1. anlamı gezinmek, dolaşmak; dağılmak; kurmak uzanmak, menzilini bulmak ayarlamak, yayılmak; meraya salmak, otlatmak; yetişmek, olmak, bulunran; sıralamak, dizmek; tanzim etmek, tertip etmek, düzeltmek; sınıflandırmak. 2. anlamı degişerek. 3. anlamı rangıng. mesafe tayini. tarama kesfi.
Ranging
Ranging İngilizce anlamı ve tanımı
Ranging anlamları
(p. pr. & vb. n.) of Range
Ranging tanım:
Kelime: 2range İşlev:verb Türleri:ranged; rang·ing Kökeni: Middle English, from Middle French ranger, from Old French rengier, from renc, reng line, place, row -- more at RANK transitive senses 1 a : to set in a row or in the proper order b : to place among others in a position or situation c : to assign to a category : CLASSIFY 2 a : to rove over or through b : to sail or pass along 3 : to arrange (an anchor cable) on deck 4 : to graze (livestock) on a range 5 : to determine or give the elevation necessary for (a gun) to propel a projectile to a given distance intransitive senses 1 a : to roam at large or freely b : to move over an area so as to explore it 2 : to take a position 3 a : to correspond in direction or line : ALIGNb : to extend in a particular direction 4 : to have range 5 : to change or differ within limits 6of an organism : to live or occur in or be native to a region 7 : to obtain the range of an object by instrument (as radar or laser)
Ranging
İngilizce Ranging kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. rango; orden, colocamiento; alineación
Ranging
İngilizce Ranging kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. rangement, alignement (troupes); disposition en ordre; réglage du tir (artillerie); organisation d'un programme
Ranging
İngilizce Ranging kelimesinin Almanca karşılığı.
[range] v. umherschweifen; sich ausdehnen
n. Bereich
Ranging
İngilizce Ranging kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. allineamento, disposizione; (Artigl) regolazione del tiro
Ranging
İngilizce Ranging kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. ajuste do alcance; arrumação em fila
Ranging
[range] f. dizmek, sıralamak, sıralanmak, sıralı olmak, sıra halinde olmak, dolaşmak, gezmek, turlamak, sürtmek, uzanmak, boyunca gitmek, akıp gitmek, tarafına çevirmek, doğrultmak, nişan almak, erimi olmak, erişmek, katılmak, bölgede yaşamak
Ranging
n. sighting, determining the range of a target; arranging in formation; setting in lines, arranging in rows