The Wall, İngiliz rock müzik topluluğu Pink Floyd`un 1979 yılında yayınladığı aynı adlı albüme 1982 yılında Alan Parker tarafından çekilen, animasyonları da olan, pek fazla diyalog olmayan, albümün müziklerinin Hey You ve The Show Must Go On dışında tamanının bulunduğu bir film. Başoyuncu Bob Geldof`dur.
Film, Pink Floyd`un konserinden bir görüntü ile başlar (In The Flesh). Sonraki iki şarkı The Thin Ice ve Another Brick In The Wall, Part I`da Pink`in küçüklüğü ve babasının 2. Dünya savaşı`ndaki ölümünü anlatır ve duvara ilk tuğlalar da burada koyulur. The Happiest Days of Our Lives, Another Brick in the Wall, Part II şarkılarında ki konu Pink`in izolasyonunda bir sonraki aşama olan okuldur. Mother`da korumacı anneye, Empty Spaces`de (albümde olmayan What Shall We Do Now`ı da işin içine katarsak) giderek yalnızlaşan Pink`in kendini tüketime verişine tanık oluruz. Young Lust`la birlikte artık Pink bir rock yıldızıdır. One Of My Turns, Don`t Leave Me Now, Another Brick in the Wall, Part III Pink`in hayatının ve ilişkilerinin giderek daha da beter hale geldiğini görürüz. Goodbye Cruel World ile de artık duvar örülmüş, Pink Floyd izolasyon süreci tamamlanmıştır. Hey You, Is There Anybody Out There? ve Nobody Home şarkılarında ile yalnız kalan Pink`in yardım çığlıklarını dinleriz. Durumu iyice umutsuz hale gelen Pink`in dünyadan kopmuş, konserlere devam edemeyecek hale gelmiştir. Comfortably Numb, The Show Must Go On ile konserlere devam edebilmesi için Pink`e uyuşturucu verilmesi anlatılır. İyice deliren ve kurt (worms) sembolüyle çürüyüşü anlatılan Pink artık bir faşist olmuştur ve duvarların arkasında olmaktan memnun gibidir (In The Flesh, Run Like Hell, Waiting For The Worms). Stop ise Pink`in tükendiği noktadır. Sonrasında ise The Trial ayni yargılama gelir. Yargılama Pink`in kendisiyle hesaplaşmasını konu eder. Sonuç olarak duvarlar yıkılır, tüm karanlığına rağmen albüm aydınlık bir sonla biter.