Yayguçı

Kısaca: Yayguçı – Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde Yaratılış Zamanı. “Yayguçı Çağ” da denilir. Canlıların yaratılıp yeryüzüne yayıldığı gündür. Ayrıca yaratıcı tanrıları da ifade eder. Karşıtı Kalgançı'dır. Henüz hiçbirşey yokken, heryerde yalnızca uçsuz bucaksız bir su vardır. Bu durum kaosu (karmaşayı) ve karmaşık tekdüzeliği simgeler. Fakat bu durum hiçlik ve yokluk değildir. Sonra bu suyun içinden toprak çıkarılır. Bu görev Erlik’e verilir. Ancak Erlik kendisi için çamur saklar. Bunu an ...devamı ☟

Yayguçı – Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde Yaratılış Zamanı. “Yayguçı Çağ” da denilir. Canlıların yaratılıp yeryüzüne yayıldığı gündür. Ayrıca yaratıcı tanrıları da ifade eder. Karşıtı Kalgançı'dır. Henüz hiçbirşey yokken, heryerde yalnızca uçsuz bucaksız bir su vardır. Bu durum kaosu (karmaşayı) ve karmaşık tekdüzeliği simgeler. Fakat bu durum hiçlik ve yokluk değildir. Sonra bu suyun içinden toprak çıkarılır. Bu görev Erlik’e verilir. Ancak Erlik kendisi için çamur saklar. Bunu anlayan Ülgen kendisini cezalandırır. Bazı efsanelerde ise Ak Ana çamur getirmeleri için Balıkçıl ve Ördeği gönderir. Balıkçıl toprağı kendisi için saklar. Bunu anlayan Ak Ana onu cezalandırır. Çıkarılan balçıktan Dünya yaratılır, ikinci dalan ördek küçük çakıl taşları çıkarır, bunlarda kıyılardaki dağları oluşturur. Hiçbirşeyin olmadığı her şeyin sonsuz bir su olduğu bu çağda, gök diye bir şey yokken her şey sağır ve dilsizdir. Yani anlamı ve adı yoktur hiçbirşeyin. Sayan söylencelerine göre bu sonsuzlukta önce ad verilerek yaratılış başlamıştır. Ad ise anlam demektir. Yani önce maddenin değil fikrin olduğu görüşü benimsenmiştir. Türk inanışına göre doğal varlıkların ve nesnelerin tamamı ilk yaratılışta insandır; dağlar, ırmaklar, ağaçlar... Güneş eskiden bir erkek, ay da kız çocuğuymuş, kış mevsimi de kocakarıymış. Örneğin kocakarı soğukları kavramının bu söylenti ile bir bağlantısı olması muhtemeldir. Dağlar ise yenilmez yiğitler olarak görülürler. Bunların hepsi daha sonradan bu varlıklara dönüşmüştür fakat ruhları yine de içlerindedir. Sümer inanışına göre başlangıçta gök ile yer birdi. Daha sonra gök ile yer tanrılar tarafından ayrılmıştır. Sümerlerde evrenin kökeni şu şekilde açıklanır ve Türk yaratılış anlayışına paraleldir: #Başlangıçta sadece deniz vardır. Kökeni veya doğuşu konusunda bir şey söylenmemektedir. Sümerliler onu her zaman varmış gibi düşünmüşlerdir. Altay ve Yakut yaratılış destanları da benzer ifadeler kullanır. #Bu denizden bir dağ oluştu. Bu dağ yeryüzü demektir. Aynı zamanda gök ve yer de henüz ayrışmamıştı. Yine Türk yaratılış destanları yeryüzünün suyun içinde çıkarılan topraktan oluştuğunu söylerler. #Tanrılar insan biçimli olarak kişilik kazandıklarında, An (Gök) eril, Ki (Yer) dişildi. Onların birleşmesinden hava tanrısı Enlil doğmuştur. Enki ise Su Tanrısıdır. Türklerde de Gök Ata, Toprak Ana algısı vardır. Etimoloji (Yay/Yaz) kökünden türemiştir. Yaratmak anlamını içerir. Yaymak fiili ile ilgilidir. Kaynak * Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt Ayrıca bakınız * Yaratılış Destanı

Kaynak

larVikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.