Osmanlı mutfağı Osmanlı dönemindeki mutfak kültürüdür. Kökeni Selçuklu mutfağına dayanır.Osmanlı Mutfağı'nı, Osmanlı saray mutfağı ve Osmanlı halk mutfağı şeklinde ikiye ayırmak doğru olacaktır. Halk mutfağı, saray mutfağı kadar gösterişli olmamasına rağmen lezzet ve çeşitlilik yönünden oldukça zengin bir menüye sahip olmuştur.
15. yüzyılda eserler veren ve literatürde "en büyük Osmanlı hekimi" vasfıyla yer alan Muhammed bin Mahmûd Şirvanî ile hazırladığı yemek kitabı bulunmaktadır. Osmanlı döneminde yazılan müstakil yemek kitaplarının ilki olan bu eser şüphesiz ki kültür tarihimizin nadide ürünlerindendir. Şirvanî, Arap ve Türk yemekleri ile kimi içecekleri tarif ederken hekimliğinin getirdiği bilgi birikimini kullanmış, bunların hangi hastalıklara iyi geleceğini de anlatmıştır.
Ahmed Cavid’in Tercüme-i Kenzü’l-İştihâ adlı kitabı, İranlı şair Mevlânâ Ebû İshak Hallâcı Şirâzî’nin (ö. 1423 veya 1427) Kenzü’l-İştihâ (İştah Hazinesi) adlı şiirindeki yemeklerle ilgili tâbirlerden oluşan bir sözlüktür. Bu eserinin bizim için asıl önemi, eski İran mutfağı ile Türk mutfağı arasındaki bağlantıları göstermesinden çok kendi zamanına ait gözlemleridir.
Melceü’t-Tabbâhîn (Aşçıların Sığınağı) Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne hocalarından Mehmed Kâmil’in yazdığı ve 1844’te taşbaskı halinde yayınlanan ilk yemek kitabıdır.
Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Stefanos Yerasimos’un 15. ve 16. yüzyıl saray mutfağına ışık tutan Sultan Sofraları kitabı, mutfak kültürümüzün temelleri ve toplumsal tabakalarla ilişkisi konusunda bilgi vermektedir.
500 Yıllık Osmanlı Mutfağı (500 Years of Ottoman Cuisine) Marianna Yerasimos tarafından yazılan ilk basımı 27 Ekim 2005 tarihinde olan yemek kitabıdır. Osmanlı yemek kültürünü oluşturan öğelere değiniyor, ardından Osmanlı mutfağından denenmiş, yapılabilir yemek tarifleri sunuluyor.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Yemek Kültürü Yorumlar ve Sistematik Dizin Marianna Yerasimos tarafından yazılan ilk basımı 2011 tarihinde olan kıtaptır. Seyyâh-ı âlem Evliyâ Çelebi’nin Seyahatnâme’si 17. yüzyıl Türkçesinin en önemli metinlerinden biri olmasının yanı sıra, verdiği bilgiler açısından da son derece zengin bir başvuru kaynağı. Marianna Yerasimos bu çalışmasında Seyahatnâme’yi didik didik ederek “yılan mâslukası”ndan “abdüsselâm otu”na, “zürâfe-pîçe”den “bühtan kavunu”na varıncaya dek “memduh” yiyecek ve içeceklerin, balıkların, meyvelerin, hamur işlerinin, çorbaların, pilavların, sebzelerin, sofra gereçlerinin, esnafın, taam mekânlarının, kısacası yemeğe ilişkin her şeyin ayrıntılı bir dökümünü yapıyor.