Daha önceki dönemlerde de olduğu gibi kıtalar halen güney yarımkürede bulunmaktadırlar. Gondvana, güney kutbuna doğru kaymayı sürdürmektedir. Diğer üç kıta, halen ekvator bölgesindedir ve giderek birbirlerine yaklaşmaktadırlar. Bu üç kıtadan ikisi aralarındaki sığ denizleri kapatarak Silüryen içinde çarpışırlar. Diğer üçüncü kıta da bu ikisi ile arasında bir kara köprüsü oluşturacak şekilde yaklaşmaktadır. Bu şekilde yeni bir dev kıta olan Lavrasya ortaya çıkmıştır.
Silüryen dönemin karakteristik bir özelliği, iklimin dönem boyunca kararlı ve ılıman bir iklim olmasıdır. Mevsimsel değişiklikler belirsiz derecededir ve iklim farklılığı sadece enlem farklarıyla sınırlı kalmıştır. Bu ise, türlerin çeşitlenmesini destekleyen, aralarında yumuşak geçişlerin olduğu farklı ortam kuşakları oluşturmuştur. Ordovisyen Dönem sonlarında oluşan güney kutbu buzulllarının erimesi de tüm gezegende deniz seviyesinin yükselmesine, sığ denizlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Bu ılıman ve sığ okyanuslarda deniz yaşamı yeniden ivme kazandı. Ordovisyen Dönem sonundaki Kitlesel Yok Oluştan büyük ölçüde zarar gören omurgasız türler yeniden yayılmaya başladılar. Dallı bacaklılar Silüryen denizlerin en yaygın grubudur. Toplam hayvan türlerin dörtte üçünden fazlası dallı bacaklılar grubuna dahildi.
Gerek sığ ve ılıman denizlerin sağladığı uygun ortam, gerekse de tekhücreli ve planktonik canlılardaki çoğalma sonucu mercanlar, stromatoporoid, yosun hayvancıkları ve kalkerli alglerce oluşturulan tropikal resifler giderek yayıldılar. Özellikle mercanlar, resiflerin başlıca canlı türü olmuştur.
Faneozoik Devir`in ilk iki döneminde oldukça yaygın olan üç loblular artık güçten düşmeye başladı. Bazı büyük grupları Ordovisyen yok oluşunda tamamen yok olurken, birkaç grup da Silüryen`de ortadan kalktı. Silüryen denizlerinde üç lobluların önemi azalırken, başka bir eklembacaklı grubu olan deniz akrepleri çeşitlilik kazandı. Ordovisyene ait katmanlarda da fosilleri bulunan deniz akrepleri, Silüryende çeşitlilikleriyle birlikte boyutlarını da arttırdı. Pterygotus gibi bazı cinslerin, boyutları iki metreyi aşan üyeleri bulunuyordu. Deniz akrepleri Silüryen ve onu izleyen Devoniyen boyunca oldukça yaygınlaşıp, dönem denizlerinin birincil yırtıcılarından oldular.
Silüryen omurgasızları çeşitliliklerini artırsa da, dönemin denizlerine damga vuracak gelişmeler omurgalılardan geldi. Ordovisiyende omurgalıların tek temsilcisi olan zırhlı balıklar -ostrakodermler- Silüryenin başında uyumsal açılımla çeşitlendi. Pek çok yeni çenesiz balık grubu ortaya çıkıp yaygınlaştı. Denizlerde ortaya çıkan zırhlı balıklar tatlı sulara da uyum sağlayarak, açık denizlerden koy ve körfezlere, gelgit alanlarından akarsu ve göllere kadar tüm sularda yaygınlaştı. Bilinen ilk çeneli balıklar olan Acanthodianlar bu dönemin sonunda tatlı sularda ortaya çıktı; fakat, yaygınlık kazanmadı.
Silüryen`de deniz omurgalılarındaki bu gelişmeler, "Balıklar Çağı" olarak da bilinen Devonien`in habercisi sayılabilir.
Silüryende gerçekleşen en önemli olay ökaryotik ve çokhücrelil yaşamın karalara tam anlamıyla yerleşmesidir. Kara yosunu benzeri ilk bitkiler Ordovisyende ortaya çıkmıştı. Böcekler ve damarlı bitkiler bu dönemde ortaya çıkmıştır.
Kaynakça
- http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/jeolojik/Fanerozoik/Paleozoik/Siluriyen/index.htm