Fatih Sultan Mehmet dönemi
II. Mehmet, 6 Nisan 1453te kuşattığı İstanbulu 29 Mayıs 1453te fethetti ve artık bir imparatorluk durumuna gelen devletine başkent yaptı. Ardından, Bizans tahtı üzerinde hak iddia edebilecek hanedanlara karşı harekete geçti. Mora Despotluğu (1460), Trabzon Rum İmpratorluğu (1461) ve Palailogoslar ile akrabalığı bulunan Galtulusi ailesinin ortadan kaldırdı. Sırbistan, Bosna ve Herseki ilhak etti (1459). Balkanlarda genişleme Osmanlı Devletini Tuna üzerinde Macaristanla; Arnavutluk, Yunanistan kıyıları ve Ege Denizinde Venedikle karşı karşıya getirdi. Uzun bir savaş (1463 - 1478) sonunda Venedik, İşkodra, Akçahisar kentleriyle Limni ve Eğriboz adalarını Osmanlılara bırakmayı ve elde etiiği ticaret serbestliği karşılığında her yıl 10000 altın ödemeyi kabul etti. Bu savaş sürerken II. Mehmet, Karamanoğulları Beyliğini ortadan kaldırdı (1468); Karamanoğullarını koruyan ve Venedikle bir antlaşma yapan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasanı Otlukbelinde ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu zaferle Osmanlı Devleti Fıratın batısındaki Anadolu topraklarına yerleşti; Gedik Ahmet Paşanın Torosları ve Akdeniz kıyılarını zaptetmesiyle de Memluk Devleti ile sınırdaş oldu. Gedik Ahmet Paşanın 1475te kuzey Karadenize yaptığı sefer, Ceneviz kolonileri Kefe ve Sudakın fethi ve Kırım Hanlığının Osmanlı himayesine girmesiyle sonuçlandı. Böylece Osmanlı Devleti bir iç deniz durumuna gelen Karadeniz üzerinde siyasi ve iktisadi tam bir egemenlik kurdu. II. Mehmetin güney İtalyanın fehiyle görevlendirdiği Gedik Ahmet Paşa, denizaşırı bir seferle Napoli Krallığının elinde bulunan Otrantoyu aldı ve İtalya içlerinde harekata başladı. Ama II.Mehmetin ölümü (1481) bu seferin yarım kalmasına neden oldu.II. Bayezit dönemi
II.Mehmetin ölümünden sonra Osmanlı Devleti, bir iç bunalımla karşı karşıya geldi. II. Bayezit (1481 - 1512), taht kavgasına girişen kardeşi Cemi yeniçerilere dayanan İshak ve Gedik Ahmet paşaların desteğiyle yendi; Cem, Rodos Şövalyelerine sığınmak zorunda kaldı. 1484teki Boğdan seferi ile kuzey ticaretinin zengin limanları Kili ve Akkerman Osmanlı Devletine katıldı. Cemi ve Karamanoğullarının kalıntılarını destekleyen Memluklarla savaş (1485 - 1491) ise genellikle Osmanlıların yenilgisiyle sonuçlandı. Venedikle savaş (1499 - 1503), imparatorluğa Modon, Koron, Navarin, İnebahtı limanlarını kazandırdı. Bu savaş sırasında Osmanlılar, Akdenizde Venedik ile boy ölçüşebilecek bir donanma meydana getirdiler. Bu arada, İrana egemen olan Şah İsmailin halifeleri aracılığıyla Şiiliği Türkmenler arasında yaymaya başlaması, Anadoluda Osmanlı egemenliğini sarsan bir siyasi tehlike olarak belirdi. Şah İsmailin halifelerinde Şah Kulunun önderliğindeki ayaklanma güçlükle bastırılabildi.Yavuz Sultan Selim dönemi
Yeniçerilerin desteği ile babası II. Bayeziti tahttan uzaklaştıran Yavuz Sultan Selim, Şah İsmailin Anadoludaki müritlerine karşı şiddetli bir mücadeleye girişti.Kardeşleri Ahmet ve Korkudu yenerek Şah İsmaile karşı Çaldıranda kazandığı zaferden (1514) sonra Tebrize kadar ilerledi.Dönüşünde Dulkadiroğulları Beyliği ile Turnadağ Şavaşı yapıldı(1515).Bunu gören Ramazanoğulları Beyliği savaşmadan teslim oldu ve Anadoluda Türk birliği sağlandı. Bundan sonra I. Selim, Memluklara karşı harekete geçti. Yavuzun batı da tehlike görmemesi nedeniyle doğu sınırlarını kontrol altına almak istemiştir bu sebeple doğuya yönelik fetih politikası izlemiştir.Mısır Seferi
Nedenleri:- Yavuz Sultan Selimin İslam Dünyasının lideri olmak istemesi
- Baharat Yolu ve zengin bir tarım bölgesi olan Mısırı almak istemesi
- Dulkadiroğullarının Osmanlı egemenliğine girmesi
- Memlüklerin Şah İsmail ile ittifak kurması
- Memlük toprakları alındı
- Memlük hazinesi alındı,hazine altın doldu
- Kutsal Emanetler İstanbula taşındı
- Halifelik Osmanlılara geçti
- Osmanlı devleti teokratik devlet yapısı kazandı
- Venedikliler Kıbrısa ödedikleri 10000 altını Osmanlıya ödemeye başladılar
- Baharat Yolu,Mısır alındı
Bu dönemde batıya hiç sefer düzenlenmemiştir mısır seferinde büyük sahra çölü üç ayda geçilmiştir. padişah üstün ahlakından dolayı atından inip yanında yürüyerek gitmekte olan bir alime ata onun binmesi gerektiğini söylemiştir.o alimin üzerine sıçrattığı çamurlu elbisesini saklamış ve en çok değer verdiği eşyalar arasına koymuştur.