PENÇİK i. (fars. penc, beş’ten). Esk. Gümrük idaıesince belirli bir vergi karşılığında köle sahibine verilen sahiplik hakkını gösterir senet. Satılmak üzere pazara çıkarılan esirin boynuna takılan künye madalyonu.
Teşkilat
Pençik emini, Osmanlı devletinde pençikçilerden önce pençik vergisini toplayan memurlar. (Bunlar Gelibolu ve İstanbul’da bulunurlar, seferlere katılmazlardı.)Pençik kadısı, pençik resmini toplamakla görevli olan memur. (Pençikçilerden önce pençik resmi kadılar tarafmdan toplanırdı, bunlar akıncılarla birlikte bulunurlar, esir sahiplerinden gereken vergiyi toplarlardı.) || Pençik kanunu, Osmanlı devletinde pençik resminin ve pençik oğlanlarının toplanmasını düzenleyen kanun. (Bk. ANSIKL.)
Pençik oğlanı, Osmanlı devletinde savaşlarda ve akınlarda esir edilenlerden devletin payına düşen ve çeşitli hizmetler için yetiştirilen hıristiyanlara verilen ad. (Bk. ANSiKL.) || Pençik resmi, savaşlarda ve akınlarda ele geçirilen esirlerin sahiplerinden pençik kanunu gereğince alınan vergi. Bk. ANSiKL.
Pençik kanunu
Karamanlı Kara Rüstem’in teklifi üzerine savaş esirlerinin beşte birine devlet adma elkonulmasına ve öteki esirler için de esir sahiplerinden vergi alınmasına karar verildi. Bu işlemler bir kanunla düzenlendi. Kanun gereğince akıncı beyinin, toyca denilen akıncı subaylarının ve akıncıların aldığı esirler pençikçi denilen ve akıncılarla birlikte bulunan bir memur tarafından tespit ediliyor, sonra akıncı beylerine yirmi, toycalara bir, öteki akıncıların ikisine bir esir bırakılıyordu. Geri kalan esirlerin genç, sağlam ve sağlıklı olanları tanesi 300 akçeye devlet tarafından satın alınıyordu. Bir süre sonra kanunda bazı değişiklikler yapıldı. Esirler birtakım sınıflara ayrıldı: meme emen çocuklara şirhor, üç yaşından sekiz yaşına, kadar olanlara beççe, sekiz yaşından on iki yaşına kadar olanlara gulamçe, buluğa ermiş olanlarına gulam, daha büyüklere sakallı, ihtiyarlara da pir denildi. Bunlardan alman vergi değişikti. Sakat esirlerden az vergi alınırdı. Kadın esirler de duhterek (3-8 yaş arası), duhter (8-12 yaş arası), ümmülveled (buluğa ermiş), mariye (üm-mülveledden büyük), acuze (ihtiyar), fer-tute (çok ihtiyar) gibi gruplara ayrılır, bunlardan alman vergi de değişirdi. • Pençik oğlanı, hıristiyan esirlerin pençik a-dı altında beşte birinin devlet adma esir sahiplerinden alınması, XIV. yy.da Karamandan gelerek Osmanlı devleti hizmetine giren Kara Rüstem’in teklifi ve Murad Fin bu teklifi kabul etmesiyle gerçekleşti. Kara Rüstem, Gelibolu’ya yerleşerek Rumeli’de ele geçirilen esirlerin genç, kuvvetli ve çeşitli işlerde kullanılmağa elverişli olanlarının beşte birine devlet adına elkoymağa başladı. Pençik oğlanları, önceleri Gelibolu Acemi ocağında gemicilik işlerinde kullanıldı; daha sonraları belli bir bedel karşılığı Anadolu’da türk köylülerinin yanma, Türkçe ve türk gelenek ve göreneklerini öğrenmek için verilmeğe başlandı. Pençik oğlanları türk çiftçilerinin yanında türk gelenek ve göreneklerini öğrendikten sonra birer akçe yevmiye ile Acemi ocağına alınırlardı.Pençik resmi, önceleri akıncı kadıları, sonra da pençikçi ve pençik emini denilen memurlar tarafından toplanırdı. Pençik kanununa göre süt emen çocuktan üç yaşma kadar olan çocuklar için 10-30, üç yaşından sekiz yaşına kadar olan çocuklar için 100, sekiz yaşından on iki yaşına kadar olanlar için 120-200, buluğa ermiş olanlar için 250-270, ihtiyarlar için 150-200 akçe, bir gözü kör olan veya bir eli olmayanlar için 130-150, kadın esirler için 120-150 akçe pençik resmi alınırdı.
Pençik usülü, Abbasiler, Gazneliler, Samanoğulları ve son olarak Osmanlı Devleti gibi Türk-İslam devletlerinde görülen "savaş esirlerinden asker yetiştirme ve ordu kurma işlemine denir. Osmanlı'daki sistem diğer devletlerdekinden farklılıklar arzetmektedir. Zira Osmanlı Pençik sisteminde esirler, Türk ailelerin yanında uzun zaman eğitime tabi tutuluyordu.2 Bu sistem bir süre yaşadıktan sonra yerini, daha teşkilatlı ve köklü bir ordu kurma imkanı veren "devşirme sistemi"ne bırakmıştır.