yatak
1 . Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek:"Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım."- R. H. Karay.
2 . Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte.
3 . Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb.
4 . Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra.
5 . Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını:
"Çakıl yatağı."-
6 . Bir şeyin çok bulunduğu yer:
"Av yatağı. Aslan yatağı."-
7 . Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar.
8 . Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi.
9 . Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer:
"Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı."-
10 . Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça:
"Namlu yatağı. Eksen yatağı."-
11 . Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur.
12 . Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer.
13 . hayvan bilimiKatmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yatağa bağlamak , yatağa serilmek , yatağa (veya yataklara) düşmek , (birinin) yatağına girmek , yatağını ayırmak , (bir kimseyi) yatak çekmek , yatak yapmak (veya sermek) , yatak yorgan (veya döşek) yatmak