Patras Olayı
Kısaca: Patras Olayı on dokuzuncu yüzyıldaki bir Rum ayaklanması. Avrupa devletlerinin ve Rusya'nın Osmanlı Devletini içeriden yıkabilmek için gösterdikleri faaliyetlerinden biridir. 12 Şubat 1821'de Avrupa devletlerinin Helen hayranlığı, Rusya'nın Ortodoksluk faaliyetleri neticesinde meydana geldi. Rumluk fikriyatına dayalı Yunan İsyanı, Mora'da gelişti. 1789 Fransız İhtilalinin Avrupa'da getirdiği Nasyonalizm, telkin ve teşviklerle Rumlar arasında yayıldı. Avrupa basınında, Eskiçağdaki Helen ...devamı ☟
Rumluk fikriyatına dayalı Yunan İsyanı, Mora'da gelişti. 1789 Fransız İhtilalinin Avrupa'da getirdiği Nasyonalizm, telkin ve teşviklerle Rumlar arasında yayıldı. Avrupa basınında, Eskiçağdaki Helen medeniyeti lehinde yayın yapılıp, Rumların Osmanlı Devleti hakimiyetinde bulunması Hıristiyanlık aleminin yüz karası olduğu fikri işlenerek, acındırıldı. Yunanlıların Osmanlı hakimiyetinden kurtarılması için yardım toplanıp gönüllüler yazılarak, teşkilat kurduruldu. Osmanlı Devletine ihanet ederek, Rus Çarının hizmetine giren Konstantin İpsilanti, Rum asıllı olup, general rütbesiyle Rus Çarının yaverliğini yapıyordu.
Rumlar arasında isyan fikrini yayan Etniki Eteryanın kasası, Bavyera'daki Münih; kafası Rusya'daki Petersburg, merkezi de İstanbul'daki Fener Patrikhanesiydi. Yunanlılık fikriyle kurulan Etniki Eterya, faaliyetlerini genişletince, Fatih Sultan Mehmed Hanın yıktığı Bizans'ı yeniden kurmaya ve Anadolu'daki Rumları da kendilerine katmaya çalışmaktaydı. Osmanlı Devletinin hoşgörüsünden faydalanıp, huzur içinde yaşayarak, ticaretle zenginleşen Rumların yüzlerce gemi ve binlerce gemicileri vardı. Korsan ihtimaline karşı gemilere top yerleştirerek hareket halinde kullanmaya hazır hale getirilip, gemiciler silahlandırıldı. Rumların faaliyeti Türkler tarafından teşhis edilip, emniyet tedbiri olarak, Müslüman halk kaleye çektirildi. Mora valisinin, Tepedelenli Ali üzerine asker sevketmesiyle, bölgenin boşalması asileri harekete geçirdi.Mora'nın kuzeybatısındaki Patras Başpiskoposu Germanos kumandasında toplanan on bin kadar silahlı Rum, 12 Şubatta isyan ederek şehrin kalesini kuşattılar. Patras'ta isyan başlayınca, yüzyıllarca Osmanlı hakimiyetinde yaşayan Mora Rumları, harekete geçtiler. asilerin propaganda ve tahrikleri neticesinde isyan yarımadayı kapladı. Mora Yarımadasının merkezi Tripoliçe hariç, bölge asilerin eline geçti. Mora'nın kuzeydoğusundaki Nauplion Limanı asilerin merkezi oldu.
Yüzyıllarca Osmanlı hakimiyetinde yaşayarak isyan ihtilal ve devlete karşı gelmeyi bilmeyen gayri Türk ve gayri müslim sadık ahali, Müslümanlar ve Türkler, Patras Vak'ası üzerine Tripoliçe'ye hicret ettiler. Göç esnasında Rumlar, pekçok katliam yapıp, yollarda binlerce muhaciri öldürdüler. Katliama uğrayanlar arasında, yüzyıllarca bölgede oturan yerliler de vardı. Öldürülenlerin mevcudu kırk-elli bin civarındaydı. 5 Ekim 1821'de Tripoliçe de asilerin eline geçti. Tripoliçe kalesindeki asker ve sivil sekiz bin Türk, kundaktaki yeni doğmuş bebeklere kadar hunharca öldürüldü. İnsanın tüylerini ürperten hadiseler karşısında Avrupa basını susup, Osmanlı Sultanı İkinci Mahmud Hanın hadiseler karşısında alacağı tedbir ihtimaliyle gönüllü toplama faaliyeti içine girdiler.
Osmanlı Sultanı ve Halife-i Müslimin Mahmud Han, tahkikat başlatarak, tedbir aldı. Mora İsyanını bastırdı. Tahkikatta, büyük imtiyazlar tanıdığı İstanbul Fener'deki Ortodoks Patriki Gregorios'un asilerle münasebeti tespit edildi. Patrik Gregorios, Rum İsyanının baş planlayıcısı olup, Rus Çarı Aleksandr'la devamlı irtibat halindeydi (Bkz. Gregorios). Hadiseler bütün teferruatıyla tetkit edilince; Patrik Gregorios'tan başka, Edirne, Edremit, Kayseri, Tarabya piskoposları dahil Boğaziçi'nde muhteşem saray ve konaklarda oturarak armatörlükte zengin olan, daha önceleri içlerinden Eflak ve Boğdan prensleri seçilen Fenerli Rum beylerinden birkaçı da suçlu görülerek, cezalandırıldı.
Mora İsyanı üzerine Çarlık Rusya'sı harekete geçti. Rus Çarı Aleksandr, yaveri General Aleksandr İpsilanti'yi, üç bin Rum gönüllüsüyle bölgeye gönderdi. General İpsilanti, Boğdan'ın merkezi Yeş'i Martın 5'inde; Kalos'i 11'inde, Bükreş'i de 30'unda işgal etti. Romanya şehirlerinin işgali üzerine Osmanlı askeri, süratle bölgeye girip, şehirleri geri aldı. Rum gönüllüler yakalandıysa da, General İpsilanti Avusturya'ya sığındı. Babıali, Rusya'yı protesto edince, Çar Aleksandr, General İpsilanti'yi askerlikten ve yaverlikten uzaklaştırdı. 1822'de isyancılar, kendi güçleriyle Osmanlı Devletiyle mücadele etmek istediler. Osmanlı ordusu, 1822'de başlatılan Mora Harekatı ile bir hafta içinde isyanı bastırdı. asiler imha edilerek, çoğu esir alındı. Bu durum Avrupalıları kudurttu. Avrupa basını aleyhte propagandaya başladı. 50.000 Müslüman Türkü, genç-ihtiyar, kadın-çocuk ve kundaktaki bebeğe kadar ayırım yapmadan hunharca katleden Rum asilerini alkışlayan Avrupa basını, Osmanlının isyana katılanları cezalandırmasını vahşetle nitelendirdiler. Eserleri Türkiye'de okunup, dinlenen, seyredilen; Lord Byron, Victor Hugo, Beethoven ve daha nice yazar, şair, bestekar, ressam, gazeteci Avrupa basın ve kamuoyunda Türk düşmanlığı yapıp, Osmanlı aleyhinde propaganda yaptılar.
Patras Vak'ası hal edilip, Mora İsyanı bastırılmasına rağmen; Fransa, İngiltere, Papalık ve Rusya'nın Osmanlı Devleti aleyhine çalışmaları neticesinde Avrupa'da ittifak kuruldu. Osmanlı Devleti, denizden, batı ve doğu hudutlarından üstün ve çok sayıda düşman askerinin saldırılarına, yeniçeri ocağının kaldırılmış olması ve yeni ordunun bütünüyle teşkilatlandırılmamış olmasından dolayı karşı koyamadı. Rumlar, Fransa'nın Mora Yarımadasını işgal etmesinden sonra, 15 Ağustos 1829 tarihinde Yunan Devletini teşekkül ettirdiler. Patras Vak'ası neticesinde asilerin isyanı bastırılmasına rağmen; Rumlar, tepkici ve destekçi devletler sayesinde istiklal sahibi oldular.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Bu konuda henüz görüş yok.