Akçaabat'ta doğmuş (1908), ilköğrenimi Kütahya'da ortaöğrenimini Trabzon'da yapmıştır. Yüksek öğrenimi ise Atatürk'ün yurt dışına görderdiği ilk kafileyle gittiği Fransa'da Dijon, Lyon ve Paris üniversitelerinde dil, edebiyat ve estetik okuyarak tamamlamıştır (1928 - 1932). Yurda dönünce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Fransız Dil ve Edebiyatı Doçenti olmuştur (1933 - 1939). Daha sonra Ankara'da Maarif Müfettişliği ve Talim Terbiye Kurulu üyeliği yapmıştır. Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nde Kültür tarihi dersleri vermiştir (1943 - 1947). Bu arada Tercüme Bürosu'nda çalışmıştır (1939 - 1947). İkinci kez Paris'e gitmiş (1947 - 1948), dönüşünde İstanbul Üniversitesi Fransız Dili Bölümü'nde Karşılaştırmalı Türk - Fransız Edebiyatı (1950 - 1960), Teknik Üniversite'de ve Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu'nda Sanat Tarihi (1951 - 1958) dersleri okutmuştur, 27 Mayıs 1960 Müdahalesi'nden sonra 147'le içinde iade edildiği görevlerinden yalnızca Teknik Üniversite'deki öğretim üyeliğini kabul etmiştir.
Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol'a birlikte Babeuf'ta çevirdiği Devrim Yazıları (1963) adlı kitap dolayısıyla Ceza Yasa'nın 142'nci maddesine uymamakla suçlanarak mahkemeye verilmiş, beraat etmiştir (1966). Eyüboğlu 12 Mart darbesinden sonra da Sıkıyönetim Komutanlığı'nca gizli örgüt kurmak suçuyla Vedat Günyol ve Azra Erhat'la birlikte tutuklanmış, davada beraat etmişlerdi. Eyüboğlu, 13 Ocak 1973'te İstanbul'da ölmüştür. Sabahattin Eyüboğlu M.A. Cimcoz'la birlikte yaptığı Eflatun'un Devlet çevirisi ile Türk Dili Kurumu Çeviri ödülünü (1959), Mavi ve Kara adlı deneme kitabı ile de Ataç Armağanı'nı kazanmıştır (1960).
Yazın yaşamı
Eyüboğlu 1930'lardan itibaren yazmaya başlamış, Hakimiyet-i Milliye, Tan, Kültür Haftası, İnsan Varlık gibi gazete ve dergilerde yayımladığı ilk yazılarında çağdaş yazın, sanatın ulaştığı aşamayı değerlendirmiş, bugünle dün arasında kurulabilecek bağlantı noktalarını aramıştır. Eyüboğlu, yazın sorunlarından sanata tarihi sorunlarına uzanan geniş bir alan üzerinde ürün vermiş, arada kısa metrajlı filmler ve bugün bile aşılamamış çeviriler yapmıştır.
Eyüboğlu, yurda döndüğü tarihten ölümüne kadar geçen süre içinde, düşünce yaşamının önemli bir adı olmuş, deyim yerindeyse, Türkiye'nin kültürel odaklarından biri haline gelmiştir. Yazarın çevresinden olduğunu söyleyen Azra Erhat, bu üretken yazın ve düşün adamı için şunları yazmaktadır. "Görme ve düşünme gücünü bir projektör gibi yaşam alanlarının ve insan etkinliklerinin üzerinde gezdirerek, birçoğunu en güncel durumları, sorunları ile aydınlatmış, bulgularını da canlı eyleme dönüştürerek kendisi ve çevresi için yaratıcılık yolları açmağa uğramıştır".
Yaşamı boyunca durmadan üreten, imzalı - imzasız, ortaklaşa yüzlerce yazı yayımlayan, kitaplar yazan, çeviriler yapan Eyüboğlu'nun yazılarının dört tarih dönemine ayrılabileceğini belirtmektedir. Erhat:
1 - 1933'ten 1939 sonuna dek uzanan İstanbul dönemi yazıları,
2 - 1940 - 1947 Ankara dönemi yazıları,
3 - 1947 - 1952 Paris Mektupları, Yaprak dergisi ve Maya Galerisi ile ilgili yazın ve sanat yazıları,
4 - 1957 - 1973 dönemi yazı ve çevirileri.
Yapıtları
Deneme - İnceleme:
Avrupa Resminde Gerçeklik Duygusu (1952 M.Ş. İpşiroğlu ile), Fatih Albümüne Bakış (1952 M.Ş. İpşiroğlu ile), Mavi ve Kara (1961), Yunus Emre'ye Selam (1966), Yunus Emre (1971), Sanat üzerine Denemeler (1974), Pir Sultan Abdal (1977), Köy Enstitüleri üzerine (1979),
Çeviri:
Fransa üzerine Deneme (1953 - E.R. Curtius'tan), Devlet (1959), Şiir Çevirileri (1976), vb.
Film:
Anadolu Ormanları (1956), Siyah Kalem (1957), Karanlıkta Renkler (1957), Nemrut Dağı Tanrıları (1957), Hitit Güneşi (1957), Göreme (1959), Surname (1959) vb.