Sırp Sındığı Savaşı

Kısaca: Edirne'nin fethi Türklere Balkan fetihlerinin yolunu açtı. Lala Şahin Paşa, Bulgaristan'a girerek Filibe'yi, komutanlarından Evrenos Bey ise Serez'i aldılar (1363). Yeni fethedilen yerlere Türkler yerleştirildi. Edirne ve Filibe'nin fethi bir haçlı seferinin düzenlenmesine neden oldu. ...devamı ☟

Sırp Sındığı Savaşı
Sırp Sındığı Savaşı

Islam memleketlerine yönelen ve "Haçli Seferleri" diye anilan tecavüz hareketleri, bir asra yakin zamandan beri durmustu. Fakat, Osmanli Türkleri'nin Bati Trakyayi elde etmeleri ve Bulgaristan ortalarina kadar sokulmalari, Haçlilik ruhunun hortlamasina sebebiyet verdi. Filibe'nin zapti sirasinda kaçan ve Sirbistan'a siginan Rum kumandani, vakit geçirmeden Türkler üzerine yürünmesini tavsiye ediyor, devamli tahriklerde bulunuyordu. Ancak, Sirplar'in da Bulgarlar'in da bu macerayi göze alabilecek kuvvet ve cesaretleri yoktu. Türkler'i geri püskürtmeye çalisirken, ellerindeki topraklan kaybedebilirlerdi. Ayrica, Balkan kavimleri, kendilerine din, can, mal ve kazanç hürriyeti getiren Islam idaresinden memnundular; tekrar eski kötü jönlere dönmeyi istemiyorlardi. Denizci bir devlet olan Venedikliler ise, Dogu'daki ticari menfaatlerinin haleldar olacagi korkusuyla, tarafsiz kalma siyasetinden ayrilmiyorlardi.

Osmanlilar'a karsi çikabilecek tek devlet Macaristan'di. Balkanlar'i da hakimiyeti altina alma sevdasina düsen Macar Krali Layos, böylece hazirlanmaya basladi.

Iste o siralarda, Papa V. Urban da, Macar ve Sirp krallari ile Eflak (Romanya) ve Bosna prenslikleri arasinda askeri ittifak kurulmasina önayak oldu. Tarihlerimizde umumiyetle 60 bin kisi olarak gösterilen Haçlilar, Macar Krali Layos kumandasinda Edirne'ye dogru yürüdüler.

Sultan Murad, o sirada Bursa'da bulunuyordu ve Türk ordusunun büyük kismi Anadolu'da idi. Rumeli Beylerbeyi Lala Sahin Pasa, bir taraftan padisaha haber yollarken, bir taraftan da Haci Ilbeyi kumandasindaki 10 bin kisilik akinci kuvvetini, kesif gayesiyle göndermisti.

Herhangi bir mukavemet görmeden ilerleyen Haçli ordusu, Meriç nehrini geçtikten sonra, Edirne'nin birkaç kilometre ötesinde durakladi. Taarruza geçtikleri anda, bu sehri zaptedecekleri ve Trakya'nin güneyine sarkacaklari muhakkakti. Çünkü, Bursa'dan yola çikacak Osmanli ordusu, kisa zamanda oraya erisemezdi.

Haci Ilbeyi, konak yerinde eglenceye dalan ve müstakbel zaferlerin tadini simdiden çikarmaya kalkan Haçlilar'a karsi, bir gece baskini düzenlemeyi kararlastirdi. Kimseden talimat almamisti ve bu tehlikeli tesebbüsten zararli çikilirsa, kendi elleriyle idam fermanini hazirlamis olacakti. Fakat, gece karanliginda hücuma geçen 10 bin Türk akincisi, düsmani tam gaflet halinde bastirdilar. "Koyun sürüsüne dalan kurt gibi" neye ugradiklarini sasiran Haçli askerlerini kiliçtan geçirdiler. Kaçabilenlerin çogunlugu da Meriç sularinda boguldu. Kral Layos ise, canini güçlükle kurtararak memleketine dönebilmisti. Osmanlilar'in, müttefik Hiristiyan ordularina karsi elde ettigi bu zafer, tarihlerimizde "Sirp Sindigi" olarak anilir.

Öte yandan, Sultan I. Murad Bursa'dan hareket etmis, Gelibolu'ya geçmeden önce, Katalanlar elinde bulunan Karabiga'nin fethini kararlastirmisti. Çünkü, ordusunun arkasini emniyete almak istiyordu. Sirp Sindigi Zaferi'nin haberi ulasinca, denizden ve karadan yaptigi taarruzun siddetini arttirdi ve nihayet kaleyi düsürerek, Marmara'nin güney sahillerindeki Türk hakimiyetini tamamladi. Bu arada, Gazi Evrenos Serez'i fethetmisti.

Sirp Sindigi Zaferi, devlet merkezinin Bursa'da tutulmasinin mahzurlu olacagini göstermisti. Çünkü, Osmanlilar'a yönelecek tehlikeler, simdilik sadece Hiristiyan dünyasindan geliyordu. Ayrica, devletin istikbali de, Rumeli'de tutunmasina bagli idi. Bu sebeple, Edirne sehri askeri merkez haline getirildi.

Bizans Imparatoru V. loannes Paleologos, Türkler'in Rumeli'de kazandigi topraklan istirdada çalismayacagini ve Türk düsmanlari ile ittifak kurmayacagini taahhüt etmisti ama, el altindan bunun aksi faaliyette bulunmaktan vazgeçmiyordu. Nitekim, gizlice Macaristan'a gitmis ve kendisine yardim edilirse, Ortodoks mezhebini birakip Katolik olacagina söz vermisti. Fakat, memleketine dönerken, Bulgar Krali Ivan Sisman, onu yakalatarak Nigbolu kalesine hapsetmisti.

O sirada, Macar Krali Layos, Papa nezdindeki tesebbüslerine hiz vermisti. Böylece, bir taraftan Papa'nin Türkler aleyhindeki tahrikleri, bir taraftan da Bizans imparatoru'nu kurtarmak maksadiyla, Savua Kontu VI. Amadeo, 15 kadirga ile yola çikti. Ugradigi Agriboz ve Midilli adalarindan yardimci kuvvetler alip Çanakkale Bogazi'na girdi ve 1366'da Gelibolu'yu zaptetti. Türklerin donanmalari bulunmadigi için, bu isgali önleyememislerdi. Ancak, 1367 Haziran'inda Bizans'a birakilan Gelibolu, kisa bir müddet sonra tekrar Türk topraklarina katilacaktir.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.