Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- Yüz göz olmak : Senli benli olmak ve birbirinden çekineceği kalmamak, aradaki mesafe kalkmış olmak, laubalileşmiş olmak. (``İyice yüz göz olduk, beni artık dinlemiyorlar``)
- Yüz dökmek : Zorlanarak, utanmayı ve sıkılmayı göze alarak, yalvararak bir kimseden ricada bulunmak.
- Yüz tutmak : Bir şey olmak üzere bulunmak (``Hava kararmaya yüz tuttu``)
- Yüz vermek : Yakınlık göstererek karşılamak (``Biraz sıcak yüz gösterseydin günaha mı girerdin?``)
- Yüzü olmak ya da olmamak : Birinin görülegelen veya umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret
- Bir işten yüzünün akı ile çıkmak : Bir işi kendi saygınlığını yitirmeden eksiksiz ve başarılı olarak yapıp bitirmek
Birleşik sözler
- Yüz görümlüğü : Güveyin düğün günü geline verdiği armağan
- Yüz kaplama : Genellikle sert ve orta sert ağaçlardan biçilerek veya kesilerek elde edilen, kontratabla veya yonga levhalarının yüzlerine yapıştırılarak kullanılan, güzel desenli kaplama çeşidi
- Yüz karası , yüz kiri : Utanılacak bir durum veya şey
- Yüz kızartıcı : Utandırıcı, utanılacak
- Yüzölçümü : Bir yerin veya bir şeyin yüzeyini ölçme, mesaha ve sonuçta çıkan miktar
- Yüzsuyu : Bir kimsenin onuru, haysiyeti
- Yüzüstü : Yüzü yere gelecek biçimde; mecazi olarak başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda
- Yüz yazısı : Köylerde gelinin yüzüne yapıştırılan telli, pullu süsler
- Yüz yüze : Karşı karşıya
- Yüzükoyun : Yüzüstü
- Arayüz : Bilgisayar yazılımlarının kullanıcı tarafından çalıştırılmasını sağlayan, çeşitli resimlerin, grafiklerin, yazıların yer aldığı ön sayfa
- Güleryüz : İçten ve yapmacıksız, yumuşak davranış
- Gökyüzü : Göğün görünen yüzeyi, sema
- Yeryüzü : Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yerkabuğu, dünyahttp://www.tdk.gov.tr
Kaynakça
kaynakçaİnsan vücudu Sözlüğe taşı