Wounded Knee Katliamı

Kısaca: Wounded Knee Katliamı, (Türkçe'de "Yaralı Diz" anlamına gelir) Lakota Siuları ile Birleşik Devletler arasındaki son büyük çatışmadır. General Nelson A. Miles tarafından Yerli İşleri Komisyonuna yazılan bir mektupta çatışma sonrasındaki olaylar katliam olarak nitelendirilmiştir. ...devamı ☟

Wounded Knee Katliamı
Wounded Knee Katliamı

Wounded Knee Katliamı, (Türkçe'de "Yaralı Diz" anlamına gelir) Lakota Siuları ile Birleşik Devletler arasındaki son büyük çatışmadır. General Nelson A. Miles tarafından Yerli İşleri Komisyonuna yazılan bir mektupta çatışma sonrasındaki olaylar katliam olarak nitelendirilmiştir.

Katliam

1890'da ABD hükümeti Amerikan yerlileri (Kızılderili) arasındaki "Hayalet Dansı" nın bir savaş dansı olduğundan şüpheleniyordu. Ancak bu dans Kızılderililer için kutsal bir seremoni idi ve bazı yerliler ellerinden alınan haklara bu kutsal dansı icra ederek kavuşacaklarına inanmışlardı. Savaş Bakanlığı yerlilerin bir isyan hareketine kalkışacakları düşüncesiyle 7.süvariyi Pine Ridge ve Rosebud bölgelerindeki Lakota yerlilerinin kamp yerine göndermiş, bu kutsal dansı icra edenleri tutuklamak istemişti.

29 Kasım 1890'da Birleşik Devletlerin beş yüz kişilik 7. Süvari alayı Minneconjou Lakota yerlilerinin kamp yerlerini çevirmiş ve çıkan çatışmada yirmi beş süvariye karşılık, aralarında altmış iki kadın ve çocuğun yer aldığı 153 Siu öldürülmüştür. Ancak çatışma sırasındaki kargaşada tam olarak kaç kişinin öldüğü bilinmemektedir.

Dee Brown 1970 yılında yazdığı Bury My Heart at Wounded Knee adlı incelemesinde (Türkçe'ye Kalbimi Vatanıma Gömün olarak çevrilmiştir) Kristof Kolomb'un İspanya Kraliçesine Kızılderililerle ilgili şunları yazdığını aktarır: "Yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar." Ancak sözlerine şöyle devam eder: "Elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz.”

1890'da Wounded Knee'deki Siu katliamı Kizilderili özgürlüğünün sembolik olarak sonu oldu. Katliamı yaşayan Kara Geyik o gün bir başka şeyin daha öldüğünü söyler: "O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları hala o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada..."

Bu katliamı yaşayanlardan biri, Gelincik Louise yaşadıklarını şöyle anlatıyordu: "Kaçmaya çalıştık. Ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi. Beyazların içinde de iyi insanlar bulunduğunu biliyorum, ama kadınları ve çocukları da vurduklarına bakılırsa askerler çok kötü insanlar olmalı. Kızılderili askerler beyaz çocuklara asla böyle yapmazlardı."

Katliam sonrası

Amerikan Ordusu katliam sonrasında ölüleri gömmek için sivil vatandaşlar kiraladı. Savaş meydanına gelenler soğuk havada 84'ü erkek, 44'ü kadın, 18'i çocuk Lakota cesedi ile karşı karşıya kaldı. Katliamdan yaralı kurtulan 7 Lakotalı Wounded Kne Creek bölgesindeki Pine Ridge hastanesinde öldü.

General Nelson Miles, katliamın sorumlusu albay Forsyth'ı görevden almış, Askeri Araştırma Mahkemesi taktik hatasından dolayı kendisini eleştirmiş ancak yine de mahkemede hakkında beraat kararı çıkmıştır.

Daha sonra The Wonderful Wizard of Oz'un yazarı olarak ünlenecek olan genç editör L.Frank Baum 3 Ocak 1891 yılında Aberdeen Saturday Pioneer'da şunları yazmıştı:

"Öncüler daha önce güvenliğimizin tek yolunun Yerlilerin tamamen yok edilmesine bağlı olduğunu ilan etmişlerdi. Asırlardır onlara karşı hata edip durmaktansa medeniyetimizi korumak adına daha büyük bir hata yapıp bu evcilleşmeyen ve evilleştirilemeyen yaratıkları dünya üzerinden tek bir iz kalmamacasına yok etseydik daha iyi yapardık. Biz sıradan insanlar ve beceriksiz komutanların emri altındaki askerler için gelecek güvenliğimiz bunda yatmaktadır. Aksi takdirde gelecekte de geçmişte olduğu gibi kızılderililerle tümüyle sıkıntı yaşayacağımızı bekleyebiliriz." Yirminci yüzyılın sonlarında Wounded Knee Katliamına karşı protesto sesleri daha da yükselmiş, tarihçi Dee Brown aynı adla bir kitap yazmış, Buffy Sainte-Marie ise protest bir müzik bestelemişti. Ünlü oyuncu Marlon Brando 1973'de Baba (The Godfather) filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında verilen Oskar ödülünü Yaralı Diz Katliamı sebebiyle reddetmişti. 27 Mart 1973'teki ödül törenine kendi adına konuşma yapması için Sacheen Littlefeather adlı Kızılderili genç bir kadını gönderdi. Brando'nun kaleme aldığı, genç Kızılderilinin zaman darlığı nedeniyle tümünü okuyamadığı yazının bir bölümü şu şekildeydi:

"Marlon Brando... benden zaman darlığı ile şu anda sizinle paylaşamayacağım uzun bir konuşma yapmamı istedi ancak basınla paylaşmaktan memnuniyet duyacağım şey şu ki o... çok üzülerek bu cömert ödülü kabul edemiyor. Ve bunun sebebi de... günümüz film endüstrisinin ...beni affedin.. ve televizyonlardaki filmlerdeki yeniden çevrimlerde Amerikan Yerlilerine yaptıkları ve Wounded Knee'deki son olaylardır. Bu akşam aranızda bulunamadığım için beni affedin gelecekte kalplerimiz ve anlayışlarımızda sevgi ve cömerlikte biraraya geleceğiz. Marlon Brando adına sizlere teşekkür ederim."

Littlefeather, zaman darlığı sebebiyle tamamını okuyamadığı konuşmanın tam metnini basına dağıtmıştır. Brando'nun basına dağıtılan metininden bir bölümün çevirisi;

"Toprakları, hayatları, aileleri ve özgür olma hakları adına savaşan Yerli halka 200 yıldır yalan söyledik. Onlara "Dostlarım silahlarınızı bırakın işte o zaman sizinle birlikte olacağız. Ancak silahlarınızı bıraktığınızda dostlarım barış konuşması yapabilecek ve sizin için de iyi olan şeyler üzerine anlaşmaya varabileceğiz" dedik.

Silahlarını bıraktıklarında ise onları katlettik. Onlara yalan söyledik. Onları topraklarından etmek için aldattık. Onları asla tutmadığımız ve adına anlaşmalar dediğimiz hileli ittifakları imzalamaya mahkum ettik. Onları, yaşamları boyunca hayat veren topraklar üzerinde dilencilere çevirdik. Tarih, ne kadar yanlış herhangi bir yorumuyla çarpıtılmış olursa olsun bizler doğru olanı yapmış değiliz. Yaptıklarımız ne yasaya uygun ne de adildi. Bu halka eski durumlarını iade etmek zorunda değiliz, bazı anlaşmaları yerine getirmek zorunda değiliz çünkü bize, kendi topraklarını ve özgürlüklerini savunmaya çalıştıklarında başkalarının haklarına tecavüz etme, onların mülkiyetlerini alma ve diğerlerinin faziletlerini suç ve kendi suçlarımızı fazilete çevirme gücü verildi......."

Kaynakça

* Wounded Knee Massacre Wikipedi maddesi

Konuyla İlgili

*Brown, Dee. Bury My Heart at Wounded Knee: An Indian History of the American West, Owl Books (1970). ISBN 0805066691.(Kitap Türkçe'ye de çevirilmiştir. Dee Brown, Kalbimi Vatanıma Gömün, E Yayınları, Çev. Celal Üster 1993. ISBN 9753900406)
  • Coleman, William S.E. Voices of Wounded Knee, University of Nebraska Press (2000). ISBN 0803215061.
  • Smith, Rex Alan. Moon of Popping Trees, University of Nebraska Press (1981). ISBN 0803291205.
  • Utley, Robert. The Indian Frontier 1846-1890, University of New Mexico Press (2003). ISBN 0826329985.
  • Utley, Robert. Frontier Regulars The United States Army and the Indian 1866-1891, MacMillan Publishing (1973).
  • Yenne, Bill. Indian Wars: The Campaign for the American West, Westholme (2005). ISBN 1594160163.


Bağlantılar



Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Wounded Knee Deresi
7 yıl önce

Wounded Knee Deresi (Lakotaca: Čhaŋkpé Ópi Wakpála; İngilizce Wounded Knee Creek), Amerika Birleşik Devletlerinde Güney Dakota eyaletinin güneybatısında...

Sacheen Littlefeather
7 yıl önce

tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (ing) Marlon Brando'nun Wounded Knee Katliamı Protestosu 18 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi...

Sacheen Littlefeather, 1947, 1973, 27 Mart, 30 Ocak, ABD, Baba Bölüm I (film), California, Marlon Brando, Meksika, Oscar
Richard Knecht
7 yıl önce

büyük ve en vahşi katliam olan Awa’uq Katliamı arkeolog Rick Knecht'e göre Wounded Knee Katliamı'nın Alaska versiyonudur (Wounded Knee of Alaska). Temmuz...

Awa’uq Katliamı
3 yıl önce

vahşi katliam olan Awa’uq Katliamı arkeolog Rick Knecht'e göre Wounded Knee Katliamı'nın Alaska versiyonudur (Wounded Knee of Alaska). Bu katliam (massacre)...

Hunkpapa Lakotaları
7 yıl önce

(Gall) tarihte adı geçen Hunkpapalardan en çok tanınanlardır. Wounded Knee Katliamında ABD askerlerince öldürülen 153 Lakotadan 38 tanesi Hunkpapadır...

Minikonju Lakotaları
7 yıl önce

White Bull, Lone Horn, Heȟáka Glešká (Spotted Elk) sayılabilir. Wounded Knee Katliamında ABD askerlerince öldürülen 153 Lakotadan Hunkpapa olan 38 tanesi...

Charles Eastman
7 yıl önce

savaştığı bir kızılderili polis tarafından kazara vurulmuştur. Bu da Wounded Knee katliamının yaşanmasına sebep olmuştur. Bu olaydan sonra hayatını Kızılderili...

GÜNEY DAKOTA
3 yıl önce

ordusunun 7. süvari alayı Wounded Knee Katliamında Minikonju Lakotaları, Lakotalar, Siyular'dan 200 kızılderiliyi katletti. Bu katliam kızılderililerin beyazlara...

Güney Dakota, 1889, 2000, 2 Kasım, ABD, ABD'nin Eyaletleri, ABD'nin eyaletleri, Alabama, Alaska, Arizona, Arkansas