II
İşte kara dutları güneşin Papatyaların renkli camları Başakları evlerin Kan rengi kız çocukları yelesiz Lokma lokma ağaçların altında Tren yolunda eğri büğrü Damları doğrayan makas
Gel bulutsuz masalara yaslan Elimi tut büyüsün Yüzüme bak çalsın İçimdeki çalar saat Dönüş yollarında sarmaş dolaş Vapurlar geçsin aramızdan
X Güneşimi arılar yedi gecesiz kaldım Dört köşe taşların üstünde Denizin çarşısında yeşil zeytin Balıklar geçti düdük çala çala Yaşamaya başladım kaldığı yerden Yosunlu kapıların ardında gizli İkiz martıları bulmak için
XLI Beyaz mendiller vardı havada Çalgılı gemiler balkonlarda açık saçık Bir kız vardı yok gibi öyle güzel Ne yerde ne gökte belki tuzda Acısında ekmeğin dilim dilim buğusunda
Kendine göre evlerin damı çatanası Bacaların şakırtısında akşam akşam Saksılar sedirler tahtaların güvercini Otursa kısa çoraplarını çekse dilenmese Beş çocuk anası el
Eciş bücüş maydanoz bahçeleri Düğümlü balıkları bekleyişin Uzun etme iki gözüm biraz da bize uğra Bu lambanın karpuzu benim işte Benim işte bu testi Benim işte bu soysuz sevdaların musluğu
OKTAY RİFAT HOROZCU