ORİJİNALLER
Reprodüksiyon fotoğrafçısının kamera, agrandizör veya kontakt şasede çekim yaptığı esas fotoğrafa "Orijinal" denir.
Bu fotoğraf, Yarım ton-Tire, Tek renkli-Çok renkli, Opak-Şeffaf, Negatif-Pozitif olabilir.
Orijinaller mutlaka çift boyutlu olmalıdır, yani eni ve boyu olmalı fakat derinliği olmamalıdır. Derinliği olan eşyalar söz konusu olursa bunların fotoğrafı çekilir ve "Orijinal" olarak kullanılır.
Tire orijinaller : Tire orijinaller çizgi, yazı, düz alan veya geometrik şekillerden oluşur. Bunlar yalnızca tam kapalı (Siyah veya renkli) ve tam açık (Beyaz veya şeffaf) olmak üzere iki tondan oluşurlar. El yazıları, dizgi yazıları tahta veya linol oymaları, gravürler ve benzeri çizimler bu sınıfa dahildirler.
Yarım ton orijinaller : Siyah, koyu bir renkten beyaza kadar çok çeşitli renk ve gri tonların yer aldığı orijinallere yarım ton orijinal denir. Kara kalem veya yağlı boya çalışması, suluboya, yağlı boya tablolar, siyah beyaz veya renkli fotoğraflar gibi üzerinde çeşitli tonlar bulunan orijinaller bu sınıfa dahildir.
Kaba tramlı fotoğrafları (gazete kupürleri gibi) doğrudan doğruya veya tram kullanmadan çekebiliriz. Bu durumda elimizdeki orijinallere tire orijinal diyebiliriz. Fotoğraf ince tramlı ise, onu çekerken tram kullanmamız gerekir. Bu durumda çekimi yapılacak olan ince tramlı orijinali yarım ton orijinal olarak kabul etmek gerekir.
Ayrıca hangi teknik ve malzemeden yararlanılacağı ancak Orijinallerin değerlendirilmesi sonunda belirlenir. Sert bir orijinal için başka, yumuşak orijinal için başka film veya banyo kullanılır. Örneğin sararmış bir fotoğraf için, maviye duyarlı film kullanılmaz. Orijinal, koyu tonlu ise pozu arttırmak gerekir. Orijinalin kontrastlık farkı yüksekse, yani en koyu tonu ile en açık tonu arasındaki fark büyükse esas poza ilaveten yardımcı poz verilmesi gerekir.
Orijinaller çoğunlukla aynı ebatta kullanılmazlar. Küçültüp büyültülürler. Ancak çok büyültmelerde netlik kaybı olur ve resim grenli olur. Çok küçültmelerde ise ayrıntılar kaybolur. Özellikle ince tire çizgiler kaybolur ve kırılır. Bunları dikkate alarak orijinallerin boyutlarını ona göre hesaplamak ve hazırlamak gerekir. Orijinallerin büyültme ve küçültme ölçüleri (%) ile belirtilir. İki kere büyüme % 200, yarı yarıya küçültme ise % 50 olarak belirtilir. Resmin eni yüzde kaç değişirse, boyu da aynı yüzde oranında değişir. Bir resmin eni % 50 küçültülürken, boyu aynı kalmaz veya % 25 küçülmez. Orantı, daima her iki boyut için aynı kalır.
Bulanık (Flu), çarpık, lekeli resimleri reprodüksiyon için kullanmamak gerekir. Bunları rötüşle düzeltmeye çalışmak hem çok zaman alır, hem de baskı sonucu hayal kırıklığı yaratır.
Siyah-beyaz fotoğraflar mat karta basılır ise ayrıntılar iyi belirmez ve parlak kartlar parlama yapabilir. Bunu önlemek için direkt ışık kullanılır veya üzeri vazelinlenir.
Ayrıca renkli dia pozitiflerin kontrastlığı yeterli olmalı ve renk sapmaları olmamalıdır. Dia pozitifler su lekeli veya kirli ise, çekimden önce temiz su ile yıkanıp kurutularak temizlenmelidirler.
İpek karta basılmış fotoğraflar kesinlikle reprodüksiyona uygun değildir.
REPRODÜKSİYON CİHAZLARI
Reprodüksiyon cihazlarının matbaacılıktaki yeri çok önemlidir. Çünkü her baskı sisteminin bir reprodüksiyon atölyesine ihtiyacı vardır.
Reprodüksiyon cihazlarını şu şekilde sıralayabiliriz :
1) ÇEKİM CİHAZLARI
Reprodüksiyon atölyesine gelen her türlü opak veya şeffaf orijinaller, tire tramlı veya yarım ton olarak çekim cihazlarında çekilir. Bu cihazlar, kamera, agrandizör, kontakt kopya şaseleri, veya elektronik scanner cihazları olabilir.
a) Kameralar : Reprodüksiyon kameraları bilinen amatör fotoğraf makinelerine benzerler. Fakat en belirgin farklılıkları repro kameralarının daha büyük olmalarıdır. Diğer bir farklılık ise, repro kameralarının çift boyutlu orijinallerden resim çekmeleridir. Reprodüksiyon kameraları 1930'lu yıllara kadar tahtadan yapılırdı. Bu kameralar halen bazı klişe hanelerde kullanılmakla birlikte, yerlerini büyük ölçüde modern kameralara bırakmışlardır.
Kamera parçaları Orijinal şasesi : Çerçeve şeklinde bir dökümdür ve alt tablası vakum lastiği ile kaplıdır. Çerçeve içinde kristal cam bulunur. Çekimi yapılacak orijinal, lastikle cam arasına sıkıştırılır ve mevcut hava vakum motoru vasıtasıyla tahliye edilir. Böylece orijinalin, vakum lastiği ile kristal cam arasında düz durması sağlanmış olur.
Işıklandırma tertibatı : Orijinalin aydınlatılması için eskiden ark kömüründen yararlanılırdı. Ark ışığı gün ışığına yakın 5-6 bin Kelvinlik ışık vermekle birlikte yanan kömürler araları açıldıkça ışık kalitesi bozulur. Bu yüzden ark yerine ark ışığı kalitesinde ışık veren Xenon (Ksenon) ışık tercih edilmektedir.
Körük : Objektif ile filmin bulunduğu şase arasındaki irtibatı körük sağlar. Körüğün kesinlikle ışık kaçırmaması gerekir. Körük ışık kaçırırsa çekilen resim detaysız ve dolayısıyla bozuk olur.
Görüntü Camı : Resim görüntüsünün net olarak sağlandığı, karanlık odada bulunan kamera bölümüdür. "Buzlu cam" veya "mat cam" da denir. Resim netleştirilmesi ve ölçüsünün tespiti için kullanılır.
Cam tram tertibatı : Basit kamera modellerinde cam tram, fotoğrafçı tarafından yerleştirilir. Modern ve elektronik kumandalı kameralarda ise cam tram, ilgili düğmeye basmakla görüntü alanına gelir. Kullanıldıktan sonra yine düğmeye basılarak yerine gönderilir.
Sehpa : Kamerayı taşımak için kullanılır. Üzerinde dişli bant vardır. Bu dişli bant üzerinde orijinal şasesi ve körük, ileri geri hareket ederek resim büyültülür veya küçültülür. Kameranın küçültme kapasitesi kullanılan objektifin odak uzaklığı ile birlikte, bir ölçüde sehpanın uzunluğuna bağlıdır.
Objektifler : Her kamerada mutlaka bir veya daha fazla objektif bulunur. Objektifler, orijinalden gelen ışınlan toplar ve film yüzeyine net olarak düşmelerini sağlarlar. Resmi büyültüp küçültürler.
Vakumlu şase : Üzerinde hava delikleri bulunan metal bir plakadır. Üzerine film yerleştirilir. Film vakum şasesinde şase üstünde durur.
Kumanda tablosu : Vakumlu şasenin alt bölmesi üzerinde bir dizi halinde bulunur. Modern elektronik kameralarda ise kumanda tablosu, ayrı bir ünite olarak yekpare bir dolap içinde kameranın vakumlu şasesine yakın bir yerde durur. Netleştirme, ebat ayarlama, pozlandırma, diyafram ayarı gibi işlemler yapan kumanda elemanları bu kutu üzerinde yer alır.
Kameraları yatay (Horizontal), dikey (Vertical) ve üniversal (Karanlık oda kamerası) olmak üzere üçe ayırabiliriz :
Yatay kameralarda orijinal şasesi, objektif, körük ve görüntü camı peş peşe ve yatay olarak dizilmiştir. Görüntüyü oluşturan ışın, yatay olarak hareket eder. Yatay kameraların, karanlık oda tipleri artık imal edilmemektedir. Çoğunlukla orijinal şasesi, objektifi ve körüğü aydınlık odada, diğer kısımları karanlık odada bulunan tipleri olduğu gibi, tamamı aydınlık odada bulunan yatay kameralar da vardır. Aydınlık oda kameralarının vakumlu şase bölümü tamamen kapalıdır. Yatay kameralar, diğer kamera çeşitlerine göre daha fazla büyültme ve küçültme kapasitesine sahiptir. Orijinal ve film şasesi diğer kamera tiplerine oranla çok daha büyük olabilir.
Dikey kameraların parçaları yatay kameralarla aynıdır. Fakat orijinal şasesi yukarı aşağı, yani dikey olarak hareket eder. Ayrıca objektifi sabittir ve yatay kameralarda olduğu gibi hareket etmez. Resim büyültürken, orijinal şasesi objektife doğru yaklaşır. Küçültmelerde ise objektiften uzaklaşır. Orijinali aydınlatan ışık kaynakları, orijinal şasesinin üzerinde bulunur.
Üniversal kameralar kontakt kopya şasesine benzeyen, kutu biçiminde, tamamı karanlık odada bulunan kameralardır. Orijinal ve film şaseleri ortalama 50x60 cm civarındadır. Genellikle siyah-beyaz resimler için imal edilmişlerdir. Üniversal kameraların en önemli avantajları, küçük olup az yer kaplamaları, kolay kullanılmaları ve seri iş yapmalarıdır.
b) Agrandizör : Agrandizör, kelime olarak, "Büyülten" anlamına gelir. Kameralara oranla daha çok büyültme imkanına sahiptirler. Cinslerine göre 10-20 kat büyültme yapabilirler. Bazıları ise yarı yarıya veya 1/4 oranında küçültme imkanına sahiptir.
Agrandizörler, aslında amatör kameraları ile çekilen negatiflerden kağıda fotoğraf baskısı yapmak için yapılmıştır. Fakat şeffaf negatif veya dia pozitiflerden çekim yapmak için de kullanılmaktadırlar.
Genellikle kameralarda çekilen opak orijinaller, özel ışık tertibatlı agrandizörler tarafından da çekilebilir. Bu durumda film şasesine Dia pozitif veya negatif, orijinal şasesine ise ham film konur. Agrandizörlerin orijinal şaseleri kameralara oranla bir hayli küçüktür. Bu yüzden agrandizörlerde opak çalışma pek verimli olmaz.
Agrandizörler dikey çalışır. Işık kaynağı, körük, objektif ve film şasesi yukarıdan aşağı doğru peş peşe dizilir. Cihaz bir sehpa üzerinde durur. Kumanda tablosu makine üstünde veya ayrı bir kutu üstünde yerleşik olarak bulunabilir.
Otomatik olarak çalışan agrandizörler dia pozitiften, direkt olarak renklere ayrılmış tramlı negatifler hazırlayabilirler.
c) Kontakt kopya şasesi : Bu cihazlar genellikle 1:1 ölçüsünde çalışırlar. Kutu veya dolap görünümündedirler ve içte, yere yakın kısımda ışık kaynağı bulunur. Üstte kristal cam vardır. Cam üzerine yerleştirilen şeffaf orijinal (Dia pozitif veya negatif) ve ham film üst üste çakıştırılır. Pozlandırma cam ile lastik arasındaki hava boşaltılarak vakum altında yapılır.
Kontakt kopya şasesinin görevleri 1) Yarım ton negatiften pozitif veya pozitiften negatif kopya yapımı
2) Yarım ton negatiften kontakt tram ile tramlı pozitif yapımı
3) Çeşitli maske kopyaları
4) 1:1 ölçüsünde renk ayırımı çalışmaları (Dia pozitiften)
5) Çeşitli kağıt kopyaları
6) Teksir kopyaları
7) Kalıp veya pigment kağıdı kopyaları
İyi bir kontakt kopya cihazında bulunması gereken parçalar 1) Vakum tertibatı ve göstergesi
2) Hassas poz saati
3) Asgari 100 vatlık kademesiz ayarlı bir döner nokta ışığı
4) Yaygın ışık için kademesiz ayarlı opal lambalar
5) Kırmızı ve yeşil emniyet ışıkları
6) Nokta ışığını üst camın her yerine eşit dağıtan ince kenarlı mercek
7) Kristal üst cam
8) Otomatik olarak dönen filtre diski
9) Nokta ışığı obtüratörü(Perdesi)
d) Renk ayırma cihazları : Ara tonlu ve çok renkli imgelerin reprodüksiyonundaki ilk basamak, renk ayrımıdır. Terimden de anlaşılacağı gibi, renk ayırımı; imgeyi sarı, magenta, cyan ve siyah olmak üzere dört standart renge bölme işlemidir. Renk ayrımı işleminde iki yöntemden yararlanılmaktadır :
1) Fotografik renk ayırımı
Fotografik renk ayrımında kamera, agrandizör ya da kontakt pozlandırıcılardan yararlanılır. Bu işlem sırasında imge, özel filtrelerle dört kez filme alınır. Böylelikle, her bir basılacak imge üzerindeki renkleri taşıyan dört adet negatif film elde edilmiş olur. Mavi filtre sarı kalıbın, yeşil filtre magenta kalıbın, kırmızı filtre cyan kalıbın ve modifike filtre ise siyah kalıbın hazırlanmasında kullanılır. Dört renkli baskı tekniği yarım ton reprodüksiyon ilkelerine dayandığından, baskı kalıplarının hazırlanabilmesi için bütün renk ayrımı filmlerinin tramlanması gerekir. Tram noktacıklarının baskı sırasında üst üste gelmelerini önlemek için dört negatif filmin her biri değişik açılarda tramlanır. Genellikle her renk arasında 30 derecelik bir açı farkı bırakılır. Tramların en alt düzeyde algılandığı açı, 45 derecelik açıdır ve bu nedenle de en koyu renk tonu için (siyah) kullanılır. 90 derecelik açı ise tramların en çabuk fark edildiği açıdır. Bu nedenle 90 derecelik açı, en açık renk olan, sarı için tercih edilir.
İki renkli baskı (Duotone) tekniğinde ise siyah kalıp 45 derecelik bir açıda tramlanırken, ikinci renk 75 derecelik bir açıda tramlanmalıdır. Baskıda üç renk kullanıldığında; siyahın 45, ikinci rengin 75 ve üçüncü rengin de 105 derecelik bir açıyla tramlanması gerekir.
Dört renkli baskı tekniğinde 4 renk için kullanılan tram açıları :
Siyah : 45° 45° 15°
Magenta : 75° 15° 75°
Sarı : 90° 90° 90°
Cyan : 15° 75° 45°
Çok renkli baskılarda her renk kalıbı farklı ve belirli açılarla tramlanmalıdır. Tramlama sırasında yanlış açılar kullanıldığında, baskı yüzeyinde istenmeyen doku ve motifler oluşur. Bu dokulara moire (muare) adı verilmektedir.
Renk ayrımı işleminden sonra reprodüksiyon boyutunda yapılacak herhangi bir değişiklik, renk ayırımı ve tramlama işleminin tekrarlanmasını gerektirir. Çünkü tramlanmış bir negatifin büyütülmesi ya da küçültülmesi, tram noktacıklarının görsel kalitesini olumsuz yönde etkiler.
2) Elektronik renk ayırımı
Fotografik renk ayırımı yöntemi, günümüzde yerini elektronik tarayıcılara (scanner) bırakmıştır. Elektronik tarayıcı; imgedeki renkleri "okuyarak" elde ettiği bilgileri, isteğe göre tramlanmış ya da tramlanmamış pozitif ya da negatif filmler üzerine otomatik olarak pozlandırır. Bazı tarayıcılar, görüntünün fonunda kullanılacak tramları film yüzeyine bir defada otomatik olarak yerleştirebilmektedir. Elektronik tarayıcının en önemli üstünlüklerinden biri; elle yapılan renk düzeltme işlemini ortadan kaldırması ve renk düzeltme işlemlerini otomatik ayarlamalarla kendi içinde yapabilmesidir.
Renk ayırımı, ilgili bir tuşa basmakla negatif veya pozitif olarak hazırlanır. Renk ayırımına başlanınca orijinal ve film silindirleri senkron, yani aynı devirde ve uyum içinde dönmeye başlar. Orijinalden geçen ışınlar elektrik sinyaline dönüşür ve hassas filmin bulunduğu silindir üzerindeki pozlandırma lambasına ulaşır. Bu sinyallerin yoğunluğu renk ayırımının pozitif veya negatif oluşuna göre değişir. Pozlandırma lambası (Diğer adı ile yazıcı lamba) gelen sinyale göre hassas filmi pozlandırır. Yazıcı lambalar hassas filmin her santimine çizgi pozlandırırlar. Pozlanan film yarım ton ise ve mesela agrandizörde çok büyütülürse pozlandırma çizgileri gözle veya lüple görülebilir. Tramlı pozlandırmalarda bu çizgiler belli olmaz."Scanner" tabir edilen elektronik renk ayırım cihazlarında kullanılan filmler özel filmlerdir. Bu filmlerin başlıca özelliği, çok kısa sürede verilen ışıktan etkilenmesidir. Yani bu filmler hassastır. Ayrıca scanner yarım ton filmlerinin çok ince grenli olmaları gerekir.
Scanner cihazları tam elektroniktirler ve mikro işlemcilerle kumanda edilirler. Birçok scanner cihazı, özellikle yeni modeller, resim kenarlarını boşaltır. İstenirse kenarlara düz tram pozlandırılabilir. Bazı modeller ise çeşitli orijinalleri, yazılarla birlikte birbiri içine geçirerek montajlı renk ayırımı da yapmaktadır.
Opak orijinallerin renk ayırımı ise kamerada yapılır. Dia pozitiflerin (Renkli şeffaf orijinaller) renk ayırımı kontakt şase veya agrandizörlerle yapılır. Renk ayrımı işleminde çalışma sırası şöyledir :
1) Orijinallerin yanına gri skala ve renk skalası monte edilir ve dört kenarına rehber konur.
2) Ön hazırlığı tamamlanan orijinal, ilgili cihazın şasesine yerleştirilir. Çalışma kamera veya agrandizörde yapılıyorsa çekim ayarı yapılır. Maske çekilir. Maske, gümüş maske yani siyah-beyaz ise normal yarım ton banyoda banyo edilir. Renkli maskeler özel banyolarla banyo edilir. Bu maskenin başlıca iki görevi vardır :
a) Orijinali renklerini ayırmaya elverişli değerlere indirmek.
b) Orijinalin ton değerini tramlamaya elverişli değerlere indirmek.
Normal olarak orijinallerin kontrastlığı, tramların noktalama kapasitelerinin çok üstündedir. Maskeler bu kontrastlığı azaltırlar.
3) Orijinal, dia pozitif ise maske orijinale monte edilir. Opak ise maske vakumlu şasede orijinal görüntüsü ile çakıştırılır. Bunun için delikli pim tertibatından yararlanılır.
4) Yarım ton pankromatik renk ayırım filmlerine ekran kullanarak maskeli orijinalden renk ayırımı yapılır. Kırmızı ekran (Filtre) ile mavi renk ayırımı, yeşil ekranla magenta renk ayırımı, mor ekranla ise sarı renk ayırımı yapılır. Siyah renk ayırımı için üç ekranla ayrı ayrı fakat aynı film üzerine poz verilir. Banyo normal yarım ton ve lith banyodur. Eğer renk ayırımı direkt tramlama şeklinde yapılıyorsa belirtilen ekranlar ile maskeli orijinalden pankromatik Lith filme gri tramla direkt pozlandırma yapılır.
5) Yarım ton negatif renk ayırım filmleri magenta tramlarla Lith filme tramlanarak, tramlı pozitif filmler elde edilmiş olur.
- Renk ayırım çalışması ofset içinse; gerekli görülen kısımlar rötuş edilip kalıp atölyesine gönderilir.
- Renk ayırım çalışması tipo baskı sistemi için yapılıyorsa; tramlı pozitiflerden kontakt yolu ile negatif alınır.
- Renk ayırım çalışması yarım ton tifdruk sistemi için yapılıyorsa; negatiflerden kontakt yolu ile pozitif alınır.
2) BANYO MAKİNESİ
Kamera, agrandizör, kontakt kopya şasesi ve scanner resmin çekimi için gereklidir. Ancak resim çekmekle iş bitmiş sayılmaz. Çekilen resim banyo edilmeden bir değeri yoktur. Banyo, küvet teşkilatında veya basit bir küvet içinde yapılabilir. Ancak tekrarlanabilir kaliteye ulaşabilmek için otomatik banyo makinelerine ihtiyaç vardır. Bunlar Lith (Tire), yarım ton, kontakt veya foto dizgi filmleri için ayrı özelliklere sahip makinelerdir.
Otomatik banyo makineleri, pozlandırılmış fotografik film veya kağıtları kuru olarak alırlar, sırayla banyo, tespit ve su tanklarından geçirirler ve kurutarak dışarı çıkarırlar.
Makinenin çalışma hızı, gelişmiş modellerde değişebilir. Fakat filmin hareket hızı, banyo ve fikser aktiviteleri, banyo sıcaklığı daima sabit kalmalıdır. Çünkü filmin oluşumu küvet banyosunda olduğu gibi gözle takip edilemez.
Banyonun ve fikserin aktivitesi, kullanıldıkça daha fazla, kullanılmadığı zaman da hava oksidasyonundan dolayı gücünü kaybeder. Güç kaybının önlenmesi "Replenisher" (Kuvvetlendirici) pompalanmakla mümkündür. Otomatik banyo makineleri, banyo edilen filmlerin siyahlık yüzdelerine göre belli miktarlarda kuvvetlendiriciyi makinenin banyo tankına boşaltırlar. Bu yüzdenin sağlıklı bir şekilde tespit edilmesi için makinenin çıkış kısmında film siyahlığını ölçen flüoresan tipi özel bir lamba bulunur. Buna "Scanner lambası" denir. Bu lambadan, film siyahlığı paralelinde replenisher elektronik hafızasına, elektronik sinyalleri şeklinde, bilgi gönderilir. Hafıza, replenisheri banyo tankına pompalar.
Otomatik banyo makineleri küvette banyo yapmaya oranla daha süratli ve temiz sonuç verir. Buradan filmler kurutulmuş olarak çıkar.
Replenisher karıştıran mikserler, Lith (Tire) banyo için kullanılırlar. Du Pont - Blender, Agfa - Gevaert - GEVAMIX ve Fuji FG - Controller gibi mikserler, konsantre banyoyu gereken zamanda ve gereken miktar su ile karıştırıp otomatik banyo makinesine gönderirler. Bu cihazlar makinenin hemen yanında bulunurlar. Banyonun konsantre halindeki kuvvetlendiricisi kullanım anında sulandırılırsa daha taze kalır. Banyo ve kuvvetlendiriciler sulandırılmış durumda uzun süre bekletilemezler, çabuk bozulurlar, çünkü sulandırılma için kullanılan suyun oksijeni kimyevi çözeltiyi okside eder.
Replenisher karıştıran mikserler, otomatik banyo makinesinin çalışmadığı zamanı, zaman saati ile hesaplar ve belli aralıklarla banyo oksidasyonu önleyici Antioksit kimyevi çözeltisini boşaltırlar. Böylece otomatik banyo makinesindeki banyo daima taze kalır.
Yarım ton banyo makineleri
Genellikle yarım ton tifdruk reprodüksiyon atölyelerinde kullanılmakla birlikte bu makineler Lith makinelerine oranla daha az problemlidirler. Ancak yarım ton banyo makinesinde, Lith filmler kaliteli olarak banyo edilemezler.
Yarım ton makinelerde kuvvetlendirici mikseri kullanılmaz.Yarımton kuvvetlendirici, Lith kuvvetlendiriciye oranla çok daha dayanıklı olduğu için miksere gerek yoktur.
Rapid access banyo makineleri
Rapid access, hızlı çalışan banyo makineleri için kullanılan bir terimdir. Makine, kısa süre içinde kontakt veya dizgi filmlerini kuru olarak dışarı çıkarır. Bu makineler Lith ve yarım ton filmler için uygun değildir.
Rapid access banyo makinelerinde özel, ısıya dayanıklı çabuk çalışan çok aktif banyolar ve kuvvetlendiriciler kullanılır.
Termostatlı küvet teşkilatı
Otomatik banyo makinesi bulunmayan atölyeler tarafından filmin banyo edilmesi için kullanılır. Alt bölümleri dolap biçimindedir. Üst bölümleri PVC cinsinden bir malzeme ile ve su geçirmez özellikte yapılır. Banyo, fiksaj ve su küveti yan yana bir bütün teşkil eder. Banyo küveti termostatlıdır. içindeki su bir devridaim sistemi tarafından devir ettirilerek daima aynı sıcaklıkta tutulur. Bu belli sıcaklıktaki su içine yerleştirilen film küvetine banyo koyulur. Onun ısısı da sürekli sabit kalır. Termostatlı küvet şeffaftır. Alt kısma kırmızı ve yeşil ışık konmuştur. Banyo anında bu ışıklardan gerekli olanı yakılarak banyo edilmekte olan filmler göz ile veya lüple kontrol edilir.3) YARDIMCI ARAÇ VE GEREÇLER
Densitometre, kurutma dolapları, rötuş masaları, programlama cihazları ve tramlar reprodüksiyon atölyelerinde kullanılan yardımcı araç ve gereçlerdir.
Densitometreler : Orijinal yoğunluklarını ölçmeye yarayan cihazlardır. Densitometrelerin modern reprodüksiyon atölyelerindeki önemi büyüktür. Çünkü resim çekiminde poz süresinin tespiti eskiden olduğu gibi fotoğrafçının tecrübesinden çok, hesaplamaya dayanmaktadır. Resimlerin ton değerlerinin doğru saptanması için densitometre değerlerinin bilinmesi gerekir.
Opak, yani ışık geçirmeyen orijinallerin yoğunluk derecesini ölçüp değerini logaritmik sayılarla belirtenlere opak densitometre denir. Bunların basılmış işleri ölçen modelleri de vardır. Opak densitometrelerin ölçme gözü önce saf beyaza göre kalibre edilir. Sonra resmin ölçülmesi istenen bölümüne yerleştirilir ve resmin üzerine düşen ışınların yansıma miktarı elektronik olarak hesaplanır.
Dia pozitif veya negatif filmler gibi ışığı geçiren nitelikteki malzemelerin yoğunluğunu ölçen ve ölçü birimlerini logaritmik değerler ile ifade eden densitometrelerde vardır. Bu densitometrelerin gelişmiş modellerinde kırmızı, yeşil ve mor ekran bulunur ve renkli dia pozitiflerin renk tonları da ölçülebilir. Ölçmeden önce ölçü gözü sıfırlanır ve kalibre edilir. Ölçü gözü asgari 3 mm. çapında genişletilebilen densitometrelerle tramlı filmlerin tram büyüklükleri de tespit edilebilir. Bu ölçmede densitometreler siyah noktalarla şeffaf noktaların oranını kıyaslayarak çalışır ve sonucu % birimi ile ifade eder.
Kurutma Dolapları : Filmlerin zarar görmeden kurutulması için kullanılırlar.
Retuş Masaları : Gerekli film düzeltmeleri için bu masalar kullanılır.
Programlama Cihazları : Kamera, Agrandizör ve kontakt şaselere takılarak kullanılırlar. Bunların başlıca görevi, fotometreleri ile film şasesine düşen görüntü ışığını ölçmek ve ışığın kuvvetine göre filtre ile yarım ton veya tramlama filmine uygun pozu vermektir.
TRAMLAR
Tek renkli baskıda ara tonlar elde etmek için tramlardan yararlanılır. Tramlar, basılı malzemelere yakından bakıldığında ayırt edilebilen küçük noktacıklardır.
Tramın temel işlevi; ara tonlu görsel unsurları, binlerce küçük noktacığın meydana getirdiği çizgisel (tire) görüntülere dönüştürmeleridir. Bu küçük noktacıkların seyrekleşip-sıklaşmasıyla optik olarak ara ton etkisi sağlanır.
Baskı teknolojisinde kullanılan tramlar iki grupta toplanırlar :
1) Cam Tramlar : Klasik cam tramların üzerinde düz çizgilerden oluşan ızgaraya benzer bir doku bulunur. Bu tramlar, kamera objektifi ile filmin arasına yerleştirilirler.
Gri cam tramlar siyah-beyaz opak fotoğrafların tramlı negatiflerini elde etmek için kullanılır.
Magenta cam tramlar ise yarım ton negatiflerin pozitif tramlanması için kullanılır. Bu tramlar Batı Alman Klimsch fabrikalarının üretimidir.
2) Film Kontakt Tramlar : Birbirlerini dama taşları gibi izleyen noktacıklardan meydana gelen kontakt tramlar, pozlandırma sırasında doğrudan film yüzeyine çakıştırılırlar.
Gri kontakt tramlar hem siyah-beyaz, hem de renkli orijinallerden noktalamaya elverişlidir.
Magenta tramlar ise yalnız siyah-beyaz orijinallerden veya yarım ton negatiflerden pozitif tramlama yapabilirler.
Oluşturdukları noktaların şekillerine göre tramlar :
1) Satranç tahtasındaki gibi kare nokta veren tramlar.
2) Elips şeklinde nokta veren tramlar.
3) Respi tramlar(Normal noktaların arasında, çok küçük noktalar bulunur. Bu noktalar detayı zenginleştirir.)
4) Grafik tramları (Düz, gren, daire çizgisi ve tuğla benzeri desenler veren çoğunlukla grafik etkisi vermek için kullanılan tramlardır)
Ara tonlu görsel unsurların tramlanıp pozlandırılması sonucunda elde edilen filme "yarım-ton negatif film" adı verilir. Tramlanarak basılan bütün görsel unsurlar ise "yarım-tonlu imgeler" olarak adlandırılırlar.
Bütün tramlar, l inch (İngiltere ve Amerika'da kullanılan bir ölçü birimi) aralığında bulunan nokta sayısı ile ölçülür ve sınıflandırılırlar. Bu ölçüye "tram yoğunluğu" adı verilir. Tramlar, nokta sıklığına bağlı olarak farklı yoğunluklarda üretilmektedir. Baskı teknolojisinde en çok kullanılan tramlar kalından inceye doğru; 55, 65, 85, 100, 120, 133, 150, 175 ve 200 nokta/inch yoğunluğunda olanlarıdır. Tram yoğunluğu arttıkça yani noktalar küçülüp sıklaştıkça; yarım-ton imgelerdeki keskinlik ve ton zenginliği de artar. Örneğin, 55 nokta/inch yoğunluğundaki bir tramda inch-kare içine düşen nokta sayısı 3025 iken, 150 nokta/inch yoğunluğundaki bir tramda bu sayı 225.000'e çıkmaktadır.
Ülkemizde ise tramlar santimetre başına düşen nokta sayısı ile ölçülür. Tram yoğunlukları ise; 22, 26, 34, 40, 48, 54 ve 60 nokta/santimetre olarak sıralanırlar.
Tram yoğunluğunu saptamadaki en önemli etken, baskıda kullanılacak kağıdın cinsi ve kalitesidir. Örneğin; iyi cins kuşe kağıda basılan bir dergide 120, 133, 150 nokta/inch yoğunluğunda tramlar kullanılırken, düşük kalitede kağıtlara sulu mürekkeple basılan günlük gazetelerde yer alan yarım ton imgeler en fazla 55 ile 65 nokta/inch yoğunluğunda tramlanabilirler. Tram noktacıkları büyüteçle incelendiğinde, seçilen tram yoğunluğunun baskıda nasıl sonuç verdiği izlenebilir. Alışılmış nokta biçimli tramların yanı sıra değişik görsel efektler yaratmak amacıyla çizgisel, çakıl-taşı ya da kum dokulu, dairesel ve dalgalı tramlar da üretilmektedir.
Yarım tonlu(tramlanmış) imgeler, gerektiğinde fonlarından arındırılarak siluet biçiminde kullanılabilirler. Bu işleme " Dekupaj " adı verilmektedir.
Bir cm'lik bir çizgi üzerindeki tram noktalarının sayısına "Tram çizgi sayısı" denir. Seyrek noktalı tramlar, kaba ve mat yüzeyli kağıtlara, sık çizgili yada noktalı tramlar ise parlak yüzeyli kağıtlara baskı yapılırsa iyi netice alınır.
3. Hamur kağıtlar için 24 - 26 - 30 - 36 'lık
2. Hamur kağıtlar için 40 - 48 'lik
1. Hamur ve parlak kağıtlar için 54 - 60 - 70 'lik tramlar baskı için idealdir.
Kullanılan kağıda uygun olmayan tram, resmin kalitesinin bozulmasına yol açar. Mesela 60'lık tram 3. hamur kağıt için kullanılırsa, küçücük ve birbirine yakın mesafedeki noktalardan kağıda geçen mürekkep kağıt üzerinde yayılır ve baskı çamur gibi olur. Bu örneğin tersi de düşünülebilir. Kuşe kağıda 30'luk tram kullanılırsa, noktalar gözle fark edilir. Resim yerine noktalar görülür, ince detaylar ise kaybolur.
REPRODÜKSİYON FİLMLERİ
Reprodüksiyon atölyesinde kullanılan bütün cihazların asıl görevi, reprodüksiyon için film çekmek veya çekilen filmi kopya etmek, çoğaltmak ve kalıba uygun şekle getirmektir.
Reprodüksiyon filmleri, üzerindeki kimyasal maddeler nedeniyle kağıt ve mürekkebe oranla ışığa çok daha hassastır. Bu sebeple filmler karanlıkta veya hassas olmadıkları renkli ışık altında imal edilir ve kullanılırlar.
Renk Hassasiyetlerine Göre Filmler :
- Işığın her rengine hassas olan filmlere Pankromatik filmler,
- Işığın kırmızı dışındaki renklerine hassas olan filmlere Ortokromatik filmler,
- Işığın yalnız mavi rengine hassas olan filmlere de Blusensitif (maviye hassas) filmler denir.
Kullanım Alanlarına Göre Filmler 1) Tire ve Tramlı filmler : Bunlar, yazı gibi orijinallerden çekim yapmak, kontakt kopya almak ve yarım ton negatiflerden tramla noktalama yapmak için kullanılır ve bu tip filmlerin başlıca özelliği, tam siyah ve tam şeffaf çizgi ve nokta vermesidir.
Siyah - beyaz işler için maviye hassas veya ortokromatik filmler kullanılır. Renkli işler içinse (Tire renkli veya direkt tramlama) pankromatik lith filmler kullanılır.
Tire filmlerin reversal olanları da mevcuttur. Bunlarla çalışırken orijinal pozitif ise yine pozitif, orijinal negatif ise yine negatif sonuç elde edilir. Reversal filmler genellikle kontakt kopya ile çoğaltma yapmak için kullanılmakla birlikte, kamerada direkt çekim filmi olarak kullanılabilecek hassasiyette olanları da vardır.
2) Yarım ton filmler : a) Pankromatik yarım ton filmler
- Maske filmleri : Du pont CSPM 7Agfa-Gevaert V 113 PKodak Pan Masking Film siyah-beyaz maske filmleri, Kodak Trimask ve Agfa Geveart Multimask filmleri ise renkli maske filmleridir.
- Optik reprodüksiyon yarım ton renk ayırım filmleri : Du pont CCHS-7, CCMS-7 ve CCLS-7, Agfa - Geveart P 43 p, P33p ve P23p, Kodak Typ l ve Typ 2 filmleridir.
b) Ortokromatik Yarım ton Filmler : Siyah - beyaz orijinallerden yarım ton negatif çekmek için kullanılır. (Gevatone ortho 023)
3) Maviye Hassas Yarım ton Filmler : Siyah-beyaz orijinallerden yarım ton negatif çekmek, yarım ton negatiflerden özellikle tifdruk için yarım ton pozitif kontakt kopya yapmak için kullanılır. Gevatone N43p, N41p, N31p, Du pont cronar Commercial N, Kodak Commercial Film, Kodalio Film gibi.
4) Kontrastlığı Filtrelerle Değiştirilebilen Yarım ton Filmler : Normal yarım ton filmler, banyonun konsantrasyonu(Yoğunluğu), sıcaklığı ve süresi ile sertleştirilir veya yumuşatılır. Bu filmlerin kontrastlığı ise sarı filtre pozu ile artar, mavi filtre pozu ile azalır. Bu filmler standart ve programlı çalışmaya imkan verir. Du pont CCV film, Gevaert Gevarex Go 210p, Go 230p Typon Rototyp FRV filmleri gibi.
5) Scanner Yarım ton Filmleri : Çok kısa pozdan etkilenen, ince grenli yarım ton filmlerdir. Tifdruk için direkt olarak kullanılabilir. Ofset ve tipo için ise negatif olarak hazırlanır, kamera ve agrandizörde tramlanırlar. Dupont CCSF-7,Agfa-Gevaert Gevascan G 230p, Kodak Ortho Scanner, Typon Rototyp FRS filmleri gibi.
Kopya Edilecek Filmler ve Özellikleri
Kopya edilecek bütün filmler pozlandırma esnasında, yani "Resmin" plakaya transferinde, "Şablon" vazifesini görürler.
Filmde "İş" olan kısımlar, pozlandırmadan, "Açma" ve "Yedirme" banyolarından sonra çözülüp atılacağından, pozlandırma anında ışık geçirmemelidir. Bu nedenle, "İş" olan kısımlar tamamen ışığa karşı kapalı olmalıdır.
Bunun yanı sıra " İş " olmayan kısımlar da cam gibi şeffaf olmalı ve ışığa hassas tabaka pozlandırma esnasında iyice sertleşmelidir. "İş" olmayan kısımlar ne kadar ışığı iyi geçirmeli ise "İş" olan kısımlar da o kadar iyi kapatmalıdır.
Sadece, iyi hazırlanmış filmler, en iyi şekilde plakaya transfer edilirler. Gerçekte de hiçbir kopya tekniği yoktur ki, kötü hazırlanmış filmlerden, en iyi neticeyi alsın.
Kopya edilecek filmleri Negatif ve Pozitif olarak sınıflandırabiliriz. Bunlar, fotoğraf yoluyla, çizim veya basılmış olarak elimize gelir. Şayet hatalara meydan verilmek istenmiyorsa, genellikle bütün filmlerde şart koşulacak durumlar şunlardır :
1 - Film ise mat olan yani pozlandırılmış gümüş tabakanın olması.
2 - Çizim ise çizilen kısmın Kopya tabakası ile kontak halde olması.
Hatalar, parçalanan ışık şuaları tarafından meydana gelir ve bu hatalar en iyi ışık kaynağında dahi olur. Bu parçalanan ışık şuaları gölgelere sebebiyet verir. Bu gölgeler, Negatif kopyada, çizimi veya resmi daha dolgun ve koyu gösterir. Pozitif kopyada ise iş kısımları daha sivrileşir ve aydınlanır yani grileşir. Bu nedenle, çok ince "Çizim" ve "Tramlı" işlerde bilhassa arzu edilmeyen ton farkları meydana gelir. Bu ton farklarının derecesi :
a - Filmin kalınlığına
b - Astralon ve diğer çeşitlerine
c - Plaka üzerindeki emayenin kalınlığına bağlıdır.
Film ile emaye arasındaki taşıyıcı(Astralon ve emaye) ne kadar ince olursa, o kadar az hata olur.
Şayet, filmle (mat olan kısım) ince dökülmüş emaye üst üste getirilirse en iyi kopya işlemi yapılmış olur.
Ofset baskıda, Negatif ve Pozitif filmlere emaye kalınlığını nispeten az tutabilmek için, çok iyi grenlenmiş plakalara ihtiyaç vardır.
1) Negatif Filmler
Bu filmler genellikle "direkt" veya "kontak" kopya yoluyla elde edilen "fotoğraf plakaları" ve "filmler" den ibarettir. Elle yapılan negatiflere çok az rastlanır. Zira bu çeşit negatifler yerine, pozitifleri tercih edilmelidir. Elle yapılan negatifler sadece "kartografi"de düzey gravürü yapılarak elde edilir. Gravür, ışık geçirmeyen tabakası olan cam veya astralon üzerine, özel gravür uçları ile yapılır.
Tramlı Negatifler : Bu filmler direkt olarak tramlanır. Retuşörlere kolaylık olsun diye muhtelif pozlandırmalarla yedirmeye dayanıklı "Noktalar" elde edilir. Bu noktalar, "Zayıflandırma ve Kuvvetlendirme" banyoları ile istenilen büyüklük veya küçüklüğe getirilir.
2) Pozitif Filmler
Pozitif filmlerden "İş" olan kısımların çok iyi şekilde kapalı, diğer kısımlarında tamamen cam gibi şeffaf olması istenir. Pozitif kopya için daima pozitif filmler kullanılır.
Tramlı Pozitifler : Bu filmler kopya için gerekli olan keskin sınırlı ve iyi kapatılmış noktalara sahip olmalıdır. Bunun yanı sıra noktaları iyi kapatılmamış filmlerde vardır. Bu çeşit filmleri, mikroskop ile incelediğimizde noktalar kalemle yapılmış gibidir.
Yazı Pozitifleri : Ofset kopya tekniği için çeşitli şekilde elde edilirler. İnce beyaz kağıtlar üzerine yazı metinleri, temiz şekilde basılır. Bu işler için boya firmalarının "Özel Boyaları" kullanılır. Gaye çok iyi kapatılmış temiz orijinal hazırlamaktır. Kapatıcı siyahlığı elde edebilmek için "Grafit" ve "Bronz Tozu" kullanılır. Bu şekilde hazırlanmış orijinallerden "Yazı Pozitifleri" meydana gelir.
Yazı Makinesi Pozitifleri : En iyi şekilde elektrikli yazı makineleri ile "Özel Kağıtlara" yazılan ve bunlardan elde edilen pozitiflerdir. Bu kağıtlardan ilk önce negatif alınır ve negatiflerden kontak yoluyla pozitifler elde edilir.
Foto Dizgi Pozitifleri : Ofset kopya tekniği için ideal "Yazı Pozitifleri" bu teknikle elde edilir. Çeşitli Foto Dizgi makineleri vardır. Bunlardan Interteyp Fotosetter, Monoteyp, Işık dizgi makinesi, Hadergo ve IBM dizgi makineleri önde gelenlerdendir.
Karakalem ve Mum Kalem Pozitifleri : Şeffaf zemin üzerine kurala uygun şekilde, çizim veya resim yapılır. Daha sonra pozitifi alınır ve kullanılır.