Sözlü tarihimize göre ilk yerleşimin,anlatılan olay ve kişilere göre tahminen 1540`lı yıllar olarak bilinmektedir. Köyün kurucusunun Molla Yusuf diye bölgemizde adı geçen kişi olduğudur, Irak coğrafyasından bir husumetten dolayı annesi ve kardeşleri ile geldiği ve aslen evladı peygamberden olduğu (Zeynel Abidin`in torunu) ve elinde Siyadet Beratı bulunduğu söylenmektedir. Bu bilgiler ışığında, Molla Yusuf`un Tilbiz Delimehmetler bölgesine geldiği burada bir hana hizmetli olarak yerleştiği ve Osmanlı paşalarından birinin Diyarbekire gitmek için buradan geçtiğini ve bu hana uğradığını,han sahibinin bu önemli misafiri ağırlamak için telaşlandığını mahcup olmamak için ne yapması gerektiğini Molla Yusuf a yansıtır, Molla Yusuf telaşlanmaması gerektiğini en iyi şekilde ağırlayacaklarını söyler ve gidip kendisine ait olan kahve takımlarını çıkarır,(o zamanlarda kahveyi kimse tanımazmış) han sahibi ne olduğunu anlamadan sadece seyreder. Molla Yusuf kahve takımlarını paşanın yanına götürür yanında kahveyi hazırlar ve ikram eder,bu durum karşısında şaşkınlığını ve memnuniyetini gizleyemeyen paşa han sahibine sorar; sen bu takımı nerden buldun nasıl edindin, Hancı; kahve takımının yanında çalıştırdığı hizmetlilere ait olduğunu söyler. Paşa bu takımın çok değerli olduğunu söyler ve kalkar yoluna gider.Bunu fırsat bilen Hancı Molla Yusuf`u çağırarak, hanı işletmenin artık kendisini çok yorduğunu isterlerse onlara bırakacağını karşılığında da kahve takımını istediğini söyler Molla Yusuf da hiç düşünmeden kabul eder. Aradan aylar geçmiştir Diyarbekire giden paşa tekrar bu istikameti kullanmış ve yine bu hana uğramıştır ama han sahibinin değiştiğini fark eder ve sorar Molla Yusuf`a eski han sahipleri nerede Molla Yusuf da paşanın ilk ziyaretinin sonrasını tek tek anlatır. Paşa duydukları karşısında üzülür ve ekler o takımın bu han gibi misli hanlar alacağını söyler ve sorar sizin elinize nasıl geçti belli ki köklü bir ailesiniz, Molla Yusuf`un annesi gidip Siyadet Beratını getirip gösterir bu durum karşısında daha çok üzülen paşa Molla Yusuf`un annesine Yusuf` u Pa-i taht (Paytaht (Başkent) a götürüp eğitim gördüreceğini söyler, alıp gider Paytaht da padişahın huzuruna çıkarılır, padişah, Siyadet Beratını görünce evladı peygamberden olma münasebeti ile nezaketten yerini gösterir.(Osmanlıda Padişahtan sonra en yüksek kademeli kişiler, evladı peygamberlerdir.) Molla Yusuf padişahım orası size ait, padişah ne istediğini sormuş Molla Yusuf da bana bulunduğum yerde bir hüküm verirseniz bu yeter, bunun üzerine padişah hükmünü verir.Buna göre Ömerağa,Tilbiz, Delimehmetler, Ordu Çayırı,Yayıklı (çiftlik), Hekimhan`ın Molla İbrahim köyü (Doyran) dolayları Molla Yusuf`un yurtlarıdır ve kontrolündedir. Bu gün bile, halen Molla Yusuf`un yaptırdığı Zindan kalıntıları Delimehmetler de görülmektedir. Köyümüzün ilk yerleşim yerinin çütlük gavn (eski çiftlik) diye adlandırılan yer olduğu şimdiki yerin 1,25 km doğusunda yer alan bu mevki büyük bir olasılıkla su sorunu yüzünden bir müddet sonra terk edilmiştir.ikinci yerleşim denemesi Asar Çayı kolu üzerinde şimdiki yerinin 1,50 km güneyinde kurulmuş ve uzun bir süre kalınmıştır, burada olduğu dönemlerde asar çiftliği(Harabeler) diye bilinmiştir. buranında zamanla yerinin kayması üçüncü yerleşim değişikliğini zorunlu hale getirmiştir. Şimdiki fiziki konumu itibari ile dört tepe arasına kurulu olan köyümüz Yayıklı (Çiftlik) 1954 yılında mezramız kızılkaya ile köy statüsüne kavuşmuş çevre köyleri Kışla, Asar,Hekimhan`ın Koşar (Halencek) köyü ile dostane ilişkilerini günümüze kadar taşımıştır.
Köydeki Kabileler
Hüseyin Ağalar (Soyadı Deniz Olanlar) Molla Yusuf`un torunlarından ve Köyün yerlilerindendir. Osman Ağalar (Soyadı Uçar olanlar) Molla Yusuf`un torunlarından ve Köyün yerlilerindendir. Fattık Mestiler (Soyadı Öğüt olanlar) Tatkınık`ın Ordu çayırı mezrasından geldikleri bilinir Hüseyin ve Osman ağalarla akrabadırlar. Emir hanlar (Soyadı Çatal olanlar) Kamerlerden geldikleri bilinir. Drejan aşiretinden Kurdolar (Soyadı Ateş ve Kokargül olanlar) Kurdolar Yazıhan Gövük köyünden gelmişlerdir.Mezramız Kızılkaya`nın Tamamı Kurdolar dan oluşmuştur. kurdoların Saydolar kolu Osman ağalarla dayı yeğen ilişkisi vardır. Hardiler (Soyadı Özfırat olanlar) Arapkir tarafından geldikleri bilinir. Acem Oğulları(Soyadı Avşar olanlar) İran tarafından geldikleri bilinir. Vallık Mıstıklar (Soyadı Kokargül Olanlar Saydolar la yeğendirler. Yazıhan Merkezden geldikleri bilinir. Kamerler (Soyadı Ay olanlar) Kamerlerden gelmişlerdir.Osman ağalarla dayı yeğen ilişkileri vardır. Soyadı Doğan olanlar Yazıhan`ın Boztepe (Karaşatırlar) köyünden evlilik yolu ile köyümüze gelmişlerdir. Avıklar (Soyadı Özer olanlar) Kamerlerden gelmişlerdir Soyadı Demir olanlar Asıllarının Çerkez oldukları bilinir.
Çalışma Hayatı
Köyümüzde sanayi ve ticaret hayatı fazla gelişmemiştir. Köyünden çalışmak amacıyla yurtiçi ve yurtdışına gidenler vardır. Yurtiçinde, köy dışına çalışmak için gidenleri memur ve işçiler oluşturmaktadır. Bunlardan en fazla gidilen il Malatya, İstanbul, Ankara ve Bursa`dır. Bugün özellikle köy dışına çıkanların sayısı köyde yaşayanların dört katına ulaşmıştır. Yurtdışına gidişler 1970 yılında başlamış ve bugüne kadar yurtdışında 19 aile oluşmuştur; bunlardan henüz kesin dönüş yapan olmamıştır. Yurtdışında en çok gidilen ülke Almanya ve Fransa`dır.
Tarım
Köyün önemli gelir kaynaklarının genelini tarım teşkil eder. Tarım tarla tarımı şeklindedir. Çiftçilikle uğraşan aileler genellikle kendi arazilerini ekerler. Yeterli arazisi olmayanlar kira yoluyla da ekim yapmaktadır.Köy sınırları içerisinde takriben 6 bin dönüm ekilebilir tarım arazisi mevcuttur. Önceleri hayvan ve insan gücüyle yapılan tarım, 1970-1980 döneminden başlayarak hızla makineleşmeye başlamıştır. Bugün tarımla uğraşan ailelerde traktör ve diğer çiftçilik araçları mevcuttur. Köyde daha çok hububat ekimi yapılmaktadır. En çok Arpa ve Buğday üretilmektedir. Baklagillerden ise nohut yetiştirilmektedir. 1980-2000 arasındaki dönemde çok yaygın olarak yapılan kayısı üretimi su kıtlığı yüzünden bugün durma noktasındadır. Bunlardan başka çiftçilerin kendi ihtiyacını karşılayacak miktarda, sebzecilik gibi küçük çapta tarım çalışmaları da yapılmaktadır.
Hayvancılık
Köy halkı tarım çalışmalarının yanında hayvan yetiştiriciliği de yapmaktadır. Hayvancılık genellikle bir ek gelir sağlamak ve kendi ihtiyacını karşılamak için yapılmaktadır. 1990`lı yıllara kadar daha çok sürü hayvancılığı şeklinde koyun ve az miktarda keçi beslenirken şimdilerde inek ve kümes hayvanları belenmektedir, buna paralel olarak inek besiciliği de yaygınlaşmıştır. Geçimini sadece hayvancılıkla sağlayan aileler de vardır bunlar eskiden sürülerini yaylalarımız olan ayranca ve yama`ya götürürlerdi.
İklimi
Doğu Anadolu`nun karasal iklimi üzerinde bulunan köyümüz coğrafi konumu itibariyle atma ve çevre köylerine göre daha ılıman bir iklime sahiptir. Yağışlar ilk ve sonbahar aylarında görülür. Yaz aylarında sıcaklık 36,5 derece en düşük ısı -5 derece olup, ortalama kar yağışlı gün sayısı 12`dir.
İçme Suyu Ve Kanalizasyon
1977 yılında YSE`nin Kışla deresinden demir borularla getirilen ve köy merkezindeki çeşmeyle köyün faydasına sunulan su ilk baharda coşan asar çayının seli ile su boruları işlemez hale gelmiştir, uzun bir süre kuyu sularından idare edilmiş köye ikinci su getirme denemesi baz göl mevkiinde yapılmıştır ve uzun bir süre faydalanılmıştır, buradan gelen suyun tadının zamanla değişmesi (Mil Kokması) bu suyu kısıtlı alanlarda kullanmaya itmiştir . 1990`lı yılların başında DSİ` in Gavri zar (sarı taş) mevkiinde yapmış olduğu su deposu ile su ıslah edilip köyde ki her eve taksimi sağlanmıştır. Ama ne yazık ki mezramız Kızıltaş bundan faydalandırılamamış ve su sorunu bu güne kadar çözülememiştir. Kanalizasyon çalışması yapılmış fakat sonuçlandırılmamıştır.
Elektrik
1983 yılında hizmete girmiş, bu tarihten sonra sosyal hayat daha rahat yaşanır hale gelmiştir. Sağlık Ocağı 1970`li yıllarda yapılmıştır. Sağlık ocağı dört daireli lojman binası ile birlikte köy merkezindedir. 1990 yılına kadar Yayıklı ve çevresine hizmet veren sağlık ocağı şu an kullanılmamaktadır.
Cami
1985 Yılına kadar hizmet veren eski okulumuz, yenisi yapıldıktan sonra eski okulumuzun merhum muhtar Reşit Ateş in girişimi ile gerekli izinler alınıp camiye çevrilmiş köylümüz hizmetine sunulmuştur. Eksikleri ile halen faaliyettedir.
Telefon
Her evde sabit telefon mevcuttur. GSM operatörlerine ait şebeke sorunu yaşanmaktadır, bizi ve çevre köylerimizi ilgilendiren bu sorun ilgili şirketlerde bir çok kez çözüm arayışımıza rağmen sonuçsuz kalmıştır.
Ulaşım
Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup erişimi kolaylaştırmakla birlikte kış aylarında da ticaret yapma olanağını kazandırmaktadır. Köyümüz Arguvan`a 10 Malatya`ya 80 km dir.
Eğitim
Köyümüz de iki sınıflı ilköğretim okulu binası mevcuttur. Ancak; taşımalı eğitime geçilmesi ile okulun faaliyeti de durmuştur. Oysa köyümüzde okuma yazma oranı çok yüksektir. Okur yazar olmayan yoktur. Son yıllarda yüksek öğretimde eğitim alan sayısı çoğaldığı gibi çeşitli meslek gruplarında da köylülerimiz temsil edilmektedir. Köyümüzde yaygın olarak kullanılan ve Ahmet Turan Uçar tarafından bilgisi verilen dört işlemlerden çarpma için özel bir teknik uygulanır.
Buna göre;işlemleri yapabilmek için 5`ler e kadar bilme şartı taşınmalıdır, yapılacak işlemler 6`lar ,7`ler,8`ler,9`lar ve 10`lar ı kapsar. 1.Aşama; Serçe Parmağı 6 Rakamını ifade eder Yüzük Parmağı 7 Rakamını ifade eder Orta Parmak 8 Rakamını ifade eder İşaret Parmağı 9 Rakamını ifade eder Baş Parmak 10 Rakamını ifade eder
2.Aşama; çarpılması gereken rakamlar birbirlerine uç noktadan temas ettirilir. Temas eden parmaklar dahil aşağı kısımda kalan parmakların her birine 10 değer verilir;temas eden parmakların sadece yukarı kısımda kalan parmakları çarpılır ve bunlarla toplanıp sonuç bulunur.
Örnek : 8x7=56 işleminin sonuçsal ifadesine ulaşmak için.
parmakların birbirlerine temas ettirilen ve aşağıda kalan parmakların değeri için demiştik ki her birine 10 sayı vereceğiz buna göre işlemimizde 10+10+10+10+10=50 sonucuna ve temas ettirilen parmakların sadece yukarıda kalan parmakların çarpımında 3x2=6 sonucuna ulaşılır. Geriye kalan sadece bulunan iki değeri 50 ve 6 yı toplamak 50+6=56
Nüfus
YILLARA GÖRE NÜFUS
1980 - 402
1985 - 381
1990 - 302
2000 - 118
Bu veriler Yayıklı Köyü nüfusuna kayıtlı olanları içermektedir.
Akarsular
Asar Çayı : Ayrancı ve Göl dağlarından kaynağını alır, yan derelerle beslenir. Yazın suları azalır kuzey batı ve güney doğu doğrultusunda ince bir vadi ile Karakaya barajı`na ulaşır. Rejimi düzensizdir. En fazla akım nisan, mayıs en az akım ise temmuz, ağustos aylarında görülür. Nedeni yağışların düzensiz oluşu ve geçtiği yerlerde bahçe sulamalarının yapılmasıdır.
Doğal Bitki örtüsü
Köyümüz arazisinin 3/4`ü tarım sahası geriye kalan 1/4`ü de dağlık alandır. köyümüzde aslı ağaç türü meşedir. Bundan sonra yılgın ,kavak,söğüt ve kayısı gelir. Diğer ağaç türleri ise ceviz, elma, iğde ve ardıçtır. Köyümüz bölgesi topraklarının ana materyali killi, kumlu ve humuslu topraklardır. Toprak tipleri kahverengi orman toprakları ve alüvyon topraklarıdır.
Göller
Mağara Gölü : Köyün 1 km kuzey batısında yer alan bu göl adını sularını biriktirdiği mağaranın önünden alır. Göl alanı ortalama 100 m2 kadardır. Derinliği yer yer 3 ve 2 metre arasında değişir aynı zamanda alabalık türünün üç çeşidini barındırır. Asar çayı ve kaynak sularıyla beslenen mağara gölü baharla birlikte çevresinde görülmeye değer güzellikleri saklar . Köyün tarım ve ticarete dayalı meyve ağacı sulaması`na da büyük bir katkı sağlayan mağara gölü yaz aylarında seviyesinde büyük alçalma olması, köy halkını büyük sosyoekonomik sıkıntıya sokmakta ve köyden ayrılmaları körüklemektedir. Bu anlamda DSİ`in olumlu çabalarını beklemekteyiz.
Kıyafetler
Yayıklıda kadın erkek kıyafetlerinde iki dönem vardır. Medeni kıyafetlerin kabulünden önce milli kıyafet hakimdi. Kadınlar; şalvar, üç peşli, entari giyer bele gümüş tokalı kemerler bağlarlardı. Başta altınlı fes ve al yazma veya puşu bulunurdu. Entari altına şalvar giyilirdi. Erkekler ise; şalvar , uzun koyun yününden yapılmış çorap, kara lastik, çarık, yakasız gömlek üzerine de ceket giyerlerdi. Başa puşu bağlarlardı. Daha sonraları sarık, fes, gibi giyecekler giyildi.Medeni giyimin kabulünden sonra, kadınlar fistan ve şalvar, erkekler pantolon ve ceket giydiler köşeli şapka kullanmaya başladılar. Bugün her türlü modern kıyafetler giyilmekle birlikte özellikle yaşlı kadınlarda eski giyimin izlerine rastlamak mümkündür.
Yiyecekler
Arguvan ve çevresinde bilinen yemekler genelde Yayıklıda da yapılır. Bulgurla yoğrulmuş etin misket şeklinde yuvarlanarak yapılan “Analı kızlı” düğünlerin geleneksel yemeğidir. Düğün ve mevlitlerde genellikle “Un Helvası” yapılır. Bayramlarda “Sütlaç,Baklava ve Kadayıf” yapmak adettir. Günlük olarak “yuğa (bazlama) ve ekşili ” türü ekmekler tüketilir. İçi ıspanak türü sebzelerden hazırlanan ve sıcak sac üzerinde pişirilen “katmer” çok sevilir. Ayrıca yine iki sac arasında pişirilen ve bu pişirmenin ateşli külle yapıldığı “kömbe (Kürt Böreği)” önemli misafir ağırlama yemeğidir iç malzemesinde özellikle keklik eti kullanılır.
Mani
Birde köyümüzün hayatta olmayan yaşlılarından Mayre bibisi vardır. Üstün bir mani yeteneğine sahip olan Mayre bibinin söylemiş olduğu maniler Kürtçe olduğundan, mani`nin ruhu açısından çevirilerini yapmadık. Mayre bibi ile eş değer olan merhum İsmail Deniz vardır(Tağtik dayı) bunların söyledikleri maniler meşhurdur kırk yıl öncesi söyledikleri maniler halen köylülerimizce tebessümle hatırlanır söylenir. Köyümüzde Türkçe yaygın olarak şu mani söylenir :
Karardı köz Tükendi söz Kalkın gidin siz Yatağ biz Hırsız sekiz Biz dokuz Elbet birin Yakalarız. Bu maninin aktarımını yapan merhume Sultan Uçar(Äole jın) şunları söylemiştir: zamanın birinde bir yerde tek başına yaşayan yaşlı bir kadın varmış, bir gece kadının evine hırsız gelmiş, kadın anlamış ama ne yapabilir ki bir kadın başına ve üstelik yaşlı, zeki kadın hemen bu durumu atlatacak bu maniyi söyler, bunu duyan hırsızlar valla bunlar bizden fazla deyip kaçmışlar.
Müzik ve Hikaye
Köyümüz de Arguvan`ın o genel bağlama ile çalıp söyleme kültürünün dışında çok iyi derecede kaval çalanları da vardır bunlardan Merhum Halit Kokargül ve Merhum Yusuf Demir`i söyleye biliriz, öte yandan yine çok iyi ve engin bir hikaye bilgisi kapasitesine sahip Merhum Cafer Avşar Dayı`nın hikayelerini de dinlemeyen yoktur.
Sosyal Yapı
Yayıklıda toplum hayatı köyün kurulması ile başlamıştır. Aileler, uzun yıllar kalabalık çiftçi aileleri şeklinde gelenek ve göreneklerine bağlı, kazancın bir arada toplandığı ve aile büyüğü erkeğin aile reisi olarak aileyi yönettiği bir aile yapısı şeklinde sürmüştür. Halk uzun yıllar tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamıştır. Kuruluşundan 1980`li yıllara kadar tarım daha çok hayvan ve insan gücüne dayalı olarak yapılmıştır. Bu yüzden kalabalık çiftçi ailelerinde fazla bir dağılma olmamıştır. Ancak okuma-yazma oranının yükselmesi, okuyup çeşitli memuriyetlere girme, arazinin kalabalık ailelerin ihtiyacını karşılayamaması sonucu çeşitli yerlerde iş bularak köyden ayrılma, yurtdışına işçi olarak gitme gibi etkenler sonucu kalabalık aile tipleri yerini çekirdek aile (baba, anne ve çocuklar) tipine bırakmıştır. 1983`de elektriğin gelmesi ,1991`de telefonun gelmesi ve 1993`de köy su şebekesinin yapılarak evlere su verilmeye başlanması, sosyal hayatı daha rahat yaşanır hale getirmiştir. 1985`den itibaren televizyon yayınlarının izlenmeye başlanması kış aylarında toplanılıp yapılan oda sohbetlerini bitirmiştir.1970 yılından itibaren yurtdışına işçi olarak gidenlerin izine dönüşlerinde ve yurtiçinde çeşitli okullarda okuyanların, memur olarak çalışanların izine gelişlerinde köye getirdikleri bir takım yenilikler de sosyal hayatı etkilemiştir. Gene bu yıllardan sonra 1970 ve 1980`ler de tarımda makineleşme hızla artmaya başlamıştır. Yayıklının çevre köylerine geçiş noktası olması, farklı kültür alışverişini barındırmış bu da çevre ile ilişkilerini geliştirmiştir ve bir çok yeniliklerin çevre köylerden daha önce Yayıklıya girmesini sağlamıştır. İlk radyo 1940 yılında, köye girmiştir. İlkokullardan sonra diğer okullara giderek okuyanların sayısı çoğalmış ve çeşitli devlet kademelerinde memuriyet görevine girerek geçimlerini bu yolla sağlayanlar önemsenecek sayıya ulaşmıştır.
www.yayiklikoyu.com adresinden resimlere ulaşabilirsiniz.
Muharrem Barut - 3 yıl önce