Qualia, felsefede ve belirli psikoloji modellerinde öznel, bilinçli deneyimin bireysel örnekleri olarak tanımlanır. Qualia terimi, belirli bir durum için "ne tür" anlamına gelen Latince quālis (UFA: [ˈkʷaːlɪs]) sıfatının cinssiz çoğul biçiminden (qualia) türetilmiştir.
Qualia kavramını örnekler ile açıklamak gerekirse, bir baş ağrısında algılanan acı hissi, içilen bir içeceğin tadı ya da bir gökyüzü manzarasının algılanan renkleri sayılabilir. Duyumun niteliksel karakterleri olarak qualia, deneyimle ilgili inançlara odaklanılan "önermesel tutumlar"ın aksine doğrudan deneyimlemenin nasıl bir şey olduğunu açıklamaya çalışır.
Filozof ve bilişsel bilim insanı Daniel Dennett, bir keresinde qualia'nın "her birimize oldukça aşina olan bir şey için aşina olmayan bir terim; şeylerin bize nasıl göründüğü" olduğunu öne sürdü.
Qualia kavramının önemi konusundaki tartışmaların çoğu, terimin tanımına bağlıdır. Çeşitli filozoflar, qualia'nın belirli özelliklerinin varlığını vurgulayabilir veya reddedebilir. Ancak sonuç olarak, çeşitli qualia tanımlarının doğası ve varlığı, doğrulanamadıkları için tartışmalıdır.
Zaman içinde değişen birçok qualia tanımı vardır. Daha basit, daha geniş tanımlardan biri şudur: " Qualia, zihinsel durumların karakterlerinin neye benzediğidir. Örneğin, acı, kırmızı görme, gül kokusu gibi zihinsel durumlara sahip olmanın neye benzediği ya da nasıl hissettirdiğidir."
C.S. Peirce, 1866'da felsefede qualia terimini tanıtan ve bu terimi genel olarak kabul edilen modern anlamında kullanan ilk kişiydi. (Writings, Chronological Edition, Cilt 1, pp. 477-8). “Verili olanın, farklı deneyimlerde tekrarlanabilen ve dolayısıyla bir tür tümel olan tanınabilir niteliksel karakterleri vardır; Ben bunlara "qualia" diyorum. Ancak qualialar, bir deneyimden diğerine tanınma anlamında evrensel olsalar da, nesnelerin özelliklerinden ayırt edilmelidirler. Bu ikisinin karıştırılması, mevcut olan öz-teorilerinin yanı sıra birçok tarihsel anlayışın da özelliğidir. Qualia doğrudan sezilir, erişilir ve tamamen öznel olduğu için olası herhangi bir hataya konu olamaz." Frank Jackson daha sonra qualia'yı "...özellikle bedensel duyumların belirli özellikleri, fakat aynı zamanda hiçbir fiziksel bilgi içermeyen belirli algısal deneyimler" olarak tanımladı.
Daniel Dennett ise yaygın olarak qualia'ya atfedilen dört özellik tanımlar. Bunlara göre qualia:
- Tarifsizdir – doğrudan deneyim dışında hiçbir şekilde iletilemez veya anlaşılamazlar.
- İçkindir – deneyimin diğer şeylerle olan ilişkisine bağlı olarak değişmeyen, ilişkisel olmayan özelliklerdir.
- Kişiseldir – qualia'nın tüm kişilerarası karşılaştırmaları sistematik olarak imkansızdır.
- Bilinç tarafından doğrudan veya anında kavranabilir– bir qualia'yı deneyimleyebilmek, birinin bir qualia'yı deneyimlediğini bilmesi ve o qualia hakkında bilinmesi gereken her şeyi bilebilmesidir.
Eğer bu tür bir qualia varsa, o zaman kırmızıyı gören bir kişi bu algı deneyimini, kırmızı rengini hiç deneyimlememiş bir kişiye “kırmızılık” deneyimini hakkında bilinmesi gereken her şeyi bilebileceği bir şekilde tarif edemez. "Kırmızı sıcak görünüyor" gibi bir benzetme yapmak veya "700 nm dalga boyundaki ışık size yöneltildiğinde gördüğünüz renktir" gibi deneyimin gerçekleştiği koşulların bir açıklamasını sağlamak mümkün olsa da, bu türden bir qualia tanımının destekçileri, böyle bir açıklamanın deneyimin tam bir tanımını sağlayamayacağını iddia etmektedir.
Qualia'yı tanımlamanın başka bir yolu da "ham duyum"dur. Ham bir duyum başlı başına bir algıdır. Herhangi bir davranış veya davranışsal eğilimin üzerinde oluşturabileceği herhangi bir etkiden tamamen bağımsızdır. Buna karşılık, “işlenmiş duyum”, etkilerini açıkça görebildiğimiz algılardır. Örneğin, şarabın tadının algılanması tarifsiz, ham bir duyum iken, bu tadın neden olduğu sıcaklık veya acılık deneyimi işlenmiş duyum olacaktır. Işlenmiş duyumlar qualia değildir.
Saul Kripke'nin "Identity and Necessity" (1971) adlı makalesinde öne sürdüğü bir argümana göre, ham duyumlar gibi şeylerin anlamlı bir şekilde tartışılabileceği iddiasının önemli bir sonucu şudur: Qualia kavramının varlığı mantıksal olarak, birinde qualia olan ancak diğerinde olmayan iki mevcudiyetin her yönden aynı davranışı sergilemesini mümkün kılar. Çok az kişi, felsefi bir zombi olarak adlandırılan böyle bir varlığın gerçekten var olduğunu iddia etse de, yalnızca olabilme olasılığın bile fizikalizmi çürütmek için yeterli olduğunu iddia eden argümanlar bulunmaktadır.