu ateşin içinden geçerek suç ve günah işlemiş olanlar, kime karşı suç veya günah işlemişse onun yakacağı ateşin içinden yürüyerek kendini temize çıkarması günahını veya suçunu affettirmesi, yani kendisinin suçsuz ve günahsız olduğunu ispatlaması geleneği bakımından önemliydi.
Bir Part destanında, Kral Muhabad 'ın oğlu Prens Wise, suçsuzluğunu ispat edebilmesi için büyük bir ateş yaktırdığını anlatırken ilgili şiirde,
“...................................... Şimdi hak ve askerler Benden suçsuzluğumu ispat etmemi isterler Bana deki ‘ateşin içinden geç ' Halka ve dünyaya temiz Suçsuz olduğunu ispat et” diye belirlemesinde de ateşin bu gücüne inanıldığını açık ortaya koymaktadır.
Bu inanca göre ateş,sadece günah ve suçlardan arındırıp temizleyen yetkisinin dışında aynı zamanda ilahi güç, kuvvet ve kudret veren bir kaynak olarak da görülür. Çünkü ateşin tanrı Ahura Mazda 'nın oğlu olduğuna inanılmasının yanında, insanların ruhlarının da ateşten geldiği ve ölümden sonrada ruhun yapılmış olduğu gökteki ateşe çekileceği ve onunla birleşeceğine inanılmaktadır.
Geçmişte ateşin kutsanması konusunda anlatılanların dışında tapınaklarda devamlı yanmakta olan ateşler : Bölge halkının inançları için yaptıkları tapınakların çok basit yapılar olmalarına rağmen, tüm tapınaklarında devamlı ateşlerin yanması için ateşgahları vardır. Bu ateşlerin devamlı yakılması ve kutsanması ile dini ibadetlerin yapılması için tapınaklarda din adamları sürekli bulunurlar.
Zerdüştlüğün ilk döneminde Tapınaklarda ki kutsal ateşlerin rahatsız olmamaları için yaklaşan her kim olursa olsun nefesinin kutsal ateşi rahatsız etmemesi için yüzünü örtmek zorunluluğu vardı. Dini törenler açık alanlarda ve ortasında büyük ateşlerin yakılması ile yapılırdı. Zerdüşt 'ün kanlı kurbanları yasaklaması sonrasında kutsal ateşe ekmek ve süt kurban olarak sunulmakta idi.
Kutsal ateş bazı kaynaklara göre ise üçe ayrılmaktadır.Bunlar ;
- Farhang Ateşi ; Din adamlarının ateşi - Guşnah Ateşi ; Savaşçıların ateşi - Burzin Mihr Ateşi ; Köylü ve çiftçilerin, halkın ateşi olarak bir ayrıma tabi tutulur. Bu ateşin konumu toplumun sosyal yaşantısının açık bir yansımasıdır.
Zerdüştlüğe göre esasta yeryüzündeki her türlü canlı ve cansızda ateş vardır. İnsanda ,hayvanda , bitkilerde gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve durumlarda açık görmek mümkündür. Bunlarda insanda bulunan ve insanların ilişkilerini sağlayan ve aynı zamanda Tanrı ile ilişkide olan ateşin en kutsal ateş olduğu belirlenir. Bu ateşin 215-216 değişik ateşten meydana geldiği ve her bir ateşin ise çalışan bir meslek grubuna ait olduğu belirtilir. Aynı zamanda insanların değişik şeylerden yaktığı ateşin, insanları kötülükten ve günahlardan arındırdığına inanılır. Ateşin, dünyanın yaratılışında altı unsurda karışık varlığı ile ateşten yaratıldıkları belirtilir. Bu unsurlar gökyüzü,yeryüzü,veya toprak,su,bitkiler,hayvanlar ve insanlardır.Bunların bünyesindeki ateşi değişik şekillerde ve olaylarda gözle dahi görmek mümkündür diye belirlenir. Zerdüştlükte sabah güneşinin öğleye kadar geçen zamanda bereket getirdiğine inanılırdı.
5.Avesta 'dan Bazı Konularla İlgili Kısa Alıntılarla Zerdüşt İnancı
5.1.Yaratılış
Avesta 'da Üçüncü Gatha 'nın Yasna otuz kısmı, uzayın yaratılışını anlatan bir bölümdür. Burada uzayın ve dünyanın yaratılışı anlatılırken, birbirlerine karşıt iki ruhun ilişkileri ile yaratıldığı belirtilmektedir. Bu ruhların her şeyi yaratışları şöyle anlatılır ;
“V e ondan tüm varlıkları yarattı.Varlıkları yaratınca onları gövdesinde taşıdı. Böylece devamlı olarak çoğalıp büyüdü ve her şey giderek güzelleşti. Ve sonra diğerlerini birbiri arkasına gövdesinden yaratmaya başladı. Ve sonra kafasından göğü Ve yeri ayaklarından yarattı. Ve suları gözyaşlarından Ve bitkileri tüylerinden, Ve ateşi kendi anlamından yarattı.”(Riv.Dat.Den.XIVI 3-5,11,13-28) Burada esas olarak anlatılmak istenen Tanrının kendisi yani Ahura Mazda olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Böylece uzayda görünen görülemeyen her şey tanrının görünen organları veya görünmeyen parçalarıdır.Böylece uzayın tüm elementleri tanrının bizzat yapısıdır.
5.2.Ölüm ve Sonrası Hakkında Öğretisi
Zerdüşt dini inancında ölenlerin ruhları Cinvat köprüsünden geçmeye çalışırlar iyiler geçer kötüler için ise köprü incelir keskinleşir ve kötüler köprüden aşağıya karanlıkların içine düşerler.Aşağıya düşen kötüler 3 'e ayrılır.Tamamen kötü olanlar(sürekli cehennemde kalırlar),Çok günah işlemiş fakat iyiliği de olanlar(onikibin yıl cehennemde kaldıktan sonra cennete girerler),Günahları ve Sevapları eşit olanlar (günahlarından arınıncaya kadar cehennemde kalıp sonra cennete girecekler).Yine Cinvat Köprüsü 'nü geçmiş olan iyi insanların ruhlarının cennete varış seyiri 3 'e ayrılmaktadır.İyi düşüncelerinden dolayı(Hamut) önce yıldızlara,İyiyi konuşmalarından (Huxt) dolayı önce aya, İyiyi yapması (Huvarşt) ile önce güneşe yükseleceği,bu aşamalardan geçtikten sonra cennet kapısına varabileceğini belirler.Burada da sorgulamaya tutulurlar. Avesta 'nın Gatha bölümünde bu şöyle anlatılır;
“Ona sorma, Çünkü sen ona başından geçen kötülükleri, Göz yaşları ile bozulmuş yolları, Ki onlarda o geldi, Üzüntülü gözyaşlarından akıllanmak vardır.
Nasıl buraya geldin ey haklı? Geçmiş olan yaratılışından, iyileşmenden, Duran bir yaşam için, günahsız geldin, Ölümsüzlüğü tad görüyorsun kal uzun zaman.” Köprüyü rahatlıkla geçebilen iyi insanların ruhları ise Ahura Mazda tarafından yapılmış cennete çok güzel bir genç kızla (Huri) ile mutluluk içinde sonsuza kadar yaşarlar.Huriler cennete yaşamayı hak etmiş iyi kadınlardır.Cennette yaşayanların her türlü istekleri sonsuza kadar yerine getirilir.Avesta 'da cennette bulunan bir kadın şöyle tasvir edilmektedir;
“Bir parlak ve çok güzel kız, Beyaz bilekli ve güçlü Çok güzel görünüşlü Yeni yetişmiş Çabuk büyümüş,iri göğüslü, Asil yapıda, asil doğmuş, Zengin aileden,daha onbeş yaşında, Görünüş ve şeklinde öyle güzel ki Sanki yaratıkların en güzeli ” (Yasna 43-46 )
5.3.Kıyamet Öğretisi Zerdüşt inancına bağlı olanlar Zerdüşt 'ün dünyanın üçüncü döneminde gelmiş olduğuna inanmaktadırlar.Avesta 'nın Yaşt Bölümünün 13:141 de Zerdüşt 'ten sonra peygamber olarak,yine Zerdüşt 'ün soyundan veya direk Zerdüşt 'ün bir kızla birleşmesinden her bin senede bir peygamberin geleceği belirtilmektedir.En son gelecek olan Asvart-Arta,dünyayı tüm kötülüklerden temizleyip kurtaracağı belirtilmektedir.Bunların zaman ve sırası ile şöyle olacağı belirtilir. 3000 yılı sonuna kadar Zerdüşt 2000 yılı sonuna kadar Uxşyat-Arta 1000 yılı sonuna kadar Uxşyat-Nemah 0 yılı sonuna kadar Astvart-Arta Zerdüşt dini inancına göre Zerdüşt 'ten sonra üç peygamber gelmesi sonrasında,üçüncü peygamber zamanında son mahkeme kurulacaktır.Böylece Ahura Mazda 'nın zamanı gelmiş olacak ve tüm iyi amele sahip olan insanlar,öyle bir dünyada yaşayacaklar ki, hiçbir hükümdarlık,haksızlık olmayacak,karanlık ve üzüntü olmayan bir yaşam başlayacaktır.Tüm kötülükler eriyen metalle Tanrı tarafından yok edilecek..Ölüler canlanacak,yaşam yada ruh geri dönecek dünyada yaşlılık ve ölüm olmayacak ve böylece sonsuza kadar mutluluk içinde bir yaşam başlayacağı belirtilmektedir. Yeniden diriliş konusu Avesta 'da ; “Ölüler dirildiğinde Yaşayanlar yaşlanmadan gelir İsteğe göre yaşantılar düzenlenir” (Yaşt 19:11,89) diye belirtilir.
5.4.Avesta 'nın yazılışı ve Zerdüşt 'ün Peygamberliği Öğretisi
Avesta 'nın Brahman Yaşt bölümünde Zerdüşt 'ün zaman zaman Ahura Mazda ile görüştüğü ve Ahura Mazda 'nın isteklerini halka bildirdiği aktarılmaktadır.
“Zerdüşt ile herşeyi bilen Tanrı Ahura Mazda birleşip yedi gün yedi gece birlikte kaldılar.Zerdüşt Avesta 'yı yazdı.Bizler böylece Zerdüşt 'ün yazdığı Avesta 'ya inanıyoruz ve onun çerçevesi dahilinde hareket ediyoruz” denilmektedir. Bu durum Vistaspa hakkındaki bir bölümde ise şöyle anlatılmaktadır.
“Ve ona söyledi: Şaraba Hanf kat Vistasp 'a ver. Sonrasında bilerek yapıyordu,onu içtiğinde hemen olduğu yerde, Bayıldı ve ruhu ile beraber cennete gitti”
Zerdüşt, dini inancı konusunda ve sosyal alanlarda inananları ve öğretileri üzerinde yegane otorite durumundadır ve kendisini Ahura Mazda 'nın aracısı olarak tanıtmaktadır.
“Onların doğum ve büyümelerine Su ve bitkiler seviniyorlardı. Onların doğum ve büyümelerinde Su ve bitkilerde büyüdüler. Onların doğum ve büyümelerinde Tüm kutsal yaratıklar İsteklerinin gerçekleştiğini gördüler. Bizim istediğimiz ise din adamlarının doğuşu Kutsal Zerdüşt, kurbanlaştırdığı demetleriyle Şereflendirir bizleri kurban sunmalarıyla” ( Avesta / Yaşt : 13.39 94)
Burada açıkça bir peygamber yada kutsal tanrı yapısı Zerdüşt 'ün kişiliğinde anlatılmaktadır.
6. Parsiler
Parsi İranlı anlamına gelir. Özellikle Bombay 'da oturan Kuzeybatı Hindistan 'daki Zerdüşti topluluğa verilen addır. Parsiler, 641 de Müslümanların İran 'ı fethetmelerinden sonra 8. yy dan itibaren Hindistan 'a göç eden İranlılardır. İran 'da kalıp inançlarını devam ettirenlerde olmuştur.,bunlara “Ceberler” (Geber 'ler) denir. Parsiler, önce Kathiavar 'daki Diu, sonra Gucarat 'taki Sencen 'e daha sonrada şimdi kaldıkları diğer yerlerde ikamet ettiler. Onların kaldıkları önemli bir merkez Surat yakınındaki Nausari idi. Surat batılı tüccarlar için önem kazanınca Parsi ler maddi refaha kavuştular.Daha sonra ticaret merkezi Bombay 'a geçince onlardan çoğu Bombay 'a göç etti. 19.yy 'ın ilk yarısında Britanya usulü öğrenim Bombay 'a girdiğinde Parsiler hızla bu kültürü benimsediler.Böylece ticaret ve imalatta önemli bir yer kazandılar.
Hindistan 'a yerleşen Parsiler, bir Hindu kastı gibi teşkilatlandılar.Parsiler 'in büyük bir kısmı şimdi ileri gelen tüccar,endüstrici ve banker konumundadır. Dolayısıyla Parsiler , Hindistan 'a gelmelerinden bu yana ticaretle uğraşan bir topluluk olarak kendi inançlarını da büyük bir muhafazakarlılıkla devam ettirmişlerdir. Parsiler 15.yüzyılda İran 'da kalan Ceber 'lerle temas kurmuş, Pehlevi literatürünü getirtebilmişlerdir. Böylece Şapur II zamanında düzenlenen “Avesta” eski materyalle genişletilmiş oldu. Ancak bu önce 18 Yüzyılda takvimden kaynaklanan mezhep ayrılığına yol açtı. Sonra 19.yy daki reform hareketi kendini gösterdi. Yeni araştırma ve incelemeler sonucu, rahip sınıfının ayin tarzının Avesta 'ya uygun olmadığının belirlenmesi üzerine bu yola gidilmişti. Bununla beraber bazı yorumlarla eski geleneği savunanlarda vardı. Reform tedrici olarak tuttu. Cemaatte bir yandan dünyevileşme, öte yandan da mecazi açıklama yollarıyla muhafazakarlığı sorgulayan teosofik eğilimler ağırlık kazandı.
Şimdiki Parsilik, kuvvetli monoteist karakterlidir. Merkezi ayine dayanan Tanrı sembolü ateştir. Kültün tapınakları vardır. Bu tapınaklara Parsi olmayanlar alınmaz. Günde beş defa ateşin temizliğini korumak için temizleme ayinleri yapılır. Bu ayinler, rahiplerin nezaretinde yürütülür. Ayinlerde Avesta 'dan ilahiler, parçalar okunur. Sunu ve kurbanlara önem verilir.Ölüler şehirden uzak “dakhma” denilen ölü kulelerine (sessizlik kuleleri) bırakılır. Bu kuleler, necis sayılır.Kuleler, 4 - 5 yüksekliğinde ,silindirik yapılardır. Terasında çıplak ölüler sıra halinde yatırılmıştır. Yırtıcı kuşların, akbabaların etlerini gagalaması ve güneşin kemikleri kurutması sonucu bu kemikler, kulenin içinde depolanır. Böylece toprağın kirletilmediğine inanılır. Hindistan 'daki Parsi toplulukları bu geleneği devam ettirirler. Parsiler , oturulmayan, cin, şeytanın top oynadığı yerlere “sessizlik kulesi” derler. Halk dakhmalardan korkar. Dakhmaların özel hizmetçileri vardır.
Parsilikte ayrıntılı takdime veya kurbanlar bir sistem içinde yürütülür. Eski İran geleneğindeki Haoma veya benzeri Hint geleneğindeki Vedik Soma 'dan rahiplerce ilk sıkmayla elde edilen acı bir bitkinin suyu olan ve yine “haoma” diye adlandırılan sıvının takdimesi gibi. Hayatını doğru sürdürme,ahlak ve temizlik kurallarına bağlı kalma “aşa” diye adlandırılır. ( Vedik “rta” terimiyle eşanlamlı ). Ahura Mazdah 'ın Ameşa Spentaları denilen altı sıfatı (veya meleği ) arasından biri Ardibeheşt şeklinde Tanrı 'nın kozmik yaratıcı düzenini ifade ederki aşa da bu düzenle ilgilidir. Ahlaki prensipler üç maddede özetlenebilir :
1- İyi düşünce (humata) 2- İyi Söz (hukhta) 3- İyi İş (huvarşta) İyilik ve yardıma önem verilmesi bu topluğun öğretim ve sosyal refahını arttırmıştır.
7.Günümüzde Zerdüştlük
Günümüzde Zerdüştlük Parsiler ve Ceberler olarak iki ana kola ayrılmış olarak varlıklarını devam ettirmektedirler. Günümüzde Parsilerin büyük bir bölümü Hindistan 'da yaşamaktadırlar. Caynistler gibi Parsiler de kast sisteminin cemaat dışında evlenmeme gibi bazı özelliklerini benimsemişlerdir. Bununla beraber Avrupalı 'larla evlenenler de vardır.
Zerdüştler günümüzde “Dünya Zerdüştler Birliği” adı altında örgütlenmiş olmakla beraber; Hindistan, ABD,Pakistan,İngiltere, Kanada gibi ülkelerde yerel toplulukları bir arada toplayan örgütlenmelere gitmişlerdir ve bu ülkelerde Tapınakları da mevcuttur.
Zerdüştlerin sayısı Bugün 40.000 'ni İran 100.000 'i Hindistan 'da olmak üzere yaklaşık 200.000 kadar olup geriye kalan büyük bölümü İngiltere, ABD, Pakistan, Kanada yaşamaktadır.
misafir - 9 yıl önce
misafir - 9 yıl önce
misafir - 8 yıl önce