Peydahlamak

Kısaca: Peydahlamak geçi. f. (fars. ...devamı ☟

Peydahlamak geçi. f. (fars. peyda’-dan pehda-[1]-la-mak). Genellikle isten­meyen bir şey peyda etmek: Böylece hiç işi olmayan enstitümüz yavaş yavaş kendi varlığının etrafında bir yığın iş peydahla­mış oldu (A.H, Tanpmar). Edinmek: Pa­kize’nin kızkardeşi son günlerde bu acaip huyu peydahlamıştı (A. H. Tanpmar). Bir makine peydahlamış. Kuyu kazan makine (Kemal Tahir). Peydahlanmak geçz. f. Peyda olmak: O nikahsız peydahlanmış çocukları düşürtür (H. E. Adıvar). Hepsinin elinde bir çanta peydahlanmıştı (A. H. Tanpmar).

peydahlamak


1 .
İstenmeyen veya uygun olmayan şeyler edinmek.
2 .
(nsz), mecaz Görünmek, ortaya çıkmak:
"Birbirine hiç benzemeyen iki mesleğin peydahladığı bu ucube, yarılmış bir dildi, hasta bir dil."- T. Uyar.

peydahlamak

Türkçe peydahlamak kelimesinin İngilizce karşılığı.
to have (a child) illegitimately

peydahlamak

genellikle istenmeyen ya da yolsuz görülen şeyler edinmek. görünmek, ortaya çıkmak.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.