nöbet
1 . Sıra, keşik:"Bu akşam nöbet sizde, masrafı siz yapacaksınız."-
2 . Sıra ile yapılan görev, iş:
"Karlı dağlar başında nöbet geceleri, siper içlerindeki yağmurlu uzun günler."- Y. K. Karaosmanoğlu.
3 . Hastalık sebebiyle titreme, yüksek ateş:
"Bir aralık nöbeti artmış olacak, kebenin altından arabacıya seslendi."- M. Ş. Esendal.
4 . Vakit vakit ortaya çıkan aynı türden fizyolojik bozuklukların bütünü:
"Bir sıtma nöbeti içinde titreyerek olduğu yere çöreklendi."- S. F. Abasıyanık.
5 . Kez, defa:
"Akşamları gelince sofra kalktıktan sonra çocuklarla bir nöbet daha oyun oynanır."- R. N. Güntekin.
6 . Resmî yerlerde veya önemli kimselerin kapısında belli vakitlerde çalınan mızıka.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
nöbet beklemek (veya tutmak) , nöbet çalmak