1. anlamı üzerinde durmak; nokta gibi arasına girmek kes/noktala; cümleleri ayırmak için nokta koymak, noktalamak. 2. anlamı noktalama işaretlerini koymak. (sözü.vb.) ikide bir kesmek.
Punctuate
Punctuate İngilizce anlamı ve tanımı
Punctuate anlamları
(v. t.) To mark with points; to separate into sentences, clauses, etc., by points or stops which mark the proper pauses in expressing the meaning.
Punctuate tanım:
Kelime: punc·tu·ate Söyleniş:'p&[ng]k-ch&-"wAt İşlev:verb Türleri:-at·ed; -at·ing Kökeni: Medieval Latin punctuatus, past participle of punctuare to point, provide with punctuation marks, from Latin punctus point transitive senses 1 : to mark or divide (written matter) with punctuation marks 2 : to break into or interrupt at intervals the steady click of her needles punctuated the silence -- Edith Wharton 3: ACCENTUATE, EMPHASIZE intransitive senses : to use punctuation marks - punc·tu·a·tor /-"wA-t&r/ noun
İngilizce Punctuate kelimesinin İspanyolca karşılığı.
v. poner signos de puntuación a, acentuar, colocar los acentos, poner puntuación a, puntuar
Punctuate
İngilizce Punctuate kelimesinin Fransızca karşılığı.
v. ponctuer; interrompre
Punctuate
İngilizce Punctuate kelimesinin Almanca karşılığı.
v. interpunktieren, Satzzeichen setzen; unterbrechen
Punctuate
İngilizce Punctuate kelimesinin İtalyanca karşılığı.
v. mettere la punteggiatura in, punteggiare, mettere i segni d'interpunzione in; interrompere ripetutamente; (fig) sottolineare, dare risalto a, accentuare
Punctuate
İngilizce Punctuate kelimesinin Portekizce karşılığı.
v. pontuar; cortar, interromper (a fala); acentuar; enfatizar
Punctuate
f. noktalamak, noktalama işaretlerini koymak, lâfını kesmek, sözünü kesmek, araya girmek
Punctuate
İngilizce Punctuate kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
ww. leestekens plaatsen; onderbreken (met); onderstrepen, accentueren; kracht bijzetten aan
Punctuate
v. add punctuation marks; interrupt, cut off; emphasize, stress