1. anlamı köpek gibi hırlamak, f; huysuz, x karıştır/homurdan/hırla, ters, terssnarlyhırlamaya hazır, kördüğüm/hırıltı; ters veya kaba konuşmak; köpek hırlaması, hırlama; arapsaçı, dolaştırmak, kaba ve öfkeli bir sesle konuşmak, karmakarışık şey, karmakarışık etm. 2. anlamı hırlamak. kaba ve öfkeli bir sesle konuşmak. hırlama. hırıltı. dolaştırmak. karmakarışık etmek. karmakarışık şey. arapsaçı.
Snarl
Snarl İngilizce anlamı ve tanımı
Snarl anlamları
(v. t.) To embarrass; to insnare.
(v. i.) To speak crossly; to talk in rude, surly terms.
(v. t.) To form raised work upon the outer surface of (thin metal ware) by the repercussion of a snarling iron upon the inner surface.
(v. i.) To growl, as an angry or surly dog; to gnarl; to utter grumbling sounds.
(v. t.) To entangle; to complicate; to involve in knots; as, to snarl a skein of thread.
(noun) The act of snarling; a growl; a surly or peevish expression; an angry contention.
(noun) A knot or complication of hair, thread, or the like, difficult to disentangle; entanglement; hence, intricate complication; embarrassing difficulty.
Snarl tanım:
Kelime: snarl Söyleniş:'snär(-&)l İşlev:verb Kökeni:2snarl transitive senses 1 : to cause to become knotted and intertwined : TANGLE 2 : to make excessively complicated intransitive senses : to become snarled - snarl·ernoun
İngilizce Snarl kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. maraña, embeleco, enmarañamiento, enredo; gruñido, refunfuño
v. enredar, enmarañar, intrincar; gruñir
Snarl
İngilizce Snarl kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. vrille, grognement, gémissement; broussaille; complexité; embouteillage
v. gronder, mugir, grogner, grommeler; exposer des dents; compliquer; s'empêtrer
Snarl
İngilizce Snarl kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Knurren; Gewirr; Durcheinander; Vekehrsstau
v. knurren; wild hervorstoßen; völlig verwirren; murren; verfitzen; (Zähne) fletschen
Snarl
İngilizce Snarl kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. ringhio; (fig) parole irose
v. ringhiare; parlare in tono iroso
Snarl
İngilizce Snarl kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. briga, rixa; nó; confusão, embrulhada; complicação; congestionamento de trânsito
v. resmungar, reclamar; ranger os dentes; confundir; embaraçar
Snarl
f. karıştırmak, birbirine katmak, arapsaçına çevirmek, birbirine girmek, hırıltı yapmak, karmakarışık olmak, hırlamak, homurdanmak, söylenmek, sinirle söylemek
i. kargaşa, karışıklık, keşmekeş, arapsaçı, homurdanma, homurtu, söylenme
n. tangle, knot; complicated or confused situation; angry growl; irritated or hostile sound or remark, grumble
v. growl angrily; make an irritated or hostile sound or remark, grumble; cause to become tangled; confuse, complicate; become tangled