Yapay zeka 'makine' ler tarafından gösterilen zeka'dır doğal zeka ise insan zekası ve hayvan bilişi tarafından sergilenen bilinç ve duygusallık içerir. İlk ve ikinci kategoriler arasındaki ayrım genellikle seçilen kısaltmayla ortaya çıkar. "Güçlü" yapay zeka (ingilizce:artificial intelligence kelimelerinin ilk harfleri olan “AI” ile kısaltılır) genellikle yapay genel zeka (ingilizce: artificial general intelligence kelimelerinin kısaltılmışı olarak)(AGI) olarak etiketlenirken "doğal" zekayı taklit etme girişimleri yapay biyolojik zeka (ingilizce:artificial biyological intelligence) (ABI) olarak adlandırılır. Önde gelen yapay zeka ders kitapları alanı "akıllı ajan lar" ın çalışması olarak tanımlar: çevresini algılayan ve hedeflerine başarıyla ulaşma şansını en üst düzeye çıkaran eylemleri gerçekleştiren herhangi bir cihaz. Halk arasında, "yapay zeka" terimi genellikle insanların insan zihni ile ilişkilendirdiği "öğrenme" ve "problem çözme" gibi "bilişsel" işlevleri taklit eden makineleri tanımlamak için kullanılır.
Makineler gittikçe daha yetenekli hale geldikçe, "zeka" gerektirdiği düşünülen görevler genellikle AI etkisi olarak bilinen bir fenomen olan AI tanımından çıkarılır. Tesler'in Teoremindeki bir espri, "AI henüz yapılmamış şeydir" der. Örneğin, optik karakter tanıma AI olarak değerlendirilen şeylerin dışında tutulur, rutin teknoloji haline gelir.
Genellikle yapay zeka olarak sınıflandırılan modern makine yetenekleri satranç ve Go gibi stratejik oyun sistemlerinde , en üst düzeyde rekabet eden insan konuşmasını anlama ve poker, kendi kendine giden arabalar gibi kusurlu-bilgi oyunlarını içerik dağıtım ağı 'ndaki akıllı yönlendirmeyi ve askeri simülasyonları kapsar.
Yapay zekâ çalışmaları sıklıkla insanın düşünme yöntemlerini taklit eden yapay yöntemler geliştirmeye yöneliktir, ancak bununla sınırlı değildir. Öğrenebilen ve gelecekte insan zekâsından bağımsız gelişebilecek bir yapay zekâ kavramına doğru yeni yönelimler oluşmaktadır. Bu yönelim, insanın evreni ve doğayı anlama çabasında kendisine yardımcı olabilecek belki de kendisinden daha zeki, insan ötesi varlıklar meydana getirme düşünün bir ürünüdür. Bu düş, 1920'li yıllarda yazılan ve sonraları Isaac Asimov'u etkileyen modern bilimkurgu edebiyatının öncü yazarlarından Karel Čapek'in eserlerinde dışa vurmuştur. Karel Čapek, R.U.R adlı tiyatro oyununda yapay zekâya sahip robotlar ile insanlığın ortak toplumsal sorunlarını ele alarak 1920 yılında yapay zekânın insan aklından bağımsız gelişebileceğini öngörmüştür.