Oramiral Özden Örnek'in Günlükleri
Bu darbe teşebbüsleri, ilk olarak Nokta dergisinin 29 Mart 2007 tarihli sayısında dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlüklerini yayınlamasıyla ortaya çıktı. Dergi,dönemin kuvvet komutanlarının AK Parti hükümetinin izlediği politikalardan rahatsız olduğunu ve 2003 ve 2004 yıllarında Sarıkız ve Ayışığı adlı iki darbe planı hazırladıklarını iddia ediyordu. Bu haber üzerine 13 Nisan 2007’de Nokta dergisinin binası askeri mahkeme kararıyla basıldı. Baskında derginin bilgisayarlarına el konuldu. Bu baskının ardından dergi hakkında çeşitli soruşturmalar açıldı. Bu olaylardan sonra Nokta dergisi ise imtiyaz sahibi tarafından kapatıldı.Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Özden Örnek’in günlüğünde yer alan iddialara göre, AK Parti iktidarından rahatsız olan komutanların hazırladığı ‘Sarıkız’ isimli darbe planı, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün muhalefeti ve darbeyi planlayan komutanların görüş ayrılığına düşmesi nedeniyle başarısızlığa uğradı.
Oramiral Özden Örnek'in günlüklerine göre dönemin Jandarma Genel Komutanı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Org. Şener Eruygur'un liderliğinde ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Org. İbrahim Fırtına, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ile dönemin Deniz Kuvvetleri Komutan Oramiral Özden Örnek’in desteğiyle “Sarıkız” isimli bir darbe planın hazırlıkları başlatıldı.
Ancak, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in darbe girişimi konusunda kararsız kalması ile 1.Ordu Komutanlığı'nı yürüten Org. Yaşar Büyükanıt ve Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ da darbeye soğuk durmakla bakması nedeniyle bu girişim sonuçsuz kaldı. Günlükte, dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün de darbe yapılmasına karşı olması nedeniyle bu darbenin başarısızlığa uğradığı belirtiliyor. Bu nedenle, hazırlık aşaması bir yılı bulan “Sarıkız” isimli darbe planı, 24 Nisan 2004'teki Annan Planı referandumundan sonra tamamen rafa kaldırıldığı iddia edilmektedir. Darbe planları Özden Örnek'in günlüklerinde şöyle geçer:
6 Aralık 2003
- "Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un isteği üzerine jandarma sosyal tesislerine gittik. Kara Kuvvetleri Komutanı ve JANGENKK Çarşamba günkü toplantıdan sonra çok rahatsız olmuşlar ve bu arada Kuran kursları ile ilgili yönetmelik düzeltmesi yayınlanınca hepimiz de rahatsız olduk. Bilhassa bu hafta bütçe komisyonunda (TBMM Plan-Bütçe Komisyonu) bir AKP milletvekili tekkelerin açılmasını isteyince hepimiz çok rahatsız olduk. Toplandık. AY: (Aytaç Yalman) Ben bu işten çok rahatsız oldum ve kendime göre şöyle bir plan yaptım. Aralık ayında bunların, Cumhurbaşkanı'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerini bekleyip eğer ocak ayı içinde bir hareket olmazsa istifa edeceğim. Hepimiz buna itiraz ettik. ŞE: (Şener Eruygur) Buna gerek yok. Kabul etmiyoruz. Daha yapacağımız çok şey var. AY'ın bazı rahatsızlıkları vardı. Kendini rahatlatmadan takıntıdan kurtulamayacaktı. Bu nedenle de Pazar günü tüm or'ları kahvaltıya davet etmişti. Buna neden or'lardan birinin vermiş olduğu bir cevaptı. Hepimiz AY'ın istifa etmesini kabul etmedik. Ve kendimize göre bir eylem planı yapmaya karar verdik. - Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık. Bu nedenle ben MÖ'ı davet edecektim. - Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik. - Sendikalar ile aynı şekilde hareket edecektik. - Sokaklara afiş astıracaktık. - Dernekler ile temas edip onları da hükümet aleyhine teşvik edecektik. - Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık. Yukarıdakiler SARIKIZ olarak anılacaktı. Ayrıca bana ALABANDA isimli bir proje verdiler. Ben de onun hazırlığını yapacaktım."
3 Şubat 2004
- "Kara Kuvvetleri Komutanı ile beraber önce Doğu Aktulga'nın ailesine hem bayramlık, hem de başsağlığı için gittik. Sonra geri döndüğümüzde onların evinde çok özel bir konuşma yaptık. Ben denetlemeye gittiğim zaman hepsi Jandarma Genel Komutanlığı'nda toplanmışlar ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur onlara bana Salı günü takdim edilen hazırlıkları göstermiş ve yapılan üst düzeydeki bazı yöneticilerin konuşmalarına ait ses kayıtlarını dinletmiş. Bunların çoğu AKP'ye danışmanlık yapan kişilermiş ve Kıbrıs sorununu nasıl halletmeyi düşündüklerini ve bu konuda neler yaptıklarını anlattıkları kayıtlarmış. Takdimin sonunda Hava Kuvvetleri Komutanı ve Jandarma Genel Komutanı hemen 10 Mat'ta ihtilal yapalım diye bastırmaya başlamışlar. Kara Kuvvetleri Komutanı onları şimdilik frenlemiş ve bunun için daha zamanın uygun olmadığını beklememizi salık vermiş. Jandarma Genel Komutanı benimle görüşeceğini söylemiş ve dağılmışlar. Kara Kuvvetleri Komutanı bu konudan çok rahatsız olmuş. Bana sen ne düşünüyorsun, dedi. Ben de düşüncelerimi anlattım. "Bir ihtilal için zeminin hazır olması gerekir, yani halk ihtilali istemelidir. 12 Eylül'de olduğu gibi ordu niye duruyor, ne zaman müdahale edecek gibi başlıklar basında yer almalıdır. İkincisi önceki ihtilallerde olmayan bazı özellikleri bugün yaşıyoruz. Ekonomimiz çok bozuk ve tamamen dışabağımlı. Eğer dışarıdan kredi alamazsak ekonomimiz çökebilir ve halk büyük sıkıntı yaşar. Bunun nasıl sorumluluğunu almaya hazır değiliz. Bir diğer konu da ABD bundan önceki darbelere destek vermesine rağmen bugün AKP'ye destek veriyor. Onların istemediği bir darbe veya hükümeti idame etmek çok zordur. Yani ABD'ye rağmen bu işlem olmaz. Diğer bir konu TSK içerisindeki birlik sağlanmış mıdır? Eğer bir ayrım varsa sonumuz tam bir felaket olacaktır. Bu nedenler ile darbeye henüz hazır olmadığımızı söyledim. Ama bu bizim eylemimize engel olmamalıdır. Biz Kıbrıs olaylarını takip etmeliyiz. Bizim en kuvvetli olduğumuz konu Kıbrıs konusudur. Bunlar eğer bu konuda açık verirler ve MGK kararları dışında bir hareket tarzı uygulamaya kalkarlarsa o zaman Genelkurmay Başkanı'na gidip, biz bu konuyu tasvip etmiyoruz ve sorumluluğu üzerimize alamayız, bu nedenle de bir basın bildirisi hazırladık, ya bizle beraber bu açıklamayı yaparız yahut da biz bu açıklamayı ve tüm düşüncelerimizi açıklayıp istifa ederiz, diyerek onun hareket tarzını öğreniriz. Eğer bize katılırsa bu açıklamayı hep beraber, yoksa yalnız başımıza yaparız. Bana göre bunun etkisi darbeden daha etkili olacaktır. Genelkurmay Başkanı da bu hareketten sonra yalnız kalacak ve istifa edecektir, dedim."
28 Şubat 2004
- "14:00'te kuvvet komutanları ile bizim evde toplandık. Amacınız Kıbrıs meselesini değerlendirmek ve Denktaş'tan aldığımız birçok özel ve gizli mektupları değerlendirmekti. (...) Hükümete karşı bir tepki olarak da hem Kıbrıs'ta hem de anavatanda gösterilere ve ulusal platformda toplantılara 3 Mart'tan itibaren başlanacaktı. (...) İkinci konu olarak yine aynı mesele, biz bu adamları darbe ile alaşağı edelim konusuydu. Şener ve Havacı bu konuda çok bastırıyorlar. Şener'in adeta aklından çıkmıyor, iki kelimede bir bunu söylüyor. Havacı da keza öyle. Eğer Kıbrıs'ı vermek istemiyorsak en son limitimiz 9 Nisan 2004. Bu tarihten sonra hükümet taraflara taahhüt vereceğinden geriye dönüş şansı sadece referandum olacak. Referandumun hangi şartlar altında yapılacağını hepimiz tahmin ediyoruz. Bütün şer güçleri evet dedirtmek için keselerin ağzını açacak ve sözler verilecek sonuçta cahil halk "evet" diyecek. Ne yapacaksak 9 Nisan'dan önce yapmamız gerekecek."
Darbe Günlüklerinin Gerçekliği
Emekli Oramiral Özden Örnek, günlükleri, "Günlüklerin bana ait olduğunu sadece Nokta Dergisi ve yazı dosyasını hazırlayan Alper Görmüş iddia etmektedir ve bugün birtakım medya da sadece bu iddialara dayanarak gerçek dışı yorumlar yapmakta ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmektedir" sözleriyle yalanlayarak, günlükleri yayınlayan Nokta Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş aleyhine iftira ve hakaret davası açtı. Alper Görmüş, Örnek'in açtığı davadan beraat etti ancak mahkeme, Alper Görmüş'ün teklifine rağmen, günlüklerin darbe iddialarının araştırılması yönünde soruşturmanın genişlemesini reddetti. Görmüş ise bu günlüklerin araştırılmasının reddi üzerine kararı temyize götürdü.Emniyetin yaptığı teknik araştırmada, bu günlüklerin Özden Örnek'in bilgisayarından çıktığı kesinleşmiştir. Ancak, Örnek günlüklerin kendisine ait olmadığını iddia etmektedir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ise verdiği bir demeçte darbe teşebbüsleri hakkında "Ne var ne de yok derim" açıklamasını yapmıştır. Dönemin 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon ise günlükler için "Kamuoyunda darbe günlükleri olarak bilinen günlüklerde benimle ilgili kısımlarda herhangi bir yanlışlık görmediğim için bu konuda tekzip yapma ihtiyacı hissetmedim. Çünkü herhangi bir şekilde kişilik haklarım zedelenmemişti." yorumunda bulunmuştur.
Ergenekon örgütü - Darbe teşebbüsleri ilişkisi
1 Temmuz 2008 Ergenekon Operasyonu
1 Temmuz 2008 tarihli Ergenekon Operasyonuyla birlikte darbe iddiaları tekrar ülkenin gündemine geldi. Bazı çevreler tarafından operasyon kapsamında tutuklanan Şener Eruygur'un gözaltına alınma nedeninin darbe teşebbüsleri olduğunu iddia edildi. Ancak 14 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, yaptığı basın açıklamasında darbe günlüklerinin iddianamede yer almadığını belirtmiştir.Üçüncü darbe planı iddiası: Eldiven
7 Temmuz 2008 tarihinde Taraf gazetesi manşetten verdiği haberde 1 Temmuz'da gözaltına alınan Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur'un evrak çantasında Sarıkız ve Ayışığı'nın dışında Eldiven adlı bir darbe planına dair belgeler bulunduğunu duyurdu. [1][2] [3] [4][5][6] Powerpoint dosyası şeklindeki sunumun en dikkat çeken yanı Nokta dergisinin yayınladığı Sarıkız ve Ayışığı planları için hazırlanan şemaların aksine hiçbir şifre ve kod kullanılmaması ve kişi isimlerinin açıkça yazılmasıydı.Eldiven darbesinin şemasına göre planın aşamaları şöyle:
- 1. Dahili Mutabakatın sağlanması
- 2. Cumhurbaşkanlığı mutabakatının sağlanması
- 3. Yıpratma
- 4. Hazırlık ve Geçiş
- 5. TSK Türk Halkı Projesi
İlgili
- 27 Nisan Muhtırası
- 12 Eylül Darbesi
- 28 şubat
- Postmodern Darbe
- Ergenekon Davası
- Ergenekon Örgütü
- Derin Devlet
- Gladio
- Türk Silahlı Kuvvetleri
Kaynak:Vikipedi