Yedi yaşında Harika Çocuklar Sınavı'na girdi ve üstün müzik yeteneğiyla bu yarışmayı kazandı. Lise ve konservatuvarı birlikte okudu. 16 yaşında her ikisini de bitirince Türkiye'de ve Avusturya'da sınava girdi. Burada İstanbul Hukuk Fakültesi'ni kazandı ama Viyana Müzik Akademisi piyano ve bestecilik bölümlerini kazanınca uzun bir eğitim için Viyana'ya gitti. Viyana Müzik Akademisi'nin bu iki bölümünü de başarıyla bitiren Uğurlu, lisans eğitimini bitirdikten sonra sanat yaşamı için önemli bir karar aldı.
Dünyanın en büyük bestecilerinin müziklerini çalışmış, onların sadece notalarını değil, yaşamlarını da öğrenmişti. Eğer onlar kendi dönemlerinde sadece kendi eserlerini çalmasalar geriye onlardan bir şey kalır mıydı? Bu sorunun yanıtını ararken, her türlü zorluğa karşın müzik dünyasında savaşmaya ve sadece kendi müziğini seslendirmeye karar verdi.
1987'de Avrupa'da verdiği canlı konser kayıtlarından oluşan ilk albümünü doldurdu. "Go With God" isimli bu çalışma onu Orta Avrupa'da ünlendirdi ve etnik klasik new age tarzının saygın isimleri arasına girdi. Kainat, Bach ve inanç konuları onu derinden etkiliyordu. İkinci albümünde Bach'ın etkisiyle kutsal kitapları işledi: Kutsal Kitaplardan Ayetler...
1993'de vatani görevini yapmak için Türkiye'ye geldi. Ankara'da yedek subay olarak vatani görevini yaparken Mustafa Altıoklar'la tanıştı. Bu tanışıklık, onun aynı zamanda Türkiye'deki müzikseverler tarafından da tanınmasına sebep olan "İstanbul kanatlarımın Altında" filminin müziklerini yapma fırsatı verdi.