Seyyid Abdullah Şemdini

Kısaca: Seyyid Abdullah Şemdini Anadolu'da yetişen büyük velilerden. Kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük alim ve veliler silsilesinin otuzuncusudur. Ahlakı, hazret-i Osman'ın güzel ahlakını hatırlatan çok yüksek bir veli idi. Şafii mezhebi alimlerindendir. Hakkari vilayetinin Şemdinan (veya Şemzinan, şimdiki adıyla Şemdinli) kasabasındandır. Doğum tarihi bilinmemektedir. 1813 (H.1228) senesinde vefat etti. Şemdinan'a bağlı Nehri kasabasında medfundur. Seyyid Abdullah, Irak'ta Süleymaniy ...devamı ☟

Seyyid Abdullah Şemdini Anadolu'da yetişen büyük velilerden. Kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük alim ve veliler silsilesinin otuzuncusudur. Ahlakı, hazret-i Osman'ın güzel ahlakını hatırlatan çok yüksek bir veli idi. Şafii mezhebi alimlerindendir. Hakkari vilayetinin Şemdinan (veya Şemzinan, şimdiki adıyla Şemdinli) kasabasındandır. Doğum tarihi bilinmemektedir. 1813 (H.1228) senesinde vefat etti. Şemdinan'a bağlı Nehri kasabasında medfundur.

Seyyid Abdullah, Irak'ta Süleymaniye beldesindeki medresede ilim tahsil ederken Mevlana Halid-i Bağdadi ile medrese arkadaşı oldu.

Nihayet Mevlana Halid hazretleriHindistan'a giderek, Şah Gulam Ali Abdullah-ı Dehlevi hazretlerinin huzur ve sohbetleriyle şereflenip, layık ve müstehak olduğu fazilet ve kemalatı aldı. Hocasından tam bir icazet ve hilafetle mezun oldu. Talebe yetiştirmekle vazifeli olarak Bağdat'a gönderildi. SeyyidAbdullah, Süleymaniye'de bulunan Mevlana Halid hazretlerinin ziyaretine gitti. Mevlana'nın Hindistan'da elde ettiği marifet ve kemalatını görünce, ona olan muhabbeti daha da arttı. Talebelikte arkadaşı olduğunu düşünmeyip, o evliyalık güneşinin sohbetlerine devam etmeye başladı. Talebelerinden oldu. Kendisinde bulunan asalet ve yüksek istidadla kısa zamanda bütün ilimlerde ve tasavvuf hallerinde yetişerek kemale geldi.

Mevlana Halid hazretlerinden sonra talebelerin başına geçip, onları yetiştirmeye başlayan SeyyidAbdullah-ı Şemdini, derin alim, ilmiyle amil, haysiyet, şeref, vekar ve heybet sahibi, pek yüksek bir zat, çok üstün bir veliydi.Zahiri ve batıni kemalatı kendinde toplamıştı. Haya ve edebin kaynağı, güzel huyların hazinesiydi. Her hali doğruluk üzereydi. Sohbetleri hasta ruhlara gıda, bakışları kararmış kalplere şifaydı. Kurtuluş ve saadet kapısının anahtarıydı. Evliyalık yolunun sırlarına, ince bilgilerine kavuşmuştu.

Seyyid Abdullah, Şemdinli civarındaNehri kasabasında ikamet eder, orada taliplere feyz saçardı. Vefatına kadar orada kalıp, bu mühim hizmete devam etti.

Nehri kasabasında ilk defa feyz ve irşad kaynağı olan Seyyid Abdulah hazretleridir. Bu temeli o kurmuş, medrese ve dergah yaptırarak, Türkiye, Irak ve İran'ın uzak yerlerine kadar alimlerin feyz ve nurlarını yaymıştır.

Seyyid Abdullah hazretleri, yeğeni (kardeşi Seyyid Ahmed Geylani hazretlerinin oğlu) Seyyid Taha-i Hakkari'yi, Mevlana hazretlerinin sohbetlerine götürerek, onun da, bu yolda yetişmesine vesile oldu. Mevlana'dan sonra, bu yeğeninin yetişmesiyle kendisi bizzat meşgul oldu. O da bu yolda çok yükselerek, amcası Seyyid Abdullah'ın halifesi oldu.

Seyyid Abdullah, 1813 (H. 1228) senesinde vefat etti. Kabr-i şerifi Nehri Kabristanının girişindedir. Kabrinin üzerinde sade bir türbe vardır. Mübarek kabri ziyaret olunmakta, o büyük zatın aşıkları, dua edip ruhundan istifade etmekte, onu vesile ederek dua edenlerin, maddi ve manevi dertlerine derman buldukları, dilden dile anlatılmaktadır.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.