Salt
1. anlamı Yalnız, sadece, tek, sırf:"Sanat adına konuşmakta kendinde hak gören, her konuştuğunu da salt doğrudur diye karşısındakine kabullendirmek isteyen kimseler sardı etrafımızı."- N. Cumalı. İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak. İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı.2. anlamı deniz kurdu, kdili; tuz katmak, tuzlamak, tuzda muhafaza etsalt a mine bir; tuzlu; hoş söz, nükte; maden tuzu, s, i, sodyum kloruru, tuz; tuzluk; çoğ mushil tuzu; tat, lezzet; bir asit ile bir bazdan meydana gelen tuz.
3. anlamı tuz. tuzluk. tat. tat tuz. çeşni. heyecan verici şey. ilginç şey. tuz koymak. tuzlamak. tuzlayarak saklamak. heyecan katmak. ilginçleştirmek. renklendirmek. tuzlu. tuzlanmış.