Budizm felsefesini ve Uzakdoğu kültürünü tanıma imkanı sunan ``Tibet`te Yedi Yıl`` (``Seven Years in Tibet``) gerçek bir hikayeden yola çıkılarak hazırlanmış. Film, bir dağcının Tibet`te yedi yıl süren macerası boyunca yaşadıklarını ve geçirdiği değişimi konu ediniyor.
Heinrich Harrer`in kendi yaşamını anlattığı kitaptan yola çıkılarak hazırlanmış “Tibet`te Yedi Yıl”, insan kişiliğinin geçirebileceği değişimin güzel bir örneğini sunuyor izleyiciye. 1939 sonbaharında, ünlü Avusturyalı dağcı Heinrich Harrer ve arkadaşı Peter Aufschnaiter, Himalayalar`ın en yüksek tepelerinden birisi olan Nanga Parbat`a tırmanmak üzere yola koyulurlar. Ancak, elverişsiz hava şartları ve çığ tehlikesi onları engeller. Dağcılar kamp yerlerine dönerken, İngiliz askerleri tarafından yakalanıp bir esir kampına götürülürler. Başarısızlıkla sonuçlanan birçok kaçma girişiminin ardından, Harrer ve Peter en sonunda Hindistan`ın dağlarından geçip Tibet`e kaçmayı başarır. Zorluklarla göğüs göğüse mücadele ettikten sonra bu iki adam kutsal şehir Lhasa`ya varır. Lhasa halkı ilk önce Harrer ve arkadaşını yabancı oldukları için yadırgasa da kısa sürede onları aralarına kabul eder. Bu arada, Harrer, 11 yaşındaki dini lider Dalai Lama`nın dikkatini çeker. Aralarında bir dostluk başlar ve Harrer, Dalai Lama`ya İngilizce ve coğrafya öğretip Batı`yı anlatır. Harrer, Tibet`te yedi yıl sürecek macerası sırasında büyük bir politik çalkalanmanın yanında genç Dalai Lama`nın arkadaşlığına ve ruhsal aydınlığına da şahit olur.
Filmi izlerken, başarı ve şöhretten başka bir şey düşünmeyen ünlü bir dağcının, Tibet halkı ve Dalai Lama ile tanışmasıyla arkadaşlığa, maneviyata önem vermeye başlamasına şahit olacaksınız. İlk başta bencil bir kişi olarak karşımıza çıkan Harrer, Tibet`te yaşadıklarının etkisiyle büyük bir uyanış yaşıyor ve bu uyanış Harrer`da büyük bir değişiklik olmasına sebep oluyor.
sinema-taslak