Mimari
Tac Mahal, Hindistan Türk İmparatorluğu'nun Timuroğulları hanedanının 5. hükümdarı Şah Cihan (1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu'nun (Mümtaz Banu) ölümü üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır. Yapının mimarları, Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul'dan davet edilmişlerdi. 1630'da inşaasına başlanan eser, 22 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.Tac Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmıştır. Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Türbenin beyaz mermerden 4 minaresi vardır. Anıtın dört yanına Hattat İsmail Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.
Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'ın sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şahın ve eşinin asıl lahitleri ise en alt katta bulunmaktadır. Tac Mahal'in yüzbinlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır. Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Tac Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür. 1966 Hint-Pakistan Savaşında, Pakistan savaş uçaklarına yol gösterici bir parıltı olmaması için, Hint hükümeti tarafından kubbesi siyah bir çadırla örtülmek zorunda kalınmıştır.
Tac Mahal
Hindistan'da Babürlüler devrinin mimarlık harikaları çoktur ve bunlardan bazıları bu gün sapasağlam, pırıl pırıl durmakta, seyredenleri hayran bırakmaktadır. Bu gün Pakistan'ın en çok turist çeken yerlerinden biri olan Lahor Sarayı, aynı şehirde dünyanın en geniş ve revaklı avlusuna sahip Padişahi Mescid, Agra, Delhi, Haydarabad ve diğer şehirlerdeki saray ve camilerin her biri başlı başına birer mimarlık şaheseridirler. Fakat, yeryüzünde hiçbir türbe, hiçbir mimarlık eseri, Tac Mahal kadar güzel, muhteşem ve meşhur değildir.Şah Cihan'ın eşi Ercümend Banu, güzelliği, zekası, iyilik severliği ile bütün imparatorluğun gönlünü fethetmiş, en seçkin sultan idi. Bu vasfından dolayı Mümtaz Mahal diye anılıyordu. Şah Cihan, ona henüz 16 yaşındayken aşık olmuş, evlenmek için 5 yıl beklemişti. Şah Cihan çok sevdiği eşini gittiği her yere götürür, onun fikirlerine, zevkine önem verirdi.
Bu duygulu, zeki ve güzel kadın 1631 yılında 14. çocuğunu doğururken vefat etti. Şah Cihan eşinin ölümünü takip eden sekiz gün boyunca yemekten, içmekten kesilmiş, hiç odasından çıkmamıştı. Dokuzuncu gün dairesinin kapısını açıp dışarı çıktığı zaman saçlarının bembeyaz olduğu, iyice çöktüğü görüldü. Duygulu, gerçek aşık, vefalı hükümdar, ölünceye kadar kalbinde yaşatacağı sevgili eşi için bir türbe yaptırmaya karar verdi. Bu türbe saf aşkı sembolize edecek şekilde güzel, iç açıcı, aynı zamanda muhteşem olmalıydı. Bunun için dünyanın en büyük ustalarını bulacak, hazinesini, bu esere harcanmak üzere onların emrine verecekti. Bu amaçla İstanbul'dan mimarlar istedi. Gelen mimar, Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Mehmed İsa Efendi ve ekibi idi.
Mehmed İsa Efendi'nin aylarca çalışarak planını çizdiği Tac Mahal'in yapısında son derece berrak, beyaz bir mermer kullanıldı. Parlak beyaz mermerin, ince mavi damarları da vardı. Bu mermerden yapılan muhteşem kubbenin yerden yüksekliği 82 metredir. Kubbenin üzerindeki altın alemle bu yükseklik daha da artıyor. Türbenin beyaz mermerden dört minaresi de var.
Eserin yapımına 1632'de başlanılmış ve 1652'de bitirilmiştir. Mümtaz Mahal'in ve öldükten sonra onun yanına konulan Şah Cihan'ın sandukaları üst kattadır. Kubbenin altında bulunan bu sandukalarda mermer oymacılığının en güzel örnekleri görülür. Sandukaların olduğu yerde insan ağzından çıkan her ses muhteşem kubbede yedi defa yankılanır.
Sanat eseri olarak başlı başına bir hazine olan Tac Mahal'in duvarları gerçek hazine taşlarıyla süslüdür. Yüz binlerce akik, sedef, firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta, 50 tane de çok büyük inci vardır. Türbenin yapımı için 47 milyon altın lira harcanmıştır ve buna duvarlardaki mücevherler dahil değildir. İstanbul'daki muhteşem Süleymaniye Camii için bile 19 milyon altın lira harcandığını söylersek, Tac Mahal için ne muazzam bir fedakarlık yapıldığı daha kolay anlaşılır.
Bu anıt, Şah Cihan'ın İstanbul'dan davet ettiği Türk mimarların eseridir. Planını İstanbullu Mehmed İsa Efendi, kubbeyi İstanbullu mimar İsmail Efendi, yapmış, duvarlardaki şahane yazıları yine İstanbullu hattat Serdar Efendi yazmıştır. Birçok yabancı usta, bu arada İtalyan mimarlar da bunların emrinde çalışmıştır.
Yapımı
Efsaneye göre yapımı bittikten sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir. Bugün Hindistan'ın en fazla turist çeken bölgesi. Ancak çevresinde oluşan çarpık yapılaşma, bu tarihi yapıtın geleceğini tehdit ediyor. Bulunduğu şehrin bir çok noktasından açıkça görülebilen Tac Mahal, Türk-İslam Mimarisi'nin en önemli yapıtları arasında yer almaktadır.Dünyada ask için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu Begüm'ün doğum sırasında ölümü üzerine, onun anısına yaptırılmıştır. (Çocuk doğururken ölen kadınların kutsal olduğuna inanılır.)
Yapının mimarları; Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi, eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul'dan davet edilmişlerdi. 1632'de inşasına başlanan eser, 20 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.
Tac Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmış ve 1648 yılında tamamlanmıştır.
Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Türbenin beyaz mermerden 4 minaresi vardır. Anıtın dört yanına Hattat Serdar Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.
İnşaatta çok sayıda ustanın da yanı sıra, günde 20 bin işçinin çalışmasıyla türbe 1643'te, çevresindeki avlu ve yapılar 1649'da bitirildi. Tac Mahal, 20 yılda 1652'de bütünüyle tamamlandı.
Agra ilinin dışında Yamuna Irmağı'nın kıyısında, 305x580 metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.
İç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe arasında türbe mekanı kadar ölü hacim var.
Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'in sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt katta bulunmaktadır.
Tac Mahal'in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.
Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Tac Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür.
Tac Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır.
İsviçre merkezli New7Wonders Vakfı, dünyanın yeni yedi harikasını belirlemek için başlattığı yarışmaya 21 finalist eser katıldı. Dünyanın dört bir yanından yaklaşık 100 milyon kişi cep telefonu ve YENİ 7 HARİKA[1] adlı internet sitesinde 6 yıl boyunca oy kullanarak dünyanın yeni 7 harikasını seçti. Cep telefonu ve internet oylarıyla belirlenen dünyanın yeni 7 harikası, 7 Temmuz 2007'de Portekiz'in başkenti Lizbon'da ilan edildi. Dünyanın yeni 7 harikası; Ürdün'deki Petra Antik Kenti, Çin Seddi, Brezilya'daki Kurtarıcı İsa Heykeli, Peru'daki Machu Picchu Antik Kenti, Meksika'daki Chichen Itza Piramidi, İtalya'nın Roma kentindeki Kolezyum ve Hindistan'daki Tac Mahal anıtmezarı şeklinde sıralandı.
misafir - 9 yıl önce
misafir - 9 yıl önce
Nusret Alperen - 6 yıl önce
Sayın
[email protected]
Daha önce de bazı yazılarınızın alınması için izin istemiştim. Bu defa KTaç Mahal ve Babür İmparatorluğu hakkındaki yazılarınızın bir kısmını kaynak göstererek yazmakta olduğum MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ adlı kitabıma almak istiyorum.
Bu nedenle tekrar muvafakatınızı rica ediyorum. Saygılarımla.
Dr. Nusret Alperen
Nusret Alperen - 6 yıl önce
Sayın
[email protected]
Daha önce de bazı yazılarınızın alınması için izin istemiştim. Bu defa KTaç Mahal ve Babür İmparatorluğu hakkındaki yazılarınızın bir kısmını kaynak göstererek yazmakta olduğum MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ adlı kitabıma almak istiyorum.
Bu nedenle tekrar muvafakatınızı rica ediyorum. Saygılarımla. ...
Dr. Nusret Alperen