Omega 7 ya da Palmitoleik asit, eski çağlardan bu yana özellikle Tibetliler ve Moğollar tarafından geleneksel ilaç olarak kullanılan, bazı eski tıp kaynaklarında akciğerler, mide, dalak, kan dolaşımı üzerinde farmakolojik etkileri olduğu belirtilen yabani iğdenin (Hippophae rhamnoides L.) etken maddesidir. Yabani iğdenin ilk kez 1977 yılında, Çin Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen Farmakopeside* resmi olarak yer aldığı da bilinmektedir.(Xu Mingyu ve ark.)
Palmitoleik asit CH3(CH2)5CH=CH(CH2)7COOH
Yabani iğdenin olgun meyve ve çekirdekleri; flavonoidler, likopen, karotenoidler, fitosteroller ve A, B1, B12, C, E, K, P vitaminleri için değerli bir kaynaktır, bu nedenle kuvvetli antioksidan özelliğe sahiptir. Yabani iğde, içeriğindeki bu çok değerli maddeler nedeniyle kardiyovasküler sistemi ve bağışıklığı güçlendirici, yaşlanmaya, iltihaba, mide-bağırsak ülserlerine, kansere ve radyasyonun etkilerine karşı koruyucudur.(Chirag A. Patel ve ark., 200013 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.) Bu bitki, Omega 7’den de oldukça zengindir. Omega 7, derinin doğal bir bileşenidir, cildi nemlendirici, onarıcı etkisiyle bilinmektedir. Bu özelliği ile yanık ve iyileşmeyen yaraların tedavisinde, egzamada (Yang B ve ark., 199913 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.) değerli bir topikal ajan olarak kabul edilirken aynı zamanda vajinal kuruluk, göz kuruluğu tedavisinde de kulanılmaktadır. Omega 7’nin saç ve tırnak üzerindeki olumlu etkileri de bilinmektedir.
Yapılan araştırmalar Omega 7 yağ asidinin, vücutta yağ birikiminin engellenmesine, insülin seviyesinin düzenlenmesine ve kilo kontrolüne yardımcı olduğunu göstermiştir. (Yang, Zhi-Hong ve ark., 2011) Bu mucizevi madde aynı zamanda metabolizmayı hızlandırarak vücudun insülin hassasiyetini artırır. Böylece vücut glikozu yağ olarak depolamak yerine enerjiye dönüştürür, kilo kontrolü kolaylaşır.