Sartre varoluşçu olduğu kadar marksizmde de ısrar eder. Onun, "Marksim çağımızın ufkudur" sözü bu noktadaki genel tutumunu gösterir.Sartre yalnızca Marksizmle etkileşimli bir ilişki içinde olmakla kalmamış, bizzat Marksizmi bir varoluşculuk olarak gördüğünü söylemiştir. Bununla birlikte, Sartre'ın Marksizminin eleştirel bir değerlendirmeye sahip olduğu bilinmektedir. Sartre, varoluşçu felsefesini Marksizme göre konumlanarak şekillendirir. yapısalcılığın anladığı anlamda Marksizm, Sartre için kabul edilemez ölcüde soyut ve mekanik bir teoridir.Ona göre Özne'nin önemli oldugu bir teori olarak önemlidir Marksiszm.
Bu Marksizm varoluşçu bir Marksizmdir ve bunun anlamı öncelikle, Sartre'a göre her iki eğilimin birden Hümanizm temelinde vucut bulmalarından ileri gelir.İnsan bırakılmışlık içinde kararını kendisi vermek durumundadır; ve ancak bu karar ve eylemle kendini hümanist bir varlık olarak kurabilecektir.Sartre'ın anladığı Marksizm, tarihi kendi pratiğyle yapan insan düşüncesine dayanan Marksizmdir. Buradan itibaren Sartre'ın Marksizmle ilişkisi şekillenir.
Yöntem Araştırmaları'nda Sartre, Marksizm ve Varoluşçuluk arasındaki ilişkileri (aynı zamanda bir tür hesaplaşmayla) değerlendirir ve varoluşçu marksizmin hem bireyi hem de tarihi bir arada düşünüp değerlendirebilecegini ele alır.Burada bireyin vurgulanmasının yanı sıra, bireyin yaşamının bir bütün olarak kavranılması gereğinin vurgulanması da sözkonusudur.