taraf
1 . Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri:"Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat..."- R. H. Karay.
2 . Yön, yan, doğrultu:
"Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor."- M. Ş. Esendal.
3 . Yöre, yer:
"Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu."- H. Taner.
4 . İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri:
"Karşı tarafın adamları."-
5 . Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi:
"Baba tarafı zengin."-
6 . Bir şeyin belli bölümü, kısmı:
"Tiyatronun ön tarafı konuklara ayrıldı."-
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
(birinden) tarafa olmak (veya çıkmak) , taraf gözetmek , tarafından , taraf tutmak (veya çıkmak veya olmak)