Hayatı
1792'de Darende'de doğdu. Babası Darende eşrafından İbrahim Bey'di.Amcası Darendeli Ali Paşa 1809'da Konya valisi olarak görevlendirilince onun mühürdari oldu. Kısa zamanda kapıcıbaşı ve imrahor payeleri elde ederek ve çeşitli yerlerde mütesellim ve voyvoda oldu. Bir müddet Ispartalı İbrahim Paşa için kethüdalık görevi de yaptı. 1821'de mirimahlik şeref ünvanı verilerek Bursa mutasarrifi ve Boğaz muhafızı yapıldı. 1822'de Afyonkarahisar mutasarrifi; 1823'de Menteşe mutasarrifi görevleri de ek olarak verildi. Kasım 1824'de vezirlik rütbesi verilerek Anadolu valisi tayin edildi. Haziran 1825'de Boğaziçi Muhafızı yapıldi. 15-16 Haziran 1825'de Vaka-i Hayriye adı verilen Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması olaylarında büyük yararlılıklar gösterdi. 9 Şubat 1827'de kaptan-ı derya oldu. Rusya Yunanistan bağımsızlığını sağmak bahanessiyle açtığı 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'nın Nisan 1828'de başlaması üzerine Rumeli'ye Edirne ve Şumnu ordusuna serdar olarak gönderildi. 28 Haziran'da Varna'ya hücum eden Rus ordusunu bozguna uğratıp geri püskürtüp Rusların bu kaleyi kuşatmalarını önledi. Fakat Temmuz sonunda Rus donanması denizden ablukaya alıp büyük güçleri karaya çıkarttı ve Rus kara ordusunun Çarlık Muhafız Ordusu da Temmuz'da karadan gelip 170 top ve 23.000 kişilik bir Rus gücü ile Varna'yı kuşattılar. Bu kalenin komutanı olan ve 20.000 kişilik gücü bulunan Mehmet İzzet Paşa bu kuşatmaya direndi. Ama dışarıdan destek için gelmesi beklenen Ömer Paşa ve 20.000 Osamnli gücü bu hedefe varamadı ve Varna kalesi 29 Eylül 1828'de teslim oldu. Rus orduları Şumnu kalesini alamamışlardi. Aynı zamanda Osmanlı orduları Rusların iaşe, techizat ve yeni asker temin etmek için tedarik hatlarını kesmeyi başarmışlardı. Ek olarak Ruslar büyük zayiat vermişlerdi. Bu sebeplerle 1828 kışında Rus orduları Varna kalesini ve kazandıkları arazileri terk edip Tuna kıyısına ve Beserabya'ya çekildiler. Mehmet İzzet Paşa Ekim'de dört ay savunduğu Varna kalesinden çıkarak sadrazam ve ordunun bulunduğu Aydos'a geldi. Varna'nın düşmesinden, bu kaleye yardım göndermekte geciken ve yeterli yardım göndermeyen, Sadrazam Benderli Mehmed Selim Sırrı Paşa sorumlu tutuldu. Bundan dolayı 24 Ekim 1828'de azledildi. İzzet Mehmed Paşa sadrazamlığa getirildi ve serdar-ı ekremlik de verildi. İzzet Mehmed Paşa o kış orduyu Şumnu'ya nakletti ve ertesi yılki harekat için iaşe tedarik ve yeni asker toplamaya başladı. Fakat o kış kötü hava ve şiddetli yağmurlar olması nedeniyle Osmanlı ordusunun harekatına büyük ölçüde engel oldu. Sadrazam Rus ordusunun gücünü de göz önüne alarak Rusya ile barış için nabız yoklamaya başladı. Bundan hoşlanamayan İstanbul'da oturan ilerigelenler padişahı etkileyerek onun Ocak 1829'da sadrazamlıktan azledilmesine sebep oldular. Sadrazamlıktan azledilmesi birlikten İzzet Mehmet Paşa'nın vezirlik rütbesi de geri alındı ve Tekirdağ'na sürgüne gönderildi. Fakat 1829 yılında Rus orduları beklenenden çok daha başarılı oldu. Mareşal Diebitch komutasında 60.000 kişilik Rus gücü Tuna'yı geçip Silistre'yi kuşattı. Rusların üzerine Varna'ya gönderilen Reşit Mehmet Paşa komutasından Osmanlı ordusu 30 Mayıs'da Kulevica Muharebesinde Rus Meraslı Diebitch ordusuna mağlup oldu. 19 Haziran'da Silistre Ruslar eline düştü. Mareşal Diebitsch bu sefer 30.000 kişilik bir ordu ile kuşatama altında bulunan Sumnu'ya girmeden Balkan dağlarından Edirne'ye doğru yürüdü. Burgaz düştü; bu orduyu önlemek için gönderilen Osmanlı ordusu 31 Temmuz'da İslimye'de mağlup oldu; Edirne Rus işgal altına girdi; 28 Ağustos'da Rus ordusu İstanbul'un 68 km yakınına geldi. Doğuda ise Rus orduları Erzurum'a kadar ilerledi. Tekirdağ'ında sürgünde olan İzzet Mehmet Paşa orada halkı Ruslara karşı teşkilatlandırıp savunma tertibatı aldırdı. Bu nedenle İzzet Mehmet Paşa affedildi. 14 Temmuz 1829'da Osmanlı devleti ile Rusya arasında Edirne Antlaşması imzalandı . Af olunan İzzet Mehemd Paşa Nisan 1831'de vezirliği verilerek Vidin taraflarına gönderildi, Ocak 1832'de ise Vıdın ve Niğbolu valiliğine getirildi. Fakat Temmuz 1832'de bu görevden azledildi ve Edirne'ye sürgüne gönderildi. 14 Ocak 1834'de afedildi. Haziran 1834'de Afyonkarahisar valisi tayin edildi. Ankara, Çankırı ve Kastamonu sancakları da ek olarak ona verildi. Eylül 1836'de Afyonkarahisar Kütahya'ya bağlandı; Çorum ve Viranşehir bu bölgeye eklendi ve kurulan yeni bölgeye "Ankara Müşiri" unvanı ile İzzet Mehmet Paşa getirildi. Ağustos 1839'da bu görevden ayrıldı. Yeni bir görev verilmediği için İstanbul'a giderek konağında yaşadı. Tammuz 1840'da yeniden devlet görevi verildi ve Akdeniz (Çanakkale) Boğazı muhafızı olarak tayin edildi. Bu sırada Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya karşı büyük Avrupa devletleri ile birlikte yapılacak Lübnan ve Filistin'deki harekat için serdarlığa getirildi. Ağustos 1840'da Akka eyaletine Sayda, Beyrut ve Trablusgarp sancaklarınin birleştirilmesi ile oluşturulan eyalet valisi tayin edildi. Aynı zamanda Berriye-tulsam seraskerliği de verildi. Bu bölgede Mısır güçlerine karşı bazı başarılar kazandı. Fakat bu komutanlığı sırasında atının eğerine bağlı olan silahının kaza ile patlamasından dolayı bacağından yaralandı. Sakat olduğu için askerlikten ve Lübnan-Filistin bölgsindeki askerlik ve mülki görevlerden azledildi. Ayağından yaralı olarak sakatlandığı için bundan sonra lakap olarak "Topal" olarak anılmaya başlandı. İstanbul'a gelmesi için kendine Edirne valiliği verilmişti. Fakat Haziran 1841'de bu görevine gitmek için Gelibolu'ya geldiğinde ayağındaki yaranın daha tam iyileşmediği anlaşıldı. Edirne valiliği görevinden affını rica etti. Bu kabul edilip İstanbul'a gelmesine izin verildi. 14 Aralık 1841'de ise sadrazam Mehmed Emin Rauf Paşa'nın ihtiyarlığı bahane edilerek bu görevden azledilmesi ardından 2. kez sadrazamlığa getirildi. İzzet Mehmet Paşa önce bazı mülki ve mali sorunları çözmekle uğraştı ve bunlari halletmeyi başardı. Ama İzzet Mehmet Paşa aleyhtarları onun hakkında dedikodular çıkartmakla meşgulduler. Bu dedikodular Padişaha yetişince, sıksık sadrazam değiştirmeyi itiyat edinmeye başlayan Abdülmecid, bu dedikoduların sadrazamın başarısızlığını nişane olduğunu iddia ederek İzzet Mehmet Paşa'yı 30 Ağustos 1842'de sadrazamlıktan azletti. Bu azilden bir hafta sonra İzzet Mehmet Paşa 2. kez Edirne valiliğine atandı. Ama sekiz ay sonra Mayıs 1843'de bu valilikten azledildi ve Tekirdağ'da ikamet etmeye mecbur edildi. Bir aralıktan sonra Eylül 1849'da Hudavendigar (Bursa) valisi olması tayini çıktı. Ama İzzet Mehmet Paşa rahatsızlığını ileri sürerek bu görev gitmedi ve azledilip emekliye ayrıldı. İstanbul'da konağına çekildi. 7 Mart 1855'de orada vefat etti. Cenazasi Eyüp'da Mihrişah valide Sultan Mektebi bahçesinde gömülmüştür. Değerlendirme Sicill-i Osmani onu şöyle değerlendirmektedir:Sabırlı, doğru, vakur, işbilir, cesur, sert ve katıydı... 1825'ede İstanbul'da ve 1830) Tekirdağ'da büyük hizmeti görüldü.Ayrıca bakınız * II. Mahmut * Abdülmecid * Dağılma Dönemi Osmanlı Sadrazamları listesi