tuvalet
1 . Yıkanma, tıraş olma, giyinme, süslenme, taranma işi:
"Başımı, tuvaletimi ve makyajımı bile ezbere yapacağım, aynada kendi yüzümü görmeyeceğim."- P. Safa.
2 . Abiye:
"Asıl mühimi oyun için bir giyecek şey, yeni, açık bir tuvalet."- T. Buğra.
3 . Vücut temizliği ve bakımı için gereken nesne.
4 . Sidik veya dışkı.
5 . İnsanın dışkısıyla idrarını boşalttığı yer, abdesthane, ayakyolu, yüznumara, hela, kenef, memişhane, kademhane:
"Nerede ise herkesi belediyenin tuvalet çukurlarına kadar takip edeceksiniz."- F. R. Atay.
tuvalet
Türkçe tuvalet kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. bathroom, restroom, toilet, washroom, lavatory, closet, dress clothes, formal, John, latrine, loo, privy, rear, retiring room, water closet, cloakroom, convenience, lav
tuvalet
yıkanma, tıraş olma, giyinme, süslenme, taranma işi; ayakyolu.
kadınların gece toplantılarında giydikleri gösterişli giysi.
vücut temizliği ve bakımı için gereken nesne.
tuvalet
Türkçe tuvalet kelimesinin Fransızca karşılığı.
toilette [la], cabinets, lavabos, water-closet [le], waters [le]
tuvalet
Türkçe tuvalet kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Wasserklosett, Toilette, Ballkleid, Häusel, Örtchen, Lokus
abbr. WC