İstanbul’un fethinden sonra şehrin imarına büyük ehemmiyet veren Fatih Sultan Mehmed Han, surların bu kısmını tamir ettirerek, buraya üç kule daha yaptırdı. 1457’de inşa edilen bu kulelerle, semte ismini veren Yedikule meydana gelmiş oldu.
Zaman içinde birçok tabii afetlere maruz kalan Yedikule Hisarındaki Kuzey Kulesi, 17. asırda yıkıldıktan sonra yenisi inşa edilmedi. “ÜçüncüAhmed kulesi” ise, adı geçen padişah zamanında bir zelzelede büyük hasar gördüyse de Sultan Üçüncü Osman (1754-1757) devrinde tamir edildi.
Topkapı Sarayı İç Hazinesinde yer kalmadığından Kanuni Sultan Süleyman Han, devlet hazinesinin bir kısmını Yedikule’ye naklettirdi. Hisara hazineyi koruyan askerlerin yatmaları için bir koğuş ve cami inşa edildi. Devlet hazinesi, Yedikule’de Sultan Üçüncü Murad Han devrine kadar kaldı. Hazinenin buradan nakliyle hisar, bazı devlet adamları ve meşhur şahsiyetlerin hapsedildiği bir hapishane durumuna geldi.
Surlardaki en görkemli kapı, Marmara denizine yakın olan “Altın Kapı” idi. Bu İmparator merasim kapısı, iki mermer kule arasında zafer takı gibi yerleştirilmişti. Zaferden dönen ordular, İmp. ve erkanı şehre bu kapıdan girerdi. Burayı çevreleyen Türk devri eseri 5 kule ilavesi ile 7 kule, bir iç kale haline sokulmuştu. Zaman içerisinde hazine, depo ve elçi hapishanesi olarak kullanılmış iken, günümüzde enteresan girişi ve “Altın Kapı” kuleleri ile şehrin bir diğer müzesidir. Yaz aylarında çeşitli etkinlikler ve konserler yapılmaktadır.