suret
1 . Görünüş, biçim:
"İnsan suretinde bir ağaç."- .
2 . Yazı veya resim kopyası, nüsha:
"Bunun bir suretini almalı."- .
3 . Biçim, yol, tarz:
"Birbirimize karşı oynayacak bir rolümüz olmadığı açık surette görülüyordu."- R. N. Güntekin.
4 . İslam felsefesinde, varlığın görünen yanı, beş duyu ile algılanan yönü.
5 . halk ağzında Resim, fotoğraf.
6 . eskimiş Yüz, çehre.
suret
Türkçe suret kelimesinin İngilizce karşılığı.
[Assyrian Neo-Aramaic] n. copy, duplicate, exemplar, transcript, counterpart, ditto, repetition
suret
görünüş, biçim; yüz, çehre.
yazı ya da resim kopyası, nüsha; resim, fotoğraf.
biçim, yol, tarz; islam felsefesinde, varlığın görünen yanına, beş duyu ile algılanan yönüne verilen ad.
suret
Fransızca suret kelimesinin Almanca karşılığı.
säuerlich
suret
Fransızca suret kelimesinin Türkçe karşılığı.
ekşimsi, mayhoş
suret
Türkçe suret kelimesinin Fransızca karşılığı.
copie [la], double [le], extrait [le], transcription [la]
suret
Türkçe suret kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Doppel, Nachbild