Yaz saati uygulaması (YSU) herhangi bir ülkede veya bölgede gün ışığından, sabahları daha az, öğleden sonra daha çok yararlanmak üzere, periyodik olarak, saatlerin belirli bir miktarda değiştirilmesidir. Genellikle, bu uygulama kapsamında saatler ilkbahar başlangıcında bir saat ileri, sonbaharda ise bir saat geri alınır. Çağdaş yaz saati uygulaması ilk defa 1895 yılında Yeni Zelandalı bir böcekbilimci olan George Vernon Hudson tarafından önerildi. O günden sonra birçok ülke bu uygulamayı benimseyerek kullanmaya başladı. Bununla birlikte, yaz saati uygulamaları ülkeler arasında farklılık gösterebilir.
Yaz saati uygulaması tartışmalıdır. Gün ışığından daha çok yararlanmak için gündüz saatlerine bir saat eklenmesi satış, spor ve iş saatlerine bağlı çeşitli etkinlikleri olumlu yönde etkilerken tarım, gece eğlenceleri gibi güneş ışığıyla beraber biten etkinliklere olumsuz etki yapar. Öte yandan, öğle saatlerine bir saat daha eklemek, trafik kazalarından kaynaklanan ölüm oranlarını da azaltmaktadır. Ne var ki, uygulamanın sağlık ve suç oranları üzerindeki etkisi daha az belirgindir. Her ne kadar uygulamanın ilk hedeflerinden biri akşam saatlerindeki aydınlatma enerjisi tüketimini kısmak olsa da, günümüzde çağdaş ısıtıcı ve serinletici cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte bu amacından sapmaya başladı. Öyle ki, 20. yüzyıl başlarında elektrik temel olarak aydınlatmada kullanılıyordu. Teknolojik gelişmeler yeni elektrik kullanım alanları yaratınca buradan elde edilen tasarruf azaldı. Bu bakımdan bu uygulamanın kullanılması çelişkili ve tutarsız bir hâl almaya başladı.
YSU'da ara sıra meydana gelen kaymalar başka zorlukları da beraberinde getirir. Bundan dolayı, zaman kaydetmede ve görüşmelerle yolculukların ayarlanmasında, faturalandırma, arşivcilik gibi işlerde, tıbbi cihazların ve iş makinelerinin kullanımı ile uyku düzeninde sorunlar meydana gelir. Yazılımlar genellikle bilgisayarların saatlerini otomatik olarak ayarlar. Ne var ki, bunun sınırları vardır ve özellikle YSU kuralları değiştiğinde hata olasılığı artar.